İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ankara´dan 301 sinyali

Güven Özalp

Avrupa Birliği (AB), Türkiye’yi en çok eleştirdiği TCK 301. madde konusunda Ankara’dan güçlü bir sinyal aldı. Türkiye-AB Troyka toplantısına katılan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, bu konudaki olasılıkların değerlendirileceği mesajını verirken, “Türkiye, Fransa’nın hatasına düşmeyecek” dedi. Olası bir değişikliğin AB Komisyonu’nun 8 Kasım’da açıklayacağı İlerleme Raporu öncesi gerçekleştirilmesi öngörülmüyor. Bunun ardında yatan ana etken olarak da, hükümetin, önceliği 9. Reform Paketi’ne vermesi oluşturuyor.

Olumlu havada geçti

Son dönemde Ankara ile Brüksel arasında yaşanan sorunlara ve Kıbrıs kaynaklı gerginliğe rağmen troyka toplantısının son derece olumlu bir havada geçmesi dikkat çekti. Toplantıdaki atmosferde her iki tarafın da beklediği mesajları alması etkili oldu.

Toplantı sonrasında yapılan ortak basın toplantısında Fransa Meclisi’nin “Ermeni soykırımı iddialarının inkârının suç sayılmasıyla” ilgili aldığı kararın, bu ülkenin prestijini olumsuz etkilediğini kaydeden Gül, “küçük politik hesaplarla” gündeme getirilen bu adımın Fransa’yı her fikrin özgürce tartışılabildiği bir ülke olmaktan çıkardığını söyledi.

Gül, “Aynı hataları Türkiye’de görmek istemeyiz. Her fikrin özgürce tartışılmasından yanayız. 301. maddeyle ilgili uygulama sorunu yaşanıyor. Bakıp gerekeni yapacağız” diye konuştu.

Rehn: İvedilikle ele alınmalı

AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn’in de basın toplantısında aylardır ilk kez TCK 301. maddeye öncelik vermemesi dikkat çekti. Soru üzerine konuya değinen Rehn, 301. maddenin kilit önceliklerden biri olduğunu ve ivedilikle ele alınması gerektiğini söyledi.

Rehn, “Olumlu bir içtihat oluşmasının beklenmesi uzun zaman alır. Bu yüzden bizce en kısa yol, bu maddenin değiştirilmesi ya da iptal edilmesidir” diye konuştu.

Toplantıya katılan üst düzey diplomatik kaynaklar da, “301. madde konusunda toplantıda Türkiye tarafından dile getirilenlerle basın toplantısındaki ifadeler birleştiğinde bu taahhüt olarak algılanabilir” ifadelerini kullandılar.

AB’nin Kıbrıs konusundaki yaklaşımı da belli bir esneme gösterdi. Türkiye’nin Ek Protokol’den kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği yaklaşımı korunsa da Dönem Başkanı Finlandiya’nın hazırladığı önerilere Ankara’nın yaklaşımı “takdir edildi”.

Finlandiya’dan Rumlara taş

Rehn, önerilerin dengeli ve gerçekçi olduğunu belirterek bu konuda Finlandiya’ya tam destek verdiklerini söyledi.

Finlandiya Dışişleri Bakanı Erkki Tuomioja da Türkiye’nin yaklaşımından duyduğu memnuniyeti dile getirdikten sonra, “Tango için iki kişi gerekir” ifadelerini kullanarak Rumların bu konuda olumlu bir yaklaşım içinde olmadığının altını çizdi.

Rehn: Saat bile ilerleme göstergesi

Daha önce Lüksemburg’da müzakerelerin açılma kararının çıktığı 3 Ekim 2005’te ve ilk müzakere başlığının açılıp kapanmasının gerçekleştirildiği 12 Haziran’da toplantıların geç saatte yapılması Rehn’e espri malzemesi oldu. Olli Rehn, “Bugün erken bir saatte toplanabilmemiz bile Türkiye-AB ilişkilerinin olumlu yönde ilerlediğinin göstergesidir” dedi.

Pamuk ve Nobel için Türkiye’ye kutlama

Rehn, ortaklaşa düzenlenen basın toplantısında, hayranı olduğu yazar Orhan Pamuk’un Nobel almasına da değindi. Rehn, Pamuk’u ve Türkiye’yi ödülden dolayı kutladı. Gül de, “Şüphesiz çok önemli bir ödül. Yaşanan bazı tartışmalar gelir geçer ama bu ödül kalır” dedi. Gül, Pamuk’un bu ödülü almasından büyük memnuniyet duyduğunu söyledi.

http://www.milliyet.com.tr/2006/10/17/siyaset/asiy.html

Yorumlar kapatıldı.