İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Papa gölgesinde Dışişleri perişan

Yalçın DOĞAN

MÜTHİŞ disiplinli ve dakik. Klasik müzik dinlemeden güne başlamıyor. Her sabah mutlaka bir süre okuyor. Teoloji profesörü. Son yıllarda Vatikan’dan yapılan açıklamalar onun imzasını taşıyor.

16. Benedikt dinsel otoritesinin çok ötesinde, siyasal kimliği ağır basan bir Papa. Son seksen yıl içinde aynı makama oturan hiçbir Papa, 16. Benedikt kadar siyasal hırsa sahip değil. Din adamı olmasına rağmen, siyasetle bu ölçüde haşır neşir olması, Hitler Almanya’sını yaşamış olmasına bağlanıyor.

Papa olarak kendine biçtiği misyon var. Hıristiyan Birliğini sağlamak. Katolik Dünyasının lideri olarak diğer kiliselerle (Ortodoks, Protestan, Anglikan) bir araya gelmek.

Birliği sağlarken, Hıristiyanlığı diğer dinlerden üstün tutmak.

İPLER KOPUYOR

Yoksa, bundan birkaç ay önce, verdiği bir konferansta durup dururken Hazreti Muhammed’i eleştirmesi için hiçbir neden yok.

İnanç, Mantık ve Üniversite başlıklı konuşmasında, tüm İslam Dünyası’nda büyük protestolara yol açan sözler söylüyor. Bizans İmparatoru II. Palaeologos’un sözünü tekrarlıyor. “Hazreti Muhammed’in inancını kılıçla yayma dışında, dine hangi yeniliği getirdiğini biri bana söylesin.”

Bu söz, dinler arası diyalog, kültürler arası uzlaşma çabalarının yoğunlaştığı bir ortamda söyleniyor. Hem de, bir Papa tarafından.

Papa ile Türkiye arasında ipler bu sözle kopuyor.

Papa’nın bu sözüne İslam Dünyasında dini kimliğe sahip olanlar tepki gösteriyor.

Türkiye hariç. İslam Dünyasında Papa’ya yanıt veren tek siyasal kimlik sahibi Tayyip Erdoğan.

Dünya basını sadece Erdoğan’ın tepkisini vurguluyor.

UMURSAMIYOR

O sırada 16. Benedikt’in Türkiye ziyareti çoktan planlanmış. Erdoğan’ın tepkisi Papa’nın umurunda değil.

Çünkü, Papa’nın amacı Türkiye’yi ziyaret değil. Fener Rum Patriği Bartholomeos’a destek vermek, onunla Hıristiyan Birliğini konuşmak.

Geldiğinde Erdoğan’la görüşmüş görüşmemiş, Gül’le yemek yemiş yememiş, hiç derdi değil.

Papa’yı Türkiye resmen davet ediyor. Ama ziyaret sırasında tercihlerini Papa belirliyor. Protokolü çiğniyor.

DIŞİŞLERİ DIŞARDA

Bizim Dışişleri, Papa’nın ziyaret amacının farkında değil. Onun için, Türkiye zor durumda kalıyor.

Atı alan Üsküdar’ı geçiyor, Dışişleri telaşlı, Bakan Gül’ün Papa’ya yemek vermesini öneriyor. Vatikan da, bu saatten sonra yemek filan yok, diyerek bizimkileri tersliyor.

Papa ziyareti baştan sona bir Dışişleri perişanlığı. Bu perişanlık, hükümet düzeyinde izlenen politikaya ister istemez yanlışlıklar komedyasıyla yansıyor. Sokakta çelik çomak oynayan çocuklar gibi, uluslarası politikada yeri olmayan küsmeler, acemi menavralar, ziyaretin özünü kavramaktan uzak değerlendirmeler.

Hem bir yandan, Medeniyetler Arası İttifak diye kendini ortaya atmak, hem de bir dinin en yüksek temsilcisine sırtını dönmek. Hazır buraya geliyor, niyetini anlamak varken, protestoyu sürdürmek anlamsız. Ama, artık çok geç.

ALKIŞ VE ALKIŞ

Dünya basınında Papa ile ilgili binlerce yorum ve haber yayınlanıyor. Daha önce olmadığı kadar.

Hepsi aynı noktada birleşiyor. 16. Benedikt sıradan bir Papa değil, misyonu var. Hıristiyan Dünyası her geçen gün ona daha fazla alkış tutuyor.

Bu yayınları Türkçe’ye ayrıca çevirmeye gerek yok, Dışişleri’nde herkes dil biliyor. Ama, zahmet edip okumak ve izlemek gerek.

O zaman hem Türkiye dünyada böylesine açığa düşmezdi, hem de Dışişleri son iki yılda belki ilk kez iyi bir iş yapmış olurdu.

Papa ziyareti Dışişleri’ni ezip geçiyor. Perişanlık diz boyu. 

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5501404.asp?yazarid=91&gid=61

Yorumlar kapatıldı.