İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Müzayede en iyi ayakta izlenir

Portakal Sanat ve Kültür Evi 2006’yı bugün Yeni Yıl Müzayedesi ile kapatıyor. Türkiye’de müzayede denince akla gelen ilk isim Raffi Portakal, bu işin adap ve taktiklerini anlattı: “Alıcı karşısındakinin duraklamalarına ve süratine bakarak stratejisini anlamaya çalışır. Burada insan sarraflığı devreye girer.”

BAHAR BAKIR

Portakal Sanat ve Kültür Evi’nin sahibi Raffi Portakal “Müzayedede oturulacak yer kişiye göre değişir. Ben en ön sırada oturmayı tercih etmem” diyor: “Çünkü o sırada ne olup bittiğini, kimin artırdığını görmek isterim. Ortalara yakın ve ön tarafa hakim olmak gerek. Belki ayakta durmak en iyisi.” Portakal ile bugün yöneteceği Yeni Yıl Müzayedesi ve genel olarak müzayede adabı hakkında konuştuk

Müzayede adabı var mı?
Tabii ki var. Benimsediğimiz ilk kural şu: Müzayede öncesinde rezervasyon yaptıran müşterilere salonda özel bir bölüm ayırıyoruz ve kimseye ismine göre koltuk ayırmıyoruz. Buradaki amaç kimseyi diğerinden daha kıymetli addetmemek. İlk gelen en iyi yere oturur mantığını güdüyoruz. Bunun dışında insanların giyimleri, tavırları ve hamleleri, seçimleri müzayedede çok önemlidir. Çünkü bu sizin karakterinizi yansıtır. Yani bir psikoloji meselesidir. Bu adap içinde müşterinin müzayedeye gelme amacı çok önemli. Kendisini göstermek mi, ucuza almak mı, adını gizleyerek bağış yapmak mı istiyor, bunlar arasında fark var. Çünkü insanlar müzayedede amaçlarına uygun stratejiler geliştirirler.

Müzayedelerde alkışın bir ritüel veya kural olduğunu söyleyebilir miyiz?
Tüm dünyadaki müzayedelerde alkış olur. Uzun bir çekişmeden sonra o çekişmenin galibine salondakiler böyle bir ödül veriyor. “Başardı ve aldı” diye düşünüyorlar galiba. Alkış salondaki tansiyonu yansıtan önemli bir gösterge.

“Doğru hamle önemli”
Müzayedede zamanlama çok önemli bir unsur olsa gerek.
Doğru hamle çok önemli. Çünkü bir alıcının kendisinden sonra gelen peyi (güvence parası) düşünmesi, tahmin etmesi gerekir. Ardından müşteri için eseri ucuz almak önem taşıdığından hamleyi yaparken kimin pey vurduğunu bilirseniz, karakterini tahmin edip onu yıldırmak için birdenbire rutinin dışına çıkabilirsiniz. Artış bin bin giderken, örneğin siz bir anda beş bin artırabilirsiniz. Eser kaldırıyorsa tabii. Ya da çok uzun zaman bekleyip ani bir hamle yaparsınız.

Müzayedeye telefonla katılım nasıl oluyor?
Müzayede ahlakı dahilinde telefondaki kişinin adı öğrenilir ama bu salona deklare edilmez ya da adı bilinse de söylenmez. Müzayede esnasında telefondaki kişi, vuruşların şiddetinden, duraklamalardan ve süratinden karşısındakinin stratejisini anlamaya çalışır. Burada biraz insan sarraflığı devreye giriyor.

İyi bir müzayede müşterisinin belirgin özellikleri neler?
İyi bir alıcı ne alacağını bilen, eseri iyi etüt etmiş, fiyat limitlerini iyi belirlemiş, bir daha bulunmayacak bir eser için kesenin ağzını zamanında açan, hatta düşündüğünün üzerinde fiyata çıkabilen, çabuk karar verebilen, zevkli ve işini iyi bilen biridir. İyi bir gözlemci olmak önemli bir özelliktir. Çünkü bazen bir eserle üç kişi ilgilenir ve fiyatı sürekli artırırlar. Ama sonra bir dördüncü şahıs çıkıp eseri alır.

“Disiplin farkı var”
Eski ve yeni müzayedeler arasında fark var mı?

25 yıl öncesiyle şu anki müzayedeler arasında bir disiplin farkı var. Eskiden evlerde yapılır ve bir kişinin eseri satılırdı. Şimdi ise otellerde birçok kişinin eserleriyle yapılıyor. Türkiye’de müzayedecilik günden güne gelişiyor. Yine de Türkiye kültüre aç bir ülke olduğundan ve çok sayıda müzayede yapılmadığından biz bu müzayedede uzun bir ön sergilemeyi yerinde gördük. Bu, insanların eserlerle flört etmesini sağlıyor. Yani bir oldu-bittinin yerine, insanları eserlerle nişanlılık ya da evlilik sürecine hazırlıyor.

“Müzayedeyi yöneten kişi bir orkestra şefi gibidir”

Müzayede esnasında ilginç olaylarla karşılaşıyor musunuz?
Tabii. Bir müşterimiz müzayede salonunda üçüncü sıraya geçmeye çalışıyordu. Elinde de bizim bayrağımız vardı. Kaldırıp duruyordu bayrağı. Ben de onun her kaldırışında pey sürüyordum. Karşısındaki müşteri de buna karşılık pey sürüyordu. Neyse arkadaşımız yerine oturdu. Bayrağı tekrar kaldırdı. Ben de tamam, sattım dedim. Arkadaşımıza numarasını sordum. Bana “Ben almadım” dedi. Niye diye sorduğumda “Ben sana selam veriyordum Raffi” dedi. Sonuçta selamı biraz pahalıya patlamış oldu.

Müzayedeyi yöneten kişinin rolü nedir?
Müzayedeyi yöneten kişi bir orkestra şefi gibidir. Son derece formda, uçan kuştan haberdar, uyanık, salona hakim ve karizmatik olmalı. Çünkü doğru yönetmediği durumlarda münakaşa olur. Bu kişi konsantrasyonunu kaybedince birinin aldığı eseri diğerine sattığını söylediği oluyor ya da bazen eserin fiyatına 100 binken
150 bin diyebiliyor. Bunu önlemek için müzayede anını videoya kaydediyoruz. Çünkü çok nadir olsa da, müşteri aldığı eserden müzayede sonunda pişman olabiliyor. “Ben almadım” diyebiliyor.

Bu durumda ne oluyor?
Hukuki bir durum doğuyor. Müzayede anında satılan bir mal, borç gibi sizindir artık.

En pahalı parça Çallı’nın

Yeni Yıl Müzayedesi’nin öne çıkan parçaları neler?
310 eserden oluşan bir müzayede bu. Son halife Abdülmecid Efendi imzalı Yavuz Sultan Selim portresi var. Abdülmecid’in torunu Hanzade Sultan koleksiyonundan… Aynı koleksiyondan Louis Vuitton’un bir sandığı var. İbrahim Çallı’nın “Maşlahlı Kadınların Büyükada Sefası” adlı başyapıtı var. Bunun dışında Adnan ve Berin Menderes’e ait mücevher koleksiyonu ile son Mısır hıdivi Abbas Hilmi Paşa için yapılmış özel levhalar ve Kabe anahtarlığı var.

En pahalı parça hangisi?
İbrahim Çallı’nın tablosu. Değerini 350 bin YTL olarak öngörüyorum.

Kim nerede oturur?

En ön sırada oturmak doğru bir tercih mi?
Kişiye göre değişir. Ön plana çıkmak istemeyenler genelde arka sıralarda otururlar. Gösteriş için gelenler farklı, eseri ucuz almak isteyenler farklı yerlerde otururlar. Müzayede salonunda ben en ön sırada oturmayı tercih etmiyorum. Çünkü müzayede anında ne olup bittiğini, kimin artırdığını görmek isterim. Ortalara yakın ve ön tarafı görebilecek noktalara yakın olmak gerekli. Belki ayakta durmak en iyisi.

Müzayedeleri takip edenler ne diyor?

“Türkiye’deki müzayedeler parti ve kokteyl havasında”
Monik Benardete (Koleksiyoncu)
Müzayede adabı diye bir şey muhakkak var. Örneğin Avrupa ve Amerika’da cep telefonları kapanır, bağırma çağırma, ikram, garsondan viski istemek gibi şeyler olmaz.
Biz eşimle son dönemlerde telefonla katılmayı tercih ediyoruz.
Yurtdışındaki müzayedelerle Türkiye’dekileri karşılaştırdığımda çok fark buluyorum. Buradaki müzayedeler kokteyl ve partiyle karışık. Açık oturum havasında, her kafadan bir sesin çıkması durumu var. Yurtdışındakiler ise çok daha ciddi, saygılı ve ölçülü yapılıyor.

“Yurtdışındakiler daha bilinçli”
Nesrin Esirtgen (Abdi İbrahim İlaç A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Vekili)
Müzayedede adap ve süreç vardır. Parçanın kolleksiyonunuza uygunluğu ile başlar iş. Sonra estetik ve tarihi bilgi gelir. Ardından parçanın alt ve üst bedelini belirlersiniz kafanızda.
Yurtdışındaki müzayedelere katılanlar çok daha bilinçli ve danışmanlarla çalışıyorlar.
Bir müzayedede bir parça için bayrak kaldıracaktım ki yöneticinin “Nesrin hanım satılıyor” demesiyle herkesin bana baktığını hissettim. Utandığım için bayrağı kaldıramadım ve parçayı kaçırdım.

“Türkiye antikayı bilmiyor”
Barbaros Şansal (Terzi yamağı)
Müzayede edebi ve adabı giyimden duruşa ve konuşma tarzına kadar var. Ama sonradan olma dediğimiz yüksek sosyete müzayedeleri bir şov sahnesi gibi kullanılmaya çalışılıyor.
Yurtdışında, müzayededeki parçaların ekspertiz raporları ve garantileri var.
Türkler sadece oryantalist resme ve tombağa para ödüyor. Türkiye zaten daha antikayı da bilmiyor.
Zeki Müren’in kıyafetleri müzayedede satılmaya çalışılıyordu. Bunu engellemek için İbrahim Tatlıses ve Defne Samyeli gibi ünlülerden oluşan bir grup müzayedede alkış eylemi yaptık ve satışı durdurduk.

“İki uzman danışmanla çalıştım”
Barış Tansever (Sunset Grill&Bar’ın sahibi)
Müzayedeye katılmadan önce bazı hazırlıklar yapılır, bu da bir adabı olduğunu gösterir. Ben TMSF’nin Hakan Uzan’ın şaraplarını satışa çıkardığı müzayede için ilk önce şarapların listesini ve fiyatlarını inceledim. Biri Fransız diğeri Amerikan şarapları konusunda uzman iki danışmanla çalıştım.
Suat Soysal bana bir okul inşası projesi için müzayedede destek olup olamayacağımı sordu. Ben de geçmiş müzayedelerden aldığım Petrus şarabını bağışladım. Müzayedede YKM’nin sahibi Saruhan Tan bu şarabı 11 bin YTL’ye aldı. Bu Oliviero Toscani’nin kendi imzasını taşıyan fotoğrafla aynı fiyattaydı. 

http://www.milliyet.com.tr/2006/12/23/pazar/axpaz02.html

Yorumlar kapatıldı.