İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fransa’ya misilleme

Sami Kohen

Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ’un Fransa ile askeri ilişkilerin askıya alındığına dair açıklaması Fransızları ne kadar etkiledi?
Haberin duyulması üzerine, Fransız medyası olaya bir hayli ilgi gösterdi. İlk değerlendirmelerde dondurulmasına karar verilen askeri ilişkilerin neleri kapsadığı -veya kapsamadığı- sorgulandı. Örneğin, askeri ihaleler, Türkiye’ye helikopter ve diğer silahların satışı buna dahil ediliyor muydu?
Açıkçası Fransızlar işin bu “ticari” tarafıyla daha çok ilgileniyorlar. Karşılıklı ziyaretlerin, ikili toplantıların ve ortak tatbikatların askıya alınacağını zaten bekliyorlardı. Nitekim gelecek ay yapılması gereken yıllık ortak askeri toplantının iptal edildiği Paris’te biliniyordu.
Aslında askeri temasların dondurulduğuna dair açıklama, biraz da “tesadüfi” olarak yapıldı. Eğer KKTC’nin kuruluş yıldönümü resepsiyonunda gazeteciler Orgeneral Başbuğ ile karşılaşıp bu konuda kendisine bir soru sormasalardı, belki TSK’nın bu kararı henüz öğrenilemeyecekti. Çoğu zaman bu tür önemli açıklamalar, komutanlar tarafından belirli vesilelerle gazetecilerle karşı karşıya gelmelerinde yapılıyor…

İhaleler ne olacak?
Öyle anlaşılıyor ki, TSK’nın kararı, daha çok karşılıklı ziyaret, ortak toplantı ve benzeri etkinlikleri kapsıyor. Askeri ihalelerin ve Fransa’dan askeri malzeme alımının durdurulduğuna dair kesin bir bilgi yok. Bu aslında hükümetin kararını gerektirir.
Ancak, Fransız firmaları için ihalelere ve satış projelerine katılmalarının bugünkü ortamda zorlaşacağı açık. Bunu Fransız yetkilileri de hissediyordur… Bununla beraber bazı Fransız firmaları, örneğin şimdiye kadar Türkiye’nin ilgilendiği “Eurocopter” adlı helikopterlerin ortak bir Fransız-Alman-İspanyol yapımı olduğunu anımsatıyorlar ve dolayısıyla Ankara’nın da bu hususu dikkate alacağı umudunu taşıyorlar…
Fransa’nın Org. Başbuğ’un açıklamasına verdiği “resmi” tepki de ölçülü oldu. Fransız Dışişleri Sözcüsü, Türkiye ile Fransa’nın birçok alanda ve yerde (Lübnan’dan Kosova’ya, Bosna’dan Kongo’ya kadar) “yan yana görev yaptığını” belirtti. Brüksel’de NATO Sözcüsü de, Türkiye’nin Fransa ile ikili işbirliği konusunda aldığı kararın, ittifak çerçevesinde yapılan çokuluslu faaliyeti etkilemeyeceğini açıkladı.
Zaten söz konusu olan da bu değil. Mesaj -veya uyarı- doğrudan Fransa’yadır. Böylece Türkiye, Fransız meclisinin Ermeni yanlısı yasayı onaylamasına karşı resmi ilk fiili eylemini, bu kararla gerçekleştirmiş oluyor. Diğer bir deyişle Fransa’ya ilk ciddi misilleme TSK’dan gelmiş bulunuyor.

Siyasi alan da dondu
Tabii bu arada Fransız meclisinin kararına karşı Türk vatandaşlarından, sivil toplum gruplarından ve çeşitli kurumlardan da çeşitli şekillerde (madalyaların iade edilmesinden Fransız mallarının boykotuna kadar) tepkiler geldi.
Bu arada Ankara da siyasal ve diplomatik alanda Fransa ile resmi temaslarını dondurmuş bulunuyor. Ama hükümet şimdilik daha ileriye gitmeden, Fransız senatosunun -ve özellikle Fransız cumhurbaşkanının ve hükümetinin- meclisten çıkan yasanın kesinleşmesini önlemesini bekliyor. Böyle bir olasılık var. Yani senatonun ret kararı ile bu yasa gündemden düşebilir.
Ne var ki, meclisin ve genelde Fransız kamuoyunun tavrı, Türk-Fransız ilişkilerinde yeterince yara açmıştır. Son zamanlarda Fransa’nın AB’de Türkiye’ye karşı sergilediği tutum da buna eklenince, Türkiye’nin bu ülkeye güvenmesinin ve onunla ilişkileri yeniden canlandırmasının ne kadar zorlaştığı ortaya çıkıyor.

http://www.milliyet.com.tr/2006/11/18/yazar/kohen.html

Yorumlar kapatıldı.