İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AB, yüz yıllık hesabın peşinde

VAKIFLAR Yasa Tasarısı geçen hafta tartışmalar altında Meclis’ten geçti.

Yasaya sert tepki gösteren CHP, Lozan’ın delindiğini iddia ediyor. CHP’lilere göre Vakıflar Yasası ile yabancılara geniş yetkiler veriliyor; yabancılar bundan sonra ticaretle ilgilenecek, Patrikhane’ye bağlı özel okullar açabilecek.

CHP ile AKP karşı karşıya

Yasaya göre yabancılar Türkiye’de vakıf kurabilecek, Türkiye’de kurulan vakıfların yönetiminde görev alabilecek. Milletlerarası mütekabiliyet (karşılıklılık) esasının öngörüldüğü tasarıda, Türkiye’de hukuki ve fiili mütekabiliyet esasına göre yeni vakıf kurulabilecek. Vakıflar izin almadan mal edinebilecek ve malları üzerinde her türlü tasarruf yapabilecek. Vakıflar, yurt dışında şube veya temsilcilik açabilecek; yardım ve bağış alabilecek, şirket kurabilecek. Yabancılar Türkiye’de kurulan vakıfların yönetim organlarında görev alabilecek. CHP Lozan’ın net bir biçimde delindiğini ileri sürerken, AKP’liler yasayla Lozan’da verilen hakların iade edildiğini ifade ediyor.

Lozan deliniyor

CHP Bursa Milletvekili Mehmet Küçükaşık, Vakıflar Yasası ile Lozan’ın delineceğini iddia ederek, gerekçelerini de şöyle sıraladı: ‘Mütekabiliyet esasının havada kalacak yani Lozan delinecek. Cemaat vakıflarına yeni vakıf statüsü verilecek ki, bu da Lozan’ın delinmesi demek. Yabancılar ticaretle ilgilenecek, özel okul açabilecek. Patrikhane’ye bağlı okullar açabilecek; hangi özel okulu açacakları da belli…Lozan çok net bir biçimde deliniyor. Taleplerin nereye kadar gideceği de belli değil. Cemaat vakıflarına namı müstear, namı mevhum adıyla ilgili taşınmazları verilecek. Türkiye’de namı mevhum ve namı müstear olarak kaç tane taşınmaz vardır? Bunların nerelerde olduklarını hala bilmiyoruz.’

Ekümenliğe adım atılıyor

CHP Niğde Milletvekili Orhan Eraslan da, yasa ile birlikte Patriğin ekümenikliğine doğru bir adım atıldığı görüşünü savunuyor. Vakıf yönetimine yabancının gireceğine işaret eden Eraslan, ‘Patrik de yabancı olabilir anlayışına varır. Bunun sonucu, Amerika Birleşik Devletleri’nden Patrik getirmeye, Patrikhaneye Patrik getirmeye kadar gider ve o zaman. İstanbul’da patrikhane olarak adlandırdığımız organizasyon dört vakıftan ibarettir. Bu dört vakfın yönetimine ABD vatandaşlarının girmesine olanak tanınıyor. Mallarını birbirine devredip belki o Patrikhane’nin 4 vakfı bir vakıf haline gelme ve bir tüzel kişilik haline gelebilme imkanına sahip olabilecek’ dedi.

Temsilcilik açacaklar

CHP Çorum Milletvekili Feridun Ayvazoğlu da, yasanın AB tarafından geniş yorumlanabileceğini ve Türkiye’nin karşısına AİHM’in çıkabileceğini vurguladı. Ayvazoğlu, yasa ile ilgili endişelerini şöyle sıraladı: ‘Avrupa Parlamentosu’nun bir kararıyla, kiliselerin önüne geçilemeyecektir. Böylece, misyonerlik faaliyetlerinde yasalaştırılmasının yolu açılacaktır’ dedi.’

Yontulmak isteniyor

Anavatan Partisi Erzurum Milletvekili İbrahim Özdoğan da, ‘Sevr’i tekrar hortlatmak istiyorlar ve Lozan ucundan bucağından yontulmak isteniyor. Misyonerlik faaliyetleri artacak ve dolayısıyla, Anadolu’nun her tarafında, gerek Ermeniler tarafından gerek Rumlar tarafından, İstanbul da dahil olmak üzere, birçok gayrimenkul, gayrimüslimlerin ve yabancıların eline geçecektir’ dedi.

——————————————————————————–

Avrupa Birliği dayatma peşinde

MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal da, Avrupa Birliği’nin (AB), azınlık vakıfları üzerinden yüz yıllık bir hesabın peşinde olduğunu kaydetti. Bal, yaptığı yazılı açıklamada, Vakıflar Yasası’nı değerlendirdi. Kıbrıs, Ege, Ermeni, Irak, Kerkük ve Boğazlar ile ilgili meselelerdeki AB dayatmasının azınlık vakıflarında da kendini gösterdiğini ifade eden Bal, AB’nin, azınlık vakıfları ile ilgili bir hukuki müktesebatı bulunmadığını belirtti. Bal, şunları kaydetti: ‘AB, insan hakları açısından azınlık vakıfları ile meşgul olmuş olsaydı, öncelikle Birliğe üye olmuş Yunanistan’da, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nde, Macaristan’da ve 2007 yılında üyeliği kesinleşecek Bulgaristan’da ve Romanya’da bulunan, bu ülkelerin kamu gücü ile el koyduğu Türk ve Müslüman vakıfların içinde bulunduğu perişanlık ile ilgilenirdi. AB’nin amacı bu değildir. AB, azınlık vakıfları üzerinden yüz yıllık bir hesabın peşindedir. Bu hesapta kullanacağı dayatmaları Türkiye’ye karşı ileri sürmektedir.”
——————————————————————————–

Mehtap GÖKDEMİR

http://www.tercuman.com/v1/haber.asp?id=48966&baslik=AB,%20y%FCz%20y%FDll%FDk%20hesab%FDn%20pe%FEinde&katid=7

Yorumlar kapatıldı.