Hasan Demir
ABD’deki Yahudi lobisinin Türkiye için çalıştığı söylenir, bu yalandır.
Avrupa’daki Yahudi lobisinin de Türkiye’nin yanında olduğu propagandası yapılır, bu da kuyruklu bir yalandır. ABD’yi, henüz devlet bile olamamış İsrail’in peşine takmayı başaran Yahudi lobisinin bu ülkede Türkiye için hiçbir şey yapmadığı, Amerika’nın Kıbrıs bahsinde Türkiye’ye uyguladığı ambargodan ve Irak’ın kuzeyinde Türkiye’nin başına çuval geçirmesinden artık iyice belli olmuştur.
Avrupa’daki Yahudi lobisi Türkiye’nin yanında olsaydı, “Ermeni soykırımı yoktur” demenin ağır para ve hapis cezasını gerektiren yasanın Fransa’da çıkması imkânsız hale gelirdi. Çünkü ABD’den sonra Yahudi lobisinin en etkili olduğu ülke Fransa’dır. Gelelim İsveç’te dönen dolaplara. Bu İsveç geçmişte, Kıbrıs bahsinde Türkiye politikalarına yakın dururdu. Sonra ne olduysa oldu İsveç PKK’nın yanında yer aldı, ROJ TV kablolu yayınla halen İsveç’ten Türkiye’ye kin ve kan kusmayı sürdürmektedir. Geçmişte İsveç’in PKK desteği Türkiye’yi o kadar acıtmıştır ki, Türkiye, İsveç firmalarının Türkiye’de ihalelere girmesini yasaklamak zorunda kalmıştı. Lakin sonradan bu ambargo gevşemiş, İsveç firmaları ihalelere girmeye başlamış, E.. ve T.. firmaları Türkiye’deki ihalelerden ciddi paralar kazanmış, bu paraların dolaylı yollardan PKK’ya ulaştığı da iddia edilmişti.
Ne oldu da İsveç Türkiye’nin yanında yer almaktan vazgeçti de Türkiye’nin karşısında yer almaya başladı. Ve bu ülkenin Nobel Akademisi niçin, “Türkler Ermeni ve Kürtleri kesmiştir” diyen Orhan Pamuk’u kahraman ilan etti, Nobel’le ödüllendirdi? Hatta Orhan Pamuk Türk tarihine, Türk devlet ve milletine bu hakareti niçin İsveç basınında dile getirdi. Ve şimdilerde İsveç basını ve kamuoyunda neden birdenbire Fransa’daki gibi, “Ermeni soykırımı yoktur demek suç sayılmalıdır!” türünden yasa çıkarmanın kaldırım taşları döşenir oldu, isterseniz bir düşünün..
Düşünün, düşündükçe karşınıza belki Wallenberg ailesi çıkıverecektir.
Bu Wallenberg ailesi İsveçli kızları Nane’yi, Kofi’ye gelin vermişler, Nane de Wallenberg’lerin desteği ile Kofi’yi BM Genel Sekreterliği koltuğuna oturtmuştu. Yani Kofi Annan’a o koltuk Wallenberg’lerin hediyesiydi. Acaba ne karşılığında? Bu, bu yazımızın konusu değil.Bu Wallenberg’ler İsveç ekonomisinin yüzde 65’ini ellerine geçirene kadar İsveç böylesine Türkiye düşmanı, PKK hamisi ve Ermeni kollayıcısı değildi. Ne ki, Wallenberg’ler İsveç ekonomisinin yüzde 65’ini ellerine geçirdi, İsveç de Türkiye’ye sırtını döndü , “Türkler Ermeni ve Kürtleri kesmiştir” diyen Orhan Pamuk Nobel aldı ve belki de yakın bir zamanda İsveç’te de Fransa’daki gibi bir yasa çıkacak, “Ermeni soykırımı yoktur demek” suç halini alacak.
Peki Wallenberg’lerin özelliği ve bu işlerle ilgisi ne?
Onu da Sayın Yüce Katırcıoğlu’ndan öğreniyoruz. Wallenberg’ler Yahudi dönmesi Alman bir aile. Avrupa’nın kılcal damarlarına kadar nüfuz etmiş, eniştelerini BM Genel Sekreteri yaptırabilecek güce erişmiş, Milletlerarası Ticaret Odası Başkanlığı koltuğuna Marcus Wallenberg’i oturtmayı başarmışlar.
İlgililer hemen hatırlayacaklardır, bu ayın başlarında Marcus Wallenberg Türkiye’ye gelmiş, Başbakan Erdoğan, Ali Coşkun ve Unakıtan’la görüşmüş, bizimkiler de kendine, Hükümetlerinin yabancı sermayeye ne kadar önem verdiklerini anlatmışlardı.
Avrupa’daki Yahudi lobisi Türkiye’nin yanında olsaydı Wallenberg ailesi devreye girer, Roj Tv İsveç’te barınamaz, İsveç basınında, “Biz de Ermeni soykırımı yoktur demeyi suç sayalım” çığlıkları kopmaz, Fransa’da böyle bir yasa asla gündeme gelmezdi. Amma Irak’ın kuzeyinde bir Yahudi Kürdistan kurulması, Türkiye’nin İsrail’den zayıf ve ona muhtaç hale getirilmesi Amerika, Fransa ve İsveç’teki Yahudi lobisinin istediği, bir şeydi..
Onlar da İsrail’in bu isteğini hayata geçirdiler, geçiriyorlar..
Yakında Norveç’ten de benzer kokular çıkar, hazırlıklı olun…
Çünkü Norveç de MOSSAD’ın Avrupa’daki üssüdür…
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=123&ArticleID=2786
Yorumlar kapatıldı.