İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ökümenik sıfatı üzerine

Cengiz Aktar

Papa’nın ziyareti ile İslâmla ilişkide belki yeni bir dönemin temeli atıldı; ziyaretin ilk amacı olan Ortodoks dünya ile ilişkiler tazelendi. Somut kazanımları zaman gösterecek. Ancak Vatikan’ın ne yapacağını beklemeden bizim pek çok konuda adım atmamız mümkün. Zira gayrimüslimlerle içi içe yaşıyoruz.

Ziyaret esnasında Papa’ya ebedî hoşgörümüzün erdemlerini anlatırken diğer yanda mâlum arazlarımız yine peydahlandı. Bunlardan biri Fener Patriği ve Patrikhane’nin dünyada Rusya ve Türkiye tarafından reddedilen ökümenik (cihanşümul veya evrensel) sıfatı. Hassasiyetimizi anlamak mümkün değil. Eğer sıfata bizdeki laiklik uygulaması çerçevesinde karşı çıkılıyorsa biz ne dersek diyelim Patrik, Diyanet işleri başkanı gibi bir TC memuru değil. Eğer mesele AB’nin bu konudaki taleplerine karşı çıkmaksa, esas ABD’nin bu konudaki ısrarını bilmek gerekiyor. Eğer Yunanistan’la didişmek gibi bir keyfiyet varsa Yunanistan bu konuda, asıl karşı taraf olan Moskova’ya değil İstanbul’a daha yakın. Sanki Ortodoksuz ve tartışmanın tarafıyız.

Ama eğer Moskova Patrikhanesi’nin 1453’te fetihden bu yana talep ettiği ve Fener’in kullanmasına karşı çıktığı İstanbul’un ökümenik sıfatını Rusya’ya yaranmak için biz de red ediyorsak bu, ciddî bir değerlendirme hatasıdır. Dış politikasını gaz/petrol şantajı üzerine bina etmiş bir Rusya’nın ortak meselelerde bugün Türkiye ile birlikte hareket ettiğini söylemek mümkün mü? Örneğin, Azerbaycan ve Gürcistan başta olmak üzere Kafkaslarda tamamen karşı bir tutum sergiliyor. Kıbrıs’ta Annan Planı referandumu sonrası Genel Sekreterin KKTC üzerindeki iktisadî tecridin hafifletilmesini tavsiye eden raporunu New York’da hâlâ Rusya engelliyor.

Bartolomeos ve Patrikhanenin önemi
Kurum, 250 milyon inanana sahip Ortodoks dünyasının ruhanî önderi konumunda olan bir Türk kurumu. Ortodoks dünya içerisindeki “eşitler arasında ilk” konumu sayesinde diğer Hıristiyan mezhepleri, semavî dinler ve hükümetler nezdinde protokolün ilk sırasında kâbul gören bir kurum. Patrik Bartolomeos göreve gelir gelmez Patrikhanenin, Demir Perde arkasında erimeye yüz tutmuş ortodoks kiliseleri nezdindeki tarihî konumunu canlandırdı. Bütün episkoposları, Moskova’dan II.Aleksi de dahil olmak üzere, Mart 1992’de İstanbul’da bir araya getirdi. Nitekim Balkanlı yeni AB üye ülkelerindeki hatırı sayılır ortodoks nüfusun gözünde Fener sözü sayılan, dinî ve kültürel ağırlığı olan bir merkez. AB kurumları nezdinde ise Ortodoksluğu Fener Patrikhanesi temsil ediyor.

Patrik Hıristiyan dünya içerisindeki diyalogda da etkin. Katoliklerle yıldızı barışmayan Protestanlarla diyalog içerisinde; ilk doğu kiliseleri Keldanî, Nasturî ve Süryanîlerle muhatap. Vatikan’ın tepeden bakmaya yatkın olmasına rağmen Katolik dünya ile ilişkileri Papa ziyaretinde de görüldüğü üzere, yapıcı. Semavî dinlerarası diyaloğu Türkiye’deki İslamla sınırlı değil. Libya’dan Umman’a ve Endonezya’ya kadar uzanan bir coğrafyada kabul gören, hürmet edilen bir din adamı. Ayrıca inanmış bir çevre korumacı. Can çekişen Tuna deltası ve Adriyatik denizi için yaptığı girişimler dikkate değer. AB üyeliğimiz konusunda sarfettiği çabayı ise duymayan kalmadı.

Ökümenik sıfatı konusunda Osmanlı’dan alacağımız ders çok. Osmanlı hem Moskova hem de Katolikliğe karşı Ökümenik Patrikhane’yi daima el üstünde tutmuş. Ortodoksluğun hamîsi olarak Avrupa’da politika belirlemiş. Patrikhane’nin bugün hâlâ İstanbul’da olması, başında da Patrik Bartolomeos’un bulunması içerde ve dışarıda aranan dinî diyalog kadar dünyevî ilişkiler açısından da çok değerli.

http://www2.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&tarih=14.12.2006&Newsid=97848&Categoryid=4&wid=121

Yorumlar kapatıldı.