İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Taşnakçı örgütlenme ne noktaya vardı (4)

Dr. Karen Fogg’un Londra’da konferansta dinleyicilere duyurduğu “Ermeni Soykırımı” kitabındaki “Nazilere örnek olma” iddiasıyla Taşnakçıların meseleyi nerelere getirip dayandırdığı açıkça görülüyor. “Nazi” deyince akan sular durur ve kimse artık itiraz edemez.
Bu kitap daha hangi sorulara cevap veriyormuş, bakalım:
-Ermeni soykırımından kimler sorumlu tutulabilir?
-90 yıl sonra adaletin gerçekleşmesi mümkün mü?
-Soykırımı inkâr edenler ve tarihleri ile yüzleşmek istemeyen milletleri bekleyen tehlikeler nelerdir?
-Ermeni soykırımının inkârının bireyler, milletler ve uluslararası toplum üzerinde etkileri nelerdir?
***

Sonra Karen Fogg, meşhur Prof. Dr. Fatma Müge Göçek’i kürsüye davet ediyor. Prof. Dr. Göçek, Osmanlı İmparatorluğunun Batının emperyalist baskısına dayanamayarak yıkıldığını ve yıkılış döneminde Genç Türklerin kurduğu İttihat ve Terakkî Partisi içinden bir grubun sistematik olarak “Ermeni katliamı” yaptığını ve bunun bir “soykırım” olduğunu söylüyor. Daha sonra 1915 hâdiseleriyle ilgileniş sebeplerini ve çalışmalarını uzun uzun anlatıyor. (Biraz psikoloji bilenler, Göçek’in bu konuyla ilgileniş sebepleri üzerinde durmasını “suçluluk duygusu” na bağlayabilirler. Bu bölümdeki sözleri Türk dinleyicilere ve Türkiye’ye yöneliktir.)

Fatma Müge Göçek, konuşmasının sonunda 1915 olayların tanınmasının iki toplum için çok önemli olduğunu, aksi hâlde iki toplumun da travmadan kurtulamayacağını iddia ediyor.

Yanlış tercüme edilmemişse, bu hanımın teşhisi kökten yanlış. Travma yaşayan iki toplum olabilir mi? Bir eşitlik kurulabilir mi? Osmanlı’nın Ermeni tebaası var… Tebaa dış güçlerce kışkırtılıyor, isyana sürükleniyor ve hükûmet de kendisini arkadan vuranlara en ağır cezayı veriyor. İsyancıların hiç beklemediği tehcir cezası kimde travmaya yol açar?
***
Servet Hassan’ın notlarındaki soru-cevap kısmı Taşnakçı zihniyetin ilimle, dolayısıyla gerçeklerle hiçbir ilgisinin olmadığını ortaya koymaya yeter. Soru-cevap bölümünde dinleyicilere daha önce verilen soru kartlarına sorularını yazmaları istenmiş. Bir taraftan soruların toplanması sürüyor, bir taraftan da cevap veriliyor ama Türklerin bir kısmının 20 kadar soru kartını Amerikalı organizatörler bir kenara ayırmışlar ve hiç okumamışlar.

Bir soru yanlış anlaşıldığı, yani Ermeni tezlerini desteklediği sanıldığı için okunmuş. Bu soruda “Osmanlı döneminde öldürülen 5 milyon Müslüman hakkında ne düşünüyorsunuz?” deniliyormuş. Müge Göçek Hanım çok şaşırmış ve bilgisinin olmadığını söylemiş.
1915 hâdiselerini ilmî kriterleri göz önüne alarak araştıran bir kimse, 1915’i anlayabilmek için sebep-netice ilişkisi üzerinde durur. Bu ilişkiyi ararken yan bilgilere ulaşır. Bu yan bilgiler 1915 öncesinde Balkan, Trablusgarp ve Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması, bunun yanında idarî sistem, 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren gayrimüslimlerin kıpırdanışı, ayrılık rüzgârları, iç çatışmalar, toprak daralması, Türklerin katledilişi… Hepsini incelemesi gerekirdi. Müge Göçek Hanım demek ki “ünlenme” nin ve “imkân” yakalamanın yolunun “Ermeni soykırımı” iddiasını kabul etmek olduğunu görmüş, 1915 hâdiselerinin önünü arkasını araştırmaya ihtiyaç duymamış. (Sonu yarın.) 

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=82&ArticleID=2938

Yorumlar kapatıldı.