İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“301’e ‘Türk Ulusu’ Kavramı Getirilsin”

——————————————————————————–
BİA Haber Merkezi
16/11/2006 Erol ÖNDEROĞLU
——————————————————————————–
BİA (İstanbul) – Basın Konseyi, daha çok “Türklüğü alenen aşağılama” yönüyle gündeme gelen Ceza Yasası’ nın 301. maddesinin kaldırılması değil değiştirilmesini talep eden basın meslek örgütleri arasında yer alıyor.

Başbakan Erdoğan’ın “301 ile ilgili bir önerisi olan varsa, bunları bekliyoruz” sözlerine dayanarak Erdoğan’a dün (15 Kasım) bir mektup gönderen Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi, maddedeki “Türklük” kavramı yerine “Türk Ulusu” kavramının getirilmesi, ceza üst sınırının bir yıla düşürülmesi, basının haber verme görevine dair yayınların cezalandırılmamasını önerdi.

Basın Konseyi: Kavram değişsin, ceza azaltılsın

Madde başlığının “Türk Ulusuna, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Devletin Kurum ve Organlarına Alenen Hakaret” biçiminde değiştirilmesini öneren Basın Konseyi, 301’den soruşturma yürütülmesini de Adalet Bakanlığı’nın iznine tabi tutulmasını istedi.

Basın Konseyi, 301 ile ilgili taslak önerisinde şu düzenlemeyi öneriyor:

“(1) Türk Ulusuna, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, Türkiye Büyük Millet Meclisine, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine, devletin yargı organlarına, askeri ve emniyet teşkilatına, saygınlıklarına zarar verecek ve kamu barışı ile güvenini sarsacak ölçüde alenen hakaret edenler üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamalarıyla, basının haber verme görevi içinde kalan yayınlar suç oluşturmaz. (3) Birinci fıkra kapsamında soruşturma yapılması Adalet Bakanının iznine bağlıdır.”

Ekşi: Uygulamayı beklemek olmaz!

Ekşi, bir örneğini Adalet Bakanı Cemil Çiçek’e gönderdiği mektubunda, “Zaman zaman ifade edilen, ‘uygulamayı bekleyelim’ anlayışı kabul edilemez. Yargı kararları yerleşip oturana kadar, birçok insanın canı yanacağı gibi, Türkiye’nin prestiji yara alacaktır” dedi.

Ceza Kanunu yürürlüğe girmeden önce özellikle 301. maddenin yol açacağı sıkıntılar konusunda 12 Mart 2005’te medyadan 50 temsilcinin katıldığı bir toplantıda uyarılarda bulunduklarını hatırlatan Ekşi, bunların dikkate alınmadığını açıkladı.

125 ve 299. maddelerde “hakaret” sözcüğü kullanılırken, 301. maddede “aşağılama” sözcüğünün kullanılmasının yanlışlığına işaret ettiklerini anımsatan Ekşi, 1 Nisan 2005’te yürürlüğe gireceği açıklanan yeni TCK’nın uygulanma tarihinin iki ay daha ertelenmesinin bir şey değiştirmediğini bildirdi.

Her biri bir Demokles Kılıcı…

Ekşi, 301. maddenin de değiştirilip iyileştirilmesinin, ifade özgürlüğü ile ilgili sorunları çözmeye yetmeyeceğini ifade ederek, başta 288. madde olmak üzere, TCK’nun 84/3, 125, 128, 130, 135, 136, 137, 214, 215, 216, 217, 220/8, 226, 237, 267/1-9, 269/5, 285, 298/2, 304, 305, 318, 323, 327, 329/1, 334, 336, 339, 340, 341, 342. maddelerinin, birer Demokles kılıcı olarak yerinde durduğunu belirtti.

Sümerolog Muazzez İlmiye Çığ hakkında, 216 ve 218. maddeleri ihlal iddiasıyla açılan davaya, Terörle Mücadele Yasası değişikliğinin yol açabileceği sakıncalara da değinen Ekşi, “Hangisinin, ne zaman uygulanacağını bilemiyoruz. Ve her birinin bir tehlike olduğuna dikkat çekiyoruz” diye bildirdi. (EÖ) 

http://www.bianet.org/2006/11/16/87861.htm

Yorumlar kapatıldı.