İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fransa´yı Reformları Uygulayarak Yanıtlayalım

BİA (İstanbul) – Fransa’nın “Ermeni Soykırımı’nı İnkar Edenleri Cezalandıran Yasa Tasarısı”nı onaylamasının öncesi ve sonrasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetinin açıklamaları acaba bundan sonra Türkiye’de ifade özgürlüğünün gelişimi konusunda nasıl bir mesaj veriyor?

Hükümet açıklamalarını olumlu karşılayan Uluslararası Yazarlar Birliği (PEN) Türkiye Merkezi Başkanı Vecdi Sayar, “Türkiye’nin, Fransa’daki Soykırım Tasarısına bir misilleme olarak 301. ve benzer maddelerden kurtulması gerekir. Doğrusu bir umut da taşıyorum” dedi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç ise, Başbakan Erdoğan’ın konuğu olduğu ve bu akşam (Pazartesi) saat 20.00’de CNN Türk’te yayımlanacak olan “Arena” programının “Hürriyet” gazetesindeki duyurusuna atıf yapıyor.

Erinç, duyuruda da yer verilen Başbakanın “Düşünce Özgürlüğü Fransa’da yasak. Burada istediğimiz gibi konuşuruz” sözleriyle ilgili “Keşke” diyor ve ekliyor:

“Başbakanın bu söylemle Ceza Yasası (TCK) ve Terörle Mücadele Yasası’nda (TMY) ifade özgürlüğüne getirilen engellerin kaldırılacağı mesajı olarak algılamayı tercih ediyorum.”

“Radikal” gazetesi için yaptığı önemli röportajlar nedeniyle geçmişte ve halen soruşturma ve kovuşturmaya uğrayan gazeteci Neşe Düzel, hükümet yetkililerinin sözlerine bakılmaması gerektiğine inanıyor: “Türkiye’de neyin değiştirileceğini bilmiyorum. Biz uygulamaya bakalım.”

Hükümet “kısasa kısas”a itibar etmiyor

Fransa’da, Ermeni Soykırımı’nı inkar edenleri cezalandıran Tasarının görüşüldüğü ve onayladığı günlerde, Türkiye’de bazı kesimlerce “Fransa mallarını boykot edelim” mesajları yayınlaştırıldı.

Adalet ve Kalkınma Partili Köksal Toptan’ın başkanlığındaki Meclis Adalet Komisyonu de, “Cezayir Soykırımı’nı Tanıyan ve Ermeni Soykırımı’nın Tanınmasını Cezaya bağlayan” ve beş aylık olduğu ifade edilen bir başka tasarıyla karşılık vermeye niyetlendi.

Fransa’yı sert şekilde eleştirmekle birlikte hükümet üyeleri ise genelde “Aynı hataya düşmeyelim” pozisyonu benimsendi.

Fransa’ya tarihçi, AB ve RSF tepkisi

Bu süreçte Fransa, 301. uluslalararası alanda maddenin kaldırılmasını isteyen Avrupa Birliği’nin bir parçası olarak, 1915 yılında yaşananlarla ilgili düşünceye pranga vurmakla suçlandı.

Bu ülke parlamentosuna sadece Türkiye değil, kendi tarihçileri, üysei olduğu Avrupa Birliği’nin (AB) yetkilileri ve Paris merkezli Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü de tepki gösterdi.

Bu gelişmelerin aradından bianet, Türkiye’de ifade özgürlüğünün geleceğini Uluslararası PEN Türkiye Merkezi Başkanı Vecdi Sayar, TGC Başkanı Orhan Erinç ve gazeteci Neşe Düzel’e sordu.

Sayar: 301’i kaldırarak misilleme yapın

PEN Türkiye Merkezi Başkanı Vecdi Sayar, tasarıya misilleme olarak Türkiye’nin 301 ve benzeri düzenlemelerden kurtulması gerektiğine inanıyor:

“Hükümetin açıklamalarında da bu yönde olumlu işaretler görülüyor. Doğrusunun da bu olduğunu düşünüyorum. Fransa’daki bir yanlıştan bir doğru çıkarabiliriz belki.”

Erinç: TCK ve TMY varken ‘biz istediğimiz gibi konuşamıyoruz’

Bu akşam CNN Türk televizyonunda yayımlanacak olan “Arena” programının tanıtımında programa konuk olacak Başbakan Erdoğan’ın “Düşünce Özgürlüğü Fransa’da yasak. Burada istediğimiz gibi konuşuruz” sözlerini anımsatan TGC Başkanı Erinç, “burada istediğimiz gibi konuşuruz” sözüne ne yazık ki katılamayacaklarını söyledi.

“Başbakanın ilk cümlesine katılmamak olanaksız ama ‘burada istediğimiz gibi konuşuruz’ lafı konusunda aynı görüşü paylaşma olanağımız ne yazık ki yok.”

Bu sözleri Ceza Yasası (TCK) ve Terörle Mücadele Yasası’nda (TMY) ifade özgürlüğüne getirilen engellerin kaldırılacağı yönünde Başbakanın bir mesajı olarak algılamayı tercih ettiklerini ifade eden Erinç, “Aksi halde ifade özgürlüğü yargılamalarına bakınca Başbakanın bu sözünü kabul etmek mümkün değil” diye konuştu.

301. maddeden son bir yılda 69 dava açıldığını bildiren yazar Erinç, “Cumhuriyet” gazetesinin 14 Ekim 2006 tarihli sayısı için kaleme aldığı “Fransa’nın Katmerli Utancı…” başlıklı yazısında, Fransa’daki tasarının oylanmış olmasının Türkiye’ye etkisini şöyle açıklıyor:

“Fransa, oylamayla kendisi açısından “‘ifade özgürlüğünü’ yok saymakla kalmamış, Türkiye’deki ifade özgürlüğünün önünü kapatan yasa maddelerinin değişebilirliğine de set çekmiştir.”

Düzel: Bir şey beklemiyorum, uygulamaya bakıyorum

“Radikal” gazetesi için özellikle Alevi yetkililerle yaptığı önemli röportajlar nedeniyle geçmişte hakkında “kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla açılan davalardan beraat ettikten sonra son zamanlarda da Kürt Sorunu’yla ilgili çeşitli uzman ve politikacılara söz verdiği için “terör örgütü propagandası” iddiasıyla soruşturma ve kovuşturmaya uğrayan gazeteci Neşe Düzel, “Türkiye’de neyin değiştirileceğini bilmiyorum. Biz uygulamaya bakalım” dedi.

Demokratik Toplum Partisi (DTP) kurucularından Mehmet Hatip Dicle ile yaptığı bir röportajdan hakkında “terör örgütü propagandası” gerekçesiyle yeni bir soruşturma açıldığını yeni öğrendiğini söyleyen gazeteci karamsar:

“301 ile hükümet verdiklerini geri aldı. Son iki yıldır demokratikleşme yönünde yapılan bir sürü hamle birtakım TMY ve yeni TCK ile geri alındı.”

İfade özgürlüğü kısıtlayan maddelerinin benzerlerinin yeni TCK ile varlığını sürdürdüğünü söyleyen Neşe Düzel, “İleri adım atılmadı daha. Uygulama da geçmişte gibi olmaya başladı çünkü bir dönem benim açımdan biten davalar tekrar açılmaya başlandı” diye konuştu. Gazeteci, son dönemki aklanmalarının da zamanaşımından gerçekleştiğini söyledi.

Dink: Biz doğruyu yapalım

Geçtiğimiz akşam NTV canlı yayınına katılan gazeteci Hrant Dink “Ben bu yasa tasarısının Fransa’da Senato’da kabul edileceğini sanmıyorum. Ancak kanunlaşsın kanunlaşmasın, kimse üzülmesin, bence Türkiye kazançlı çıkacak. Aksine Ermeniler kaybedecek” demişti.

Dink, “Fransa Parlamentosu’nda sürekli ‘Türkiye kendine baksın’ diye bir cümle kullandılar. Türkiye kendine bakabilecek mi. 301. maddeden söz edildi. Bunlar yanlış da değil. Biz orada ifade özgürlüğünün kıstlanmasına karşı çıkıyoruz. Oysa Türkiye’de de ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasalar, yargılamalar var. Biz doğruyu yapalım. Biz doğruyu yaparsak bu Fransa’nın yaptığı gibi yanlışlar yalnız kalacaktır” dedi.

Hükümet üyeleri ne dedi?

Hükümet üyeleri, son süreçte Türkiye’de ifade özgürlüğüne ilişkin verdikleri mesajlarda şöyle söylediler:

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Brüksel’de Türk gazetecilerine yaptığı açıklamada, Fransa’nın kararının AB açısından da üzücü olduğunu, bu kararın AB ile ilgili hisleri olumsuz etkileyeceğini ifade etti.

Babacan, “Fransa, hatalar yaparsa, bu hatalara başka hatalarla cevap vermemiz doğru değil. Biz reformlarımıza devam edeceğiz. Doğru belli ve bu doğruyu reformlarla yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. (13 Ekim)

Gül: Kopenhag kriterleri değişmiş

AB Dönem Başkanı Finlandiya, bir sonraki dönemin temsilcisi Almanya ve diğer yetkililerle Troyka toplantısına katılmak üzere Lüksemburg’a giden Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Gül, “Bizim, birçok ülkeden farkımız şu. Biz, eksikliklerin farkındayız. Aynı zamanda çok da mesafe aldık. Bazı şeyler, aldığımız mesafeyi gölgeliyor. Daha yapacaklarımız var ve bunları yapmakta kararlıyız” dedi.

Gül, “toplantıda 301 gündeme gelir mi?” sorusuna “Bizim bu konudaki tavrımız belli. Ama Fransa’nın son kararından sonra gördük ki Kopenhag siyasi kriterleri değişmiş” yanıtını verdi. (16 Ekim)(EÖ/EK)

http://www.bianet.org/2006/10/16/86609.htm

Yorumlar kapatıldı.