İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Türkiye´den Fransa´ya bir gol daha

Haluk Şahin

Bu yazı gırtlağımıza kadar futbola battığımız bir günde yazıldığına göre, futbol benzetmeleriyle konuşabiliriz: Ermeni soykırımının inkârını cezai yaptırıma bağlayan meclis kararıyla Fransa’nın kendi kalesine gol attığı kesinleşti. Böylece skor eşitlendi: Fransa 1, Türkiye 1.

Fransa golünü birkaç yıl önce ‘soykırımı’ resmen tanıdığında atmıştı. Türkiye, çok itiraz etmesine rağmen, o zaman buna karşı bir şey yapamamıştı.

Oysa şimdi kolayca 2-1 öne geçebilir!

Fransa’nın kendi kalesine attığı golün nasıl algılandığını ve Türkiye için ne türden fırsatlar yarattığını görmek için Batı’nın önemli gazetelerine şöyle bir bakmak yetecektir.

Örneğin dün İngilizlerin ünlü The Guardian’ında bu konuda iki yazı vardı. ‘Geçmişi Yeniden Yazmak’ başlıklı birincisi Fransız Liberation gazetesinin Londra muhabiri Agnes Poirier tarafından yazılmıştı. Fransız gazetecisi bu yasanın meclisten geçmiş olmasından ‘acıklı olay’ diye söz ediyor, ‘budalaca’ olarak niteliyordu. Bu durumun ‘Fransız solunun ne kadar beceriksiz ve ülkenin gerçek dertlerinden ne kadar kopuk’ olduğunu gösterdiğini belirtiyordu.

Guardian’ın tanınmış köşe yazarı Timothy Garton Ash ise ‘Avrupa için tabu dikme değil, yıkma zamanı’ başlıklı yazısında en uygun üslubun alay etmek olduğuna karar vermişe benziyordu:

“Fransız Ulusal Meclisi hakikat, adalet ve insanlık adına amma da darbe indirdi ha! Türklerin Birinci Dünya Savaşı’nda soykırım yaptıklarının inkârını suç haline getiren bir tasarıyı kabul etti. Bravo! Chapeau bas! Vive La France!”

Her iki yazar da sormaktaydı: Bundan sonra ‘Türkiye gibi’ ülkelerde düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasını, örneğin Ermeni soykırımı iddialarının tartışılmasının yasaklanmasını nasıl eleştirebiliriz?

Bu yasa nedeniyle ‘Türkiye gibi’ olmak! Batı basınında Fransız Meclisi’nin geçirdiği yasayı eleştirenlerin üzerinde birleştikleri (ve bizim için utandırıcı olan) nokta bu. Öne sürdükleri kanıt ise TCK 301 ve görüşleri nedeniyle bu maddeden yargılananlar…

Demek ki, Türkiye bu sorunlu maddeyi düzelterek o kozu onların elinden alabilir ve Fransa’yı tarih hakkında görüş açıklayanları hapse atmak isteyenler köşesinde yalnız bırakabilir.

Aslında, bu düzeltme çok daha önceden yapılabilirdi ve yapılmalıydı. Ama AKP iktidarı, tüm uyarılara rağmen, felç geçiren bir hasta gibi hareketsiz kaldı. Bu atalet, Türkiye’ye çok pahalıya patladı.

Daha fazla beklenemez… Artık o maddeyi kaleme alanlar bile sorunları kabul ediyor ve nasıl düzeltilebileceği konusunda somut öneriler yapıyorlar.

Sosyal demokrat olduğunu öne süren CHP’nin böyle bir konuda ayak sürümesinin hiçbir mazereti olamaz. Kimsenin ‘Türklüğe hakaret serbest olsun’ dediği yok. Pek çok kişi, tam tersine, maddenin bu haliyle Türkiye’ye hakaretin yolunu açtığına inanıyor.

Çok daha kritik bir konuda risk alarak sıra dışı şeyler söyleme cesaretini göstermiş olan DYP lideri Mehmet Ağar’ın bu konuda beylik şeyler söylemesi de garip kaçıyor.

Türkiye 301. maddeyi düzeltirse hiçbir şey kaybetmez, çok şey kazanır. En azından, ifade özgürlüğünde Fransa’nın önüne geçmiş olur.

Hadi en baştaki benzetmeye dönelim: Tabeladaki skor 2-1 olur.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=202115&tarih=20/10/2006

Yorumlar kapatıldı.