İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Orhan Pamuk’a dosttan kazık

Ermeni soykırımını savunan Akçam, yeni kitabında Orhan Pamuk’un eski bir mektubuna yer verdi: Bu kitap organize yok edişin kusursuz bir muhasebesidir.

Türkiye’yi Ermeni soykırımıyla suçlayan kitapların yazarı Taner Akçam, daha önce yazdığı bir kitabı genişleterek “A Shameful Act” (Bir Utanç Eylemi) adıyla ABD’de piyasaya çıkarıyor. Akçam, kitabın arka kapağında Nobel’li Orhan Pamuk’un şu sözlerine yer verdi:

Eski mektuptan aldım
“Bu kitap, hayatını olayları tarihsel kayda geçirmeye adamış cesur bir Türk akademisyen tarafından yazılmış ve Osmanlı Ermenilerine yönelik organize yok edişin kusursuz bir muhasebesidir…” Akçam, bu ifadeleri Pamuk’un kendisine 1999’da yazdığı kitaptan sonra yolladığı mektuptan aldığını söyledi.

Pamuk’u zorda bırakacak
Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Orhan Pamuk Türkiye’de gördüğü tepkiler üzerine Ermeni olayları konusunda yumuşak bir tavır almaya çalışırken, Taner Akçam’ın kitabına koyduğu bu ifadeler kendisini yeniden zor duruma sokacak.

Katılmadığı konferansa akçam aracı olmuştu
Orhan Pamuk, Nobel ödülünü alınca, Minnesota Üniversitesi’nde Ermeni vakfının da sponsor olduğu konferansa katılmaktan vazgeçmişti. Taner Akçam da aynı üniversitenin tarih bölümünde öğretim görevlisi.

Pamuk’a dost kazığı

Ermeni soykırımını savunan görüşleriyle tanınan Taner Akçam, Orhan Pamuk’un yıllar önce yazdığı bir mektuptaki sözlerini yeni kitabının arka kapağında kullandı.

Taner Akçam, ABD’de yayımlanacak, Ermeni meselesini anlattığı “A Shameful Act” (Bir Utanç Eylemi) adlı kitabına Orhan Pamuk’un “Bu kitap Osmanlı Ermenilerine karşı organize yokedişin kusursuz bir muhasebesidir” sözlerini kullandı. Akçam’ın bu kitabı 1999’da yayımlanan “İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu” isimli kitabının geliştirilmiş hali olarak kasımın ilk haftası ABD’de yeniden yayımlanacak. Kitabın ilk versiyonu yayınlandığında Orhan Pamuk yazara, kitabı öven bir mektup gönderdi. Akçam ise yıllar sonra yeni isimle yayımladığı kitabının arka kapağına mektupta yer alan “Bu kitap, hayatını olayları tarihsel kayda geçirmeye adamış cesur bir Türk akademisyen tarafından yazılmış ve Osmanlı Ermenilerine yönelik organize yok edişin kusursuz bir muhasebesidir” ifadesini koydu.

AKÇAM: SAKINCA GÖRMEDİM
Akçam’ın yıllar sonra ve üstelik Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldıktan sonra Pamuk’un bu sözlerini kitabında kullanması dikkat çekti. Hala Minnesota Üniversitesi Tarih Bölümü’nde öğretim görevlisi olan Akçam, SABAH’a yaptığı açıklamada Pamuk’un mektubunu doğruladı. Akçam, şöyle konuştu: “Orhan Pamuk kitabım için bir mektup gönderdi. Mektupta “Bu kitap Osmanlı Ermenilerine karşı organize yokedişin kusursuz bir muhasebesidir” sözleri de yer alıyordu. Türkçe adıyla “Bir Utanç Eylemi” isimli kitabım daha önce yayımlanan kitabın daha gelişmiş ve aktüel halidir. Arka kapağında Pamuk’un bu sözlerini kullanmakta bir sakınca görmedim. Ancak bu sözlerin Pamuk’un aleyhine kullanılmasını istemem.” Kitabı neden farklı bir isim koyduğu konusunda ise Akçam, “Bir Utanç Eylemi” sözünü 24 Nisan 1920’de Atatürk’ün söylediğini belirterek, “Atatürk bunları meclisin kapalı oturumunda söylemiştir. Bir gerçeği dile getirmiştir. İsminin Atatürk’ün sözlerinin olmasını istedim” dedi.
Necla GÖRGEÇ – HABER MERKEZI 

Konferansın da aracısı Akçam’dı

Orhan Pamuk Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazandığı 12 Ekim’den hemen sonra 16 Ekim’de katılması beklenen Minnesota Üniversitesi’ndeki Ermeni konferansı diye tartışma konusu olan konferansa işlerinin yoğunluğu nedeniyle katılamayacağını bildirdi. Pamuk’un ziyareti için Minnesota Üniversitesi Liberal Sanatlar Fakültesi, Arsham ve Charlotte Ohanessian Kürsüsü, İleri çalışmalar Enstitüsü, Global Çalışmalar Enstitüsü ile Soykırım Çalışmaları Merkezi sponsor olmuştu. Ermeni vakfının da sponsor olduğu konferans için aracı olan kişi ise yine Minnesota Üniversitesi’nde öğretim üyesi olan Taner Akçam’dı. 

Guardian’ın ekine yazdı

Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanan Orhan Pamuk yazarlığının 30’uncu yılında roman yazma tutkusunu ve iç dünyasını İngiliz Guardian gazetesinin kitap eki Review’e yazdı.

* 30 yıldır yazı yazıyorum. Bunu yüksek sesle söylemeyi seviyorum. Ama biraz abartı da taşıyor. Çünkü zaman zaman başka işlerle de uğraşıyorum. Ancak benim için asıl tatil, yani beni hayata bağlayan roman yazmak.

* Mutlu olmak için günde belli dozda edebiyatla ilgilenmeliyim. Her gün bir kaşık ilaç içen bir hastadan farkım yok. Çocukken diyabet hastalarının her gün iğne olduklarını öğrenmiştim. Durumuna üzülür yarı insan olduklarını düşünürdüm. Benim edebiyata bağlılığım da böyle. Aslında doğru benzetme ‘yarı hayalet’ olurdu.

* 30 yıldır her gün 10 saatimi masamın başında geçiriyorum. Günde yarım sayfa yazmak tüm sıkıntıların tedavisi ve mutluluk kaynağı.

* Romanlar gün boyunca görülen hayallerin biraraya toplanması. Ömrümüz boyunca canlı kalmasını istediğimiz hayallerimizi taşıyan bir sepet. İçine girdiğimiz anda kaçmaya çalıştığımız dünyayı unutuyoruz.

* Muhteşem yaratıcı yazarların en büyük özelliği dünyayı bir çocuk gibi unutabilmesidir. Sorumsuz ve zevk alan.

Yorumlar kapatıldı.