İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

TÜRKİYE ERMENİLERİ PATRİĞİ MESROB II: “ECEVİT BÜYÜK BİR DEVLET ADAMIYDI”

Türkiye Ermenileri Patriği II. Mesrob, eski Başbakan ve DSP önceki Genel Başkanı [Mustafa] Bülent Ecevit’in vefatıyla ilgili olarak eşi Rahşan Ecevit’e yazdığı mesajda müteveffa liderin ilköğretim yıllarından itibaren kendisinin saygıyla takip ettiği büyük bir devlet adamı olduğunu, ve onun vefatının ülkeyi yasa boğduğunu ifade etti. Rahşan Hanım’a taziyelerini sunan Patrik Hazretleri, tüm bir yaşamı müteveffa liderler birlikte paylaşan Rahşan Hanım’ı Ruh-ül Kuds’ün teselli etmesini diledi.

Demokratik Sol Parti Genel Başkanı Zeki Sezer’i de telefonla arayarak Bülent Ecevit’in vefatı nedeniyle duyduğu derin üzüntüyü belirterek, tüm çalışma arkadaşlarına taziyelerini sundu.

BASIN AÇIKLAMASI

Patrik Hazretleri yaptığı basın açıklamasında ise şöyle dedi:

“Eski Başbakanlardan Sayın Bülent Ecevit’in yaşamını yitirmesi dolayısıyla derin bir üzüntü duyuyorum. Ülkemizin siyasi tarihine damga vuran büyük kişiliklerden Bülent Ecevit, aldığı kararları, politik duruşu, dürüstlüğü, tevazusu ve çok yönlü kişiliği ile adını Türk siyasi tarihine altın harflerle yazdırmıştır.

Ulusal ve uluslararası alanda pek çok önemli karara imza atmış, Türk siyasetine birçok yeni bakışı kazandırmış olan Sayın Bülent Ecevit ile çeşitli vesilelerle bir araya gelmiş ve iyi bir ilişki ve karşılıklı anlayış tesis etmiştik.

Bülent Ecevit’e Yüce Allah’tan rahmet diliyor, ruhunun huzuru için dua ediyor, eşi Sayın Rahşan Ecevit’e ve tüm Türkiye’ye baş sağlığı dileklerimi iletiyorum.”

AKŞAM: ELVEDA KARAOĞLAN

Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit, tedavi gördüğü Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi’nde vefat etti. Ecevit’in vefat ettiği açıklamasını doktoru Mücahit Pehlivan yaptı. Alınan bilgiye göre, uzun süre midesinden beslenen Ecevit’te karın zarı ihtilabı oluştu. Oluşan iltihap, periton diyalizi uygulaması ile temizlenmeye çalışılırken yaşamını yitiren Ecevit, geçen mayıs ayında Danıştay 2. Başkanı Yücel Özbilgin’in cenaze töreninde beyin kanaması geçirmiş ve GATA’da tedavi altına alınmıştı. GATA’dan yapılan açıklamada Ecevit’in dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu 22.40’ta hayatını kaybettiği belirtildi.

GATA’da 172 gündür yaşam mücadelesi veren Ecevit’in ölüm haberini alan partililer ve sevenleri GATA’nın önünde toplandı. Ecevit için hastane önüne gelen partililerin çok üzgün oldukları ve bazılarının ağladıkları gözlendi. Hastane önünde bir bayanın üzüntüden fenalaştığı ve hastaneye kaldırıldığı öğrenildi.

Bülent Ecevit, eşi Rahşan Hanım’la bir yürüyüş esnasında

32 YAŞINDAYKEN MİLLETVEKİLİ OLDU
32 yaşında CHP milletvekili olarak başlayan siyaset yaşamı, ölümünden kısa bir süre öncesinde DSP Onursal Başkanı olarak yaptığı ‘solda birlik’ çağrısına kadar hep çalkantılı geçti. Türkiye’nin en kritik dönemlerinde sergilediği ‘duruş’ hep belirleyici oldu. Siyaseti aktif olarak bıraktığı Temmuz 2004’den bu yana sadece DSP üyesi ve eski Başbakan sıfatıyla yaptığı açıklamalarla sıcak gündemden uzak kalmadı. Danıştay saldırısının ardından en sert açıklamayı yapan da Ecevit’ti: ‘Laik demokratik Cumhuriyete karşı dün Ankara’da göz göre göre işlenen korkunç cinayetten Başbakan da sorumludur ve başında bulunduğu hükümet de sorumludur. Bu hükümet artık görevde kalamaz. Halkın yüzüne bakamaz.’ Danıştay 2. Daire üyesi Yücel Özbilgin’in cenaze namazı için Kocatepe Camii’nin dik merdivenlerini korumaları yardımıyla çıkarken aynı zamanda kendi zorlu yaşamının da son metrelerini yürüdüğünün belki de farkındaydı. Ancak ‘laik demokratik ilkelere taviz vermez biçimde bağlılığını’, kendisini ‘Karaoğlan’ olarak bağrına basan Türk halkına son bir kez daha gösterdi.

28 Mayıs 1925 yılında İstanbul’da Ressam Nazlı Ecevit ile Dr. Fahri Ecevit’in tek çocukları olarak dünyaya gelen Bülent Ecevit, öğrenim hayatını Ankara Erkek Lisesi, İstanbul Robert Koleji ve Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’nde sürdürdü. 1944 yılında İngilizce çevirmeni olarak Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü’nde çalışma hayatına giren Ecevit, 1950 yılında Ulus Gazetesi’yle gazetecilik mesleğine de adım attı.

CHP LİDERLİĞİ
1957 yılında henüz 32 yaşındayken Ankara Milletvekili olarak Meclis’e girdi ve ardından Zonguldak ve Ankara milletvekili olarak 6 dönem bu görevi yaptı. 1961 yılında Çalışma Bakanı oldu. Ecevit efsanesi de bu dönemde başladı. İşçilere, grevli, toplu sözleşmeli sendika hakkı vererek ‘Halkçı’ sıfatını kazanmayı haketti. 1966 yılında CHP Genel Sekreterliği’ne seçildi. 14 Mayıs 1972’de İnönü’nün genel başkanlıktan istifasının ardından tüzük gereği toplanan olağanüstü kurultayda, Zonguldak Milletvekili Bülent Ecevit 51 il başkanının imzasını taşıyan önerge ile genel başkanlığa aday gösterildi ve genel başkanlığa seçildi. Böylece Bülent Ecevit, Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra CHP’nin üçüncü genel başkanı oldu.

1974 HAREKATI
1973’de genel seçimlerden sonra hükümeti kurmakla görevlendirildi. Necmettin Erbakan’ın başında olduğu Milli Selamet Partisi ile koalisyon hükümeti kurarak 1974 yılında Başbakanlık koltuğuna oturdu. 1974 yılının Temmuz ayında Kıbrıs krizi patlak verdi. Türkiye’nin Kıbrıs’taki çıkarlarını korumak için harekete geçeceğini açıklayan Başbakan Ecevit, tarihi Kıbrıs Çıkartması’nın düğmesine basan isim oldu. Amaçlarının ‘savaş değil barış’ olduğunu yalnız Türklere değil Rumlara da barış getirmek üzere Ada’ya gittiklerini açıklayan Ecevit, artık ‘Kıbrıs Fatihi’ ve ‘Mücahit Ecevit’ti. MSP ile aralarına ‘kara kedi’ giren Ecevit, 1974’deki erken seçimden ana muhalefet lideri olarak çıktı. 1977 yılındaki genel seçimlerden sonra birinci parti olarak çıktı ve hükümeti kurmakla görevlendirildi. Azınlık hükümeti kurdu ancak güvenoyu alamadı. 1976 yılında Amerika’da bir Rum’un suikast girişiminden kurtulan Ecevit, 1977 yılında da seçim kampanyası sırasında Çiğli Havaalanı’nda suikast girişimine uğradı. Bülent Ecevit ve Rahşan Ecevit’in zarar görmeden atlattığı suikast girişiminde, CHP İzmir İl Başkanı’nın kardeşi Mehmet İsvan ağır yaralandı. Buna karşın Ecevit, miting programlarına devam etti. 1978’de AP, MSP ve MHP’den oluşan Cephe Hükümeti’nin gensoru ile düşürülmesinden sonra Ecevit, Bağımsızlar ve DP ile ortaklık hükümeti kurdu ancak milletvekili ara seçimlerinde önemli oranda oy kaybına uğrayınca 16 Ekim 1979’da hükümetten istifa etti.

VE YASAKLI DÖNEM
12 Eylül askeri darbesine kadar CHP’nin başında kalan Ecevit, sağ-sol gruplar arasında yaşanan çatışmalardan büyük ekonomik zorluklara kadar Türkiye’nin en zor dönemlerinin sorumlusu olarak gösterildi. Ve 12 Eylül gelip çattı. Darbe sonrası eşi Rahşan Ecevit’le birlikte götürüldüğü Hamzakoy’da DSP fikrinin temelleri atıldı. Bu süreçte çıkardığı ‘Arayış’ dergisiyle siyasi mücadelesini sürdürdü. Konuşma va yazı yasağını deldiği için iki kez tutuklandı. 1982 Anayasası’yla 10 yıl siyaset yasağı getirildiği için 14 Kasım 1985’de DSP’nin kuruluş dilekçesi Rahşan Ecevit tarafından İçişleri Bakanlığı’na verildi. DSP, 28 Eylül 1986’da yapılan milletvekili ara seçimlerinde ilk sınavında başarılı olamadı.

YENİDEN SİYASET
Siyaset yasağı kalkınca DSP’nin Genel Başkanlığı görevini 13 Eylül 1987’de devraldı. Yasakların kaldırılmasının ardından yapılan ilk baskın seçimde DSP yine başarısız oldu ve Ecevit, siyasetten çekilme kararı aldı. Fakat baskılara dayanamayarak 1 yıl sonra yeniden partisinin başına geçti. 1991 yılında 12 Eylül’den sonra ilk kez Zonguldak Milletvekili olarak Meclis’e girmeyi başardı. 1995 seçimlerinde ise Refah partisi oy patlaması yaparak birinci parti olurken Ecevit’in partisi 75 milletvekili ile Meclis’e girdi.

28 Şubat süreci isonrasında Ecevit, Yılmaz ve Cindoruk üçlüsünün oluşturduğu ANASOL-D hükümetinde yeraldı. Koalisyon CHP’nin verdiği gensoruyla 1999’da düşürülünce hükümeti kurma görevi Ecevit’e verildi. Ecevit, 11 Ocak 1999’da Türkiye Cumhuriyeti’nin 56. Hükümeti’ni kurdu. Ecevit, Abdullah Öcalan’ın yakalanarak Türkiye’ye getirilmesiyle değişen siyasi rüzgarın da etkisiyle 18 Nisan 1999’da yapılan erken genel seçimlerde DSP-MHP-ANAP’ın oluşturduğu 57. Hükümette de başbakanlık görevini üstlendi. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’le yaşanan Anayasa kitapçığı krizi, ardından patlak veren ekonomik kriz ve 2002 seçimlerine yıpranmış olarak giren, Ecevit, siyasi hayatının da en ağır yenilgisini aldı. Başında bulunduğu DSP, Kasım 2002 seçimlerinde büyük bir hezimete uğrayarak yüzde 1.2 oy aldı. Bülent Ecevit, 24 Temmuz 2004’de, tam 79 yaşında DSP’nin 6. Olağan Kurultayı’nda genel başkanlık görevini bırakarak, 50 yıla yaklaşan aktif siyaset yaşamını nokta koydu.

TARİHİ ÇAĞRISI VASİYETİ GİBİYDİ
Yıllarca ‘solda birlik’ çağrılarına sıcak bakmayan Ecevit, GATA’ya kaldırılmadan 1 hafta önce belki de vasiyeti gibi nitelendirilecek bir öneride bulunarak siyaseti hareketlendirmişti. Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen başkanlığında CHP-DSP-SHP seçim ittifakını öneren Ecevit, Murat Karayalçın’dan olumlu yanıt almış ancak CHP cephesi bu öneriye sıcak bakmamıştı.

CUMHURBAŞKANI SEZER-Hizmetleri her zaman anımsanacak
‘Eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in yaşamını yitirmesinden büyük üzüntü duydum. Siyasi tarihimizin simge kişiliklerinden Bülent Ecevit, yaşamı boyunca üstlendiği görevlerde etik değerleri ön planda tutarak, benimsediği istikrarlı çizgisi, demokratik duruşu, nezaketi ve aydın kimliği ile örnek olmuştur. Ecevit, devlet kademelerindeki Başbakanlık ve diğer görevlerinde laik Cumhuriyet’in korunması, Atatürk ilkelerinin özümsenmesi, Türkiye’nin her alanda gelişmesine ve çağdaşlaşmasına önemli katkılarda bulunmuştur. Uluslararası alanda, Türkiye’nin ve Türk halkının çıkarlarının korunması için, önemli kararların altına imza atan Ecevit, bu kararlarıyla Ulusumuzun gönlünde saygın yer edinmiştir. Türk Ulusu, Bülent Ecevit’in ülkemize yaptığı hizmetleri, her zaman saygıyla anımsayacaktır. Bülent Ecevit’e Tanrı’dan rahmet diliyor, ailesine ve Ulusumuza baş sağlığı dileklerimi iletiyorum.”

Başbakan Eroğan:Uzun yıllar boyunca bir siyasetçi ve devlet adamı olarak ülkemize önemli hizmetlerde bulunan eski Başbakanlardan Bülent Ecevit’in

vefatını büyük üzüntü ve teessürle öğrenmiş bulunuyorum. Türk siyasi hayatı, önemli bir şahsiyetini kaybetmiştir. Kendisini rahmetle anıyor, hayat arkadaşı Rahşan Hanım’a ve aziz milletimize başsağlığı diliyorum.

CHP lideri Baykal: ‘Rahatsızlandığında ‘Sayın Genel Başkanım artık kucaklaşalım’ demiştim. Ne yazık ki bunu gerçekleştirmek mümkün olmadı. Ecevit, bir tarihi dönemin temsilcisiydi. Siyasi yaşamını ülkenin bağımsızlığı,

dürüstlüğü ve onuru üzerine kurmuş bir liderdi. Herkesin ve ülkemizin

yaşamında siyaset üslubunun oluşumunda çok özel bir yeri olan liderdi.’

DSP lideri sezer:’Gerçekten acımız sonsuz. İnanıyorum ki Sayın Ecevit’in fikirleri bu ülkede sonsuza kadar bize yol göstermeye devam edecek. Bu dolu dolu, başarıyla, felsefi altyapısıyla, dolu dolu bir hayatı Türk milletine

adamıştı. Türk milletinin başı sağ olsun ve ben böyle bir haberi, böyle

bir bilgiyi sizlere ulaştırmakla görevli oldum şu anda. Herhalde hayatımın en zor işini, en zor görevini yapıyorum. Bütün milletimize baş sağlığı diliyorum. Ecevit, sonsuza kadar fikirleriyle aramızda yaşayacaktır.”

‘Karaoğlan’ efsanesi Türkiye’yi sarsmıştı
1973 seçimlerinde CHP’nin seçim kampanyası sırasında Ecevit’e ‘Karaoğlan’ adının nasıl verildiği ise Kayhan Sağlamer’in ‘Ecevit Olayı’ adlı kitabında şöyle anlatılıyor: ‘Sivas’ın Yıldızeli ilçesi. Bir nine, iki büklüm, elinde eğri büğru bastonu, şoför Kamil yönetimindeki CHP otobüsü etrafında dolaşmakta olan Ankaralı gazetecilere yanaştı. Tarazlı sesiyle sordu: ‘Karaoğlan nirede ha evlatlar, Karaoğlan’ı görmek istiyorum.’ Pek yüz vermedi gazeteciler. ‘İşte orada’ deyip elleriyle karşıdaki CHP ilçe merkezini gösterdiler. Sessizce uzaklaştı nine. Önce Karaoğlan lakabını önemsemedi gazeteciler ama ninenin Ecevit’i kastettiğini anlamışlardı. Neden sonra biri bir başkasına anlattı onun ağzından da CHP’lilerin kulağına gitti. CHP’nin propoganda makineleri, can atarak aradığını işte böyle tesadüfle bulmuştu.’

MAVİ GÖMLEK VE KASKET
1970’li yıllarda ‘Karaoğlan’ sloganlarıyla Türkiye’yi dolaşan Ecevit, hep mavi gömleği ve kasketiyle hafızalara kazandı. Ecevit mavisi gömlek giymek Ecevitçiliğin nişanıydı. Mavi renge ‘Ecevit mavisi’ çeşidini de kazandıran Ecevit’i Türkiye, meşhur kasketiyle son kez Danıştay üyesi Özbilgin’in Kocatepe Camii’ndeki cenaze namazında gördü.

SON FOTOĞRAFINDA HALKIN İÇİNDE YİNE ALKIŞLANMIŞTI
18 Mayıs’ta Danıştay üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’in cenazesine katılan Bülent Ecevit, Ankara Kocatepe Camii çıkışında AKŞAM fotomuhabiri Murat Öztek tarafından son kez görüntülendi. Siyasi yaşamı boyunca hep ‘Halkçı Ecevit’ sloganlarıyla desteklenen Ecevit çekilen bu son fotoğrafında da yine halkın içindeydi. Kocatepe Camii çıkışı laikliğe sahip çıkan Ecevit’i vatandaşlar uzun uzun alkışlayıp, ‘Türkiye seninle gurur duyuyor’ diye uğurladı. Bu onun, halk içindeki son alkışlanan fotoğrafı oldu.

http://www.lraper.org/main.aspx?Action=DisplayNews&NewsCode=N000001682&Lang=TR

Yorumlar kapatıldı.