İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye AIHM’de hep mahkûm

NEZAHAT ALKAN
Adalet Bakanı Çiçek’in türban kararının ardından “AİHM kararları, hoşumuza gitse de gitmese de uymamız gereken kararlardır” dediği uluslararası mahkeme Türkiye hakkında ıo yılda bine yakın karar verdi. 2006 rakamları da dahil edildiğinde mahkemenin verdiği karar sayısı bini aştı. 1995 yılında Türkiye’den 3 başvuruyu karara bağlayan mahkeme 2005’te ise 290 karara imza attı. Kişisel başvuru hakkının tanınıp uygulanmaya başlamasının ardından Türkiye ile ilgili kararların sayısı hızla yükseldi. 2006’nın ilk 7 ayında verilen karar sayısı ise 189’u buldu. Yıl sonuna kadar karara bağlanan dava sayısının 2005 yılını geçmesi bekleniyor.

AİHM’nin Türkiye ile ilgili karar verdiği 10 yıllık dönem içinde davaların büyük çoğunluğu Türkiye’nin mahkumiyeti ile sonuçlandı. Mahkumiyet kararlarına dayanak yapılan maddeler ise ağırlıklı olarak 3. maddede tanımlanan işkence yasağı, 10. maddede tanımlanan “Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir”, 6. maddede adil yargılanma hakkı başlığında tanımlanan “Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir”, 5. maddede tanımlanan özgürlük ve güvenlik hakkı “Herkesin kişi özgürlüğüne ve güvenliğine hakkı vardır” ve 11. maddede tanımlanan dernek kurma ve toplantı özgürlüğü “Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, demek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir” maddelerinden mahkûm edildi. Az sayıda başvurucunun davası ise mahkeme tarafından kabul edilmedi.

AİHM’nin Türkiye ile ilgili verdiği karar sayısı yıldan yıla hızlı bir yükseliş sergiledi. Buna göre 1995 yılında 3 olan karar sayısı 96’da 5, 97’de 8, 98’de 18, 99’da 19, 2000 yılında 39’a çıktı. 2001’de ise karar sayısında patlama yaşanarak sayı 218’i buldu. 2002’de 70 Türkiye kararı veren mahkeme, 2003’de 123, 2004’te 171, 2005’de 290 ve 2006’nın ilk 7 ayında 189 karara imza attı.

AİHM’NİN EN BİLİNEN KARARLARI
“DIŞKI YEDİRME” DAVASI: 1989 yılının 14 Ocak’ı 15 Ocak’a bağlayan gecesinde Cizre’nin Yeşilyurt köyünde Binbaşı Cafer Tayyar Çağlayan yönetimindeki operasyonda köylülere insan dışkısı yedirilmişti. Yeşilyurt köylülerinin uzun uğraşları sonucu açılan davada dışkı yedirme olayını reddeden Çağlayan “kötü muamele” nedeniyle 3 ay hapis cezasına çarptırılmış, bu ceza da paraya çevrilerek ertelenmişti. Mahkemelerin reddettiği dışkı yedirme olayı nedeniyle köylüler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmuş, AİHM mahkûm ettiği Türkiye’nin köylülere 300’er bin Fransız Frangı ödemesini kararlaştırmıştı. Cizre Yeşilyurt köyü sakinlerine “dışkı yedirilmesi” davasında Türkiye rekor tazminata çarptırıldı. Mahkeme 1994’te Türkiye’yi ‘kötü muamele’, ‘işkence’ ve ‘dışkı yedirme’ yüzünden mahkûm etti. Her bir mağdura da 300 bin Fransız frangı ödenmesine karar verdi. AİHM kararının, Türkiye’nin mevzuatının da demokratik olmadığını ortaya çıkarması üzerine, Türkiye yasada düzenleme yaptı.

TÜRBAN DAVASI: AİHM Büyük Dairesi, İ.Ü. tıp Fakültesi eski öğrencisi Leyla Şahin’in “türban” davasında başvurusunu reddederek “Türkiye’nin insan hakları ihlalinde bulunmadığı” yönünde görüş bildirdi. AİHM’in kararlarına yönelik itirazları görüşen Büyük Daire, 1’e karşı 16 oyla Avrupa İnsan Hakları Konvansiyonu’nun ifade ve din özgürlüğünü konu alan dokuzuncu maddesi ile eğitim hakkını konu alan ikinci maddenin birinci protokolünün ihlal edilmediğine karar verdi. AİHM, özel yaşam ve aile hayatına saygı hakkını konu alan sekizinci madde, ifade özgürlüğünü konu alan 10’uncu madde ve ayrımcılığı konu alan 14’üncü maddenin ihlal edilmediğini de oy birliği ile karara bağladı.

ÖCALAN KARARI: AİHM Büyük Dairesi, 12 Mayıs 2006’da Strasbourg’da toplanarak Öcalan davasında sanığın adil yargılanmadığına hükmederek “düzeltmenin en uygun biçimi olarak başvurucuya, istemesi halinde, geciktirilmeden yeniden yargılama ya da davasının yeniden açılması” kararını verdi.

AİHM NEDİR?
AİHM, Avrupa Konseyi’ne üye devletlerce 1959’da Fransa’nın Strasbourg kentinde kuruldu. Aynı kentte faaliyetini sürdüren mahkeme, 1950’de kabul edilen AİHS’ne ilişkin insan hakları ihlal iddialarını inceliyor. 1 Kasım 1998’den beri başvuruları tam gün ele alan mahkeme, olağan şekilde başvuruların kabul edilebilirlik veya esastan incelemelerini 7 yargıçlı dairelerde, istisnai olarak da, 17 yargıçlı Büyük Dairelerde yapıyor. Kararların yerine getirilip getirilmediğinin takibini Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi yerine getiriliyor.

Türkiye AİHM’ne dayanak oluşturan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni 18 Mayıs 1954’te onayladı. Sözleşme taraf ülkelere insan haklarına saygı yükümlülüğü getiriyor; Yaşam hakkı, işkence yasağı, kölelik ve zorla çalışma yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı, cezaların yasallığı, özel hayatın korunması, düşünce din ve vicdan özgürlüğü, ifade özgürlüğü, dernek kurma ve toplantı özgürlüğü, evlenme hakkı, etkili başvuru hakkı, ayrımcılık yasağı konularında taraf ülkelerin iç hukukunu denetleyerek imzalanan uluslararası sözleşmelere uyumlu hale getirmeye çalışıyor. Mahkemenin verdiği kararlar iç hukukun üstünde olması ve bağlayıcılığı ile dikkat çekiyor.

http://www.birgun.net/index.php?sayfa=56&devami=31209#haber_basi

Yorumlar kapatıldı.