Altemur KILIÇ
Hürriyet gazetesinde Ahmet Hakan, “Patrik ‘Ekümenik’ olursa ne zararı olur. Bakın, geçmişte bu yüzden Rum Ortodokslara savaş ilan eden Vatikan’ın şimdiki Papası bile bunu kabul etti” diyor ve “Patrikhane düşmanlığını” kınıyor. Patrikhane’nin Fener’de, Vatikan benzeri bir din devleti kurması endişesinin “paranoya” olduğunu, başkalarının inançlarına müdahaleden vazgeçmemiz gerektiğini yazıyor!
Osmanlı döneminde, “Osmanlılık” anlayışı gereği, bütün etnik gruplara bir nevi özerklik verilmiş, bu arada da Rum Ortodoks Patrikhane’sinin “ekümenik” daha doğrusu, bütün Rum Ortodokslarının başı olduğu, fiilen tanınmıştı diyor. Doğru. Hakan’a tarih dersi verecek değilim, ama Patrikhane’nin -Rum Ortodoks Kilisesi’nin- en azından 19. Yüzyıl’dan beri süren Türkiye ve Türklük aleyhindeki faaliyetlerini hatırlatmak isterim.
Etniki eterya-mavri mira
19. Yüzyılda Avrupa’da başlayan milliyetçilik hareketleriyle, Fener Rum Patriği ve diğer etnik grupların çoğu, Osmanlı’nın bu hoşgörüsüne ve emanetine ihanet ettiler. Patrikhane tarafından 1894’da kurulan ETNİKİ ETERYA (Ulusal Dernek) terör örgütü, bu ihanetin vurucu gücü idi. Bu örgüt tarafından sadece Mora’da, bir gecede 20.000 Türk öldürüldü.
Hakan kardeşimiz eğer okumadıysa, Mustafa Kemal’in BÜYÜK NUTUK’unu özellikle “Samsun’a Çıktığım Zaman Umumi Vaziyet” kısmını okusun. Bu başlangıçta ve NUTUK boyunca Mustafa Kemal, Fener’deki Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin kurduğu, desteklediği “MAVRİ MİRA” (Kara Kader) terör örgütünün, “Pontus” örgütünün Ermeni Patrikhanesi’yle işbirliği halinde Ege’de, Karadeniz’de yaptıklarını belgeleriyle anlatır.
Son zamanlarda, Kıbrıs’ta gene Rum Ortodoks Kilisesinin ve bu kilisenin Başpiskopos’u Makarios’un desteklediği EOKA örgütünün, “Akritas” -Türkleri imha- planlarını ve terörünü, “hoşgörü” uğruna unutmamız mı gerekiyor?
Bu ihanetler bilindiği içindir ki T.C., Lozan da Patrikhane’yi Eyüp Kaymakamına bağladı. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Namık Tan, bu statünün değiştirilemeyeceğini teyit etti!
Şimdiki Patrik ve şimdiki Ermeni Patriği, güzel Türkçeleriyle, güzel dostluk mesajları veriyorlar, “geçmişi unutmalı” diyorlar. “Unutmak” ezeli “şifamız” ! “Bağışlamak” da, milli “şanımızın” gereği. Bütün bu yakın mazideki olayları, Patrikhane’nin ve Rum Ortodoks Kilisesi’nin yaptıklarını biz unutalım ama Rumlar, eski Bizans’ı ihya etmek “MEGALO İDEA” sını -emelini, Konstantinopolis’i – Avrupalılar da, -Viyana’yı-
“Türkler geliyor” korkusunu unutamıyorlar. AB içinde Türklüğün gücünü kırmak planlarının arkasında bu emeller ve korkular var! Bakın; Patrikler ve bugünkü Patrik Bartholomeos Hazretleri, Fener Patrikhanesinin Türklere hınçtan dolayı kapalı tutulan ana kapısını hâlâ açmadılar!
Ve son zamanlarda Türklere karşı filizlenen, Karadeniz’e, “Pontus” a ulaşan, yeni ihanet hareketleri, ABD’nin Büyük Orta Doğu projesi içinde “Ilımlı İslam” birliğini oluşturmak, AB’nin de Vatikan ve Patrikhaneyi birleştirerek, Türkiye’yi baskı altında tutmak istemeleri, en azından yabana atılamaz ihtimaller!
AB Konseyi, Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos’u, “Ekümenik” sıfatıyla Strasbourg’da konuşmaya davet etti. Şu bağlamda bunun sebebini sormak da “paranoya” mıdır? Buna bir “mim” koyun. Çok yakında AB, Türk devletinin Patriğin “Ekümenik” statüsünü tanımasını da dayatırsa, hiç şaşmayın. Zaten bunun zemini bir süredir hazırlanmakta!
Son bir not; Papa Hazretlerinin Türkiye’deki sözleri ve hareketleri Amerika’da, Avrupa’da hayret ve şüpheyle karşılanmış. New York Times soruyor “Papa sarsaklaştı mı ki, bir sağa bir sola, geriye ileriye gidiyor” ? diye.. Papa hakkında bir kiap yazan Dr. David Gibson, Papa’nın Türkiye’deki söz ve hareketlerini pek samimi bulmuyor ve yeni tavrının, eski kararlı kişiliğine yakışmadığını söylüyor ve ekliyor; “Doğu ile batı arasındaki çatışma sona ermedi… İleride güç anlar olacak” !
En kısacası; tarihi ve güncel söylemleri ve hareketleri düşünüldüğünde, Vatikan da, Fener Patrikhanesi de bize hiç hayrı olmayan ve olmayacak kiliseler!
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=78&ArticleID=3463
Yorumlar kapatıldı.