İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Edebiyat geleneğimizin mirasçısı

“Modern Türk Edebiyatı Üzerine Okumalar” isimli kitabın yazarı, Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nüket Esen, Nobel ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un yazarlığını anlattı.

PROF. DR. NÜKET ESEN / Güncel

Orhan Pamuk’un ilk okuduğum romanı “Kara Kitap”tı. 1990 yılının sonlarında bu kitabı okuduğumda çok etkilendiğimi hatırlıyorum. Ardından daha önce yazmış olduğu romanları ve yıllar içinde çıkan her kitabını büyük bir zevkle okudum. Uzun senelerdir Nobel Edebiyat Ödülü’nü alması gerektiğini düşünenlerdenim. Çünkü bana göre Orhan Pamuk çok iyi bir romancı.
Roman tekniğine son derece hâkim bir yazar olarak romanlarının her birinde farklı bir anlatım biçimi kullandığı için; Türk ve dünya edebiyatı birikimine dayanarak kitaplarını hem Doğu hem Batı kaynaklı metinlerle iç içe yazabildiği için; kullandığı malzemeye, konularına hâkim olabilmek adına söz konusu alanda meşakkatli bir araştırma, okuma sürecinden geçtiği için; malzemesi yerel olduğu ve romanlarında Osmanlı-Türk kültürünü çağdaş roman diline aktarabildiği için iyi bir yazar.

Kırık ve karanlık bir atmosfer
Orhan Pamuk yazdığı romanlarda dili kullanımıyla kendine has bir üslûp yaratırken, arayış, kimlik ve yazma eylemi gibi sancılı alanlara girer. “Beyaz Kale”den itibaren, konular farklı olsa bile, tüm yazdıklarında hep bir şeyleri, en çok da kimliğini arama ve yazma eylemini bu arayışlar için kullanma vardır. “Melankolik” bir yazar sayılması belki biraz da bundan, insanın psikolojik, bireysel ve toplumsal varoluşunun sancılı, bunalımlı tarafına bakmasındandır. Romanlarında genelde bu kırık ve karanlık atmosfer hâkimdir.
Bu atmosferden rahatsız olanlar olabilir ama Pamuk’un romanları birçok düzeyde okunabilecek zenginliktedir. Heyecanlı gerilimi için, sunduğu zeka oyunları için, Türkiye’nin bir yazar tarafından algılanışını görmek için okumak da zevklidir bu romanların bazılarını.
Çağdaş roman anlatılarına aşina olmayanlar için Orhan Pamuk’un ilk iki romanından sonra yazdıklarını okumanın kolay olmadığını biliyorum. Baştan sona tek çizgi halinde kronolojik olarak ilerleyen ve sebep-sonuç ilişkisi açık olan romanlar değil bunlar. Parçalı anlatımlar okuyucudan çok şey bekler. Romandaki parçaları bir araya getirip birbirine bağlamak, zaman sırasına sokmak, neyin niçin olduğunu anlamak okuyucuya düşer. Okuyucu bu tür çağdaş anlatılarda pasif bir alıcı değil, aktif bir yaratıcıdır. Romanın önüne koyduğu verileri tasnif edip anlama ulaşmak okuyucuya bırakılmıştır. Romanın oluşumuna katkıda bulunması gereken okuyucu için bu tür anlatıları okumak tabii ki zorlayıcı ve yorucu olabilir.

Aktif okur emeği
Bu yüzden “Orhan Pamuk romanlarını okudum ama sevmedim” denmesini anlıyorum. Ama bazı insanların bu romanları sevmedikleri için, usta işi anlatım tekniğine ve yoğun içeriğine tahammül edemedikleri için, Orhan Pamuk’un kötü bir romancı olduğunu söylemesi bana çok anlamsız geliyor.
Zaten senelerdir aldığı çeşitli ödülleri bir yana bırakalım, gene senelerdir dünyanın en saygın edebiyat dergilerinde ve gazetelerinde çıkan, kitaplarını öven yazılar da onun usta bir yazar olduğunu gösteriyor. Yani Orhan Pamuk’un roman alanındaki başarısı yeni bir şey değil. Bu yüzden Orhan Pamuk romanlarının keyfine varmak için bu romanların talep ettiği aktif okur emeğini harcamanın zahmete değer olduğunu düşünüyorum. Bunu yapamıyorsak bile, Türk edebiyatı geleneğinin bir mirasçısı olarak Pamuk’un bu başarısına sevinebiliriz.

OKUMA LİSTESİ

“Orhan Pamuk’u Okumak”, Yıldız Ecevit, Gerçek Yayınevi, 1996.
“Orhan Pamuk’u Anlamak”, Engin Kılıç, der., İletişim Yayınları, 2000.
“Modern Türk Edebiyatı Üzerine Okumalar”, Nüket Esen, İletişim Yayınları, 2006.
“Kara Kitap Üzerine Yazılar”, Nüket Esen, der., İletişim Yayınları, 1996.
“Romancı Yönüyle Orhan Pamuk ve Yeni Hayat”, Mehmet Tekin, Öz Eğitim Yayınları, 1997.

http://www.milliyet.com.tr/2006/11/29/kitap/axkit01.html

Yorumlar kapatıldı.