İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Mide bulantısı

Gündüz Aktan

Bir konudan ikrah gelmesi eminim sizde de olmuştur. Sorun diye sürekli önümüze çıkıyor, ama içi boş, bomboş. Temeli olmayan, ama durmadan üstüne bir şeyler eklenen, durmadan yükselen garip bir bina gibi. Değil estetiği, şekli bile yok. Kâbuslardan oluşmuş, oluşturulmuş. İlk yalana yeni yalanlar katılmış, her yalan tekrarlandıkça gerçeğin yoğunluğunu kazanmaya başlamış.

Küçük yalanlar büyümüş. Yalanlara inananlar inanmayanlardan nefret etmiş. Gerçekleri inkârla suçlamış. Olayı seyredenler, kendini yerden yere atıp yalan dünyasını savunanı, bazen acıdıklarından, bazen de kendi yalanlarını örtmek için desteklemeye başlamışlar. Yalanın doğru olup olmadığını konuşmayı bile tehlikeli bulup yasaklamaya kalkışmışlar vb.

Hikâye nasıl mı bitecek? Bireylerin bile psikanalizi çok zorken, toplumların patolojisini nasıl tedavi edebilirsiniz?

Hz. İsa sırtına yüklenmiş ağır hacın altında ezilmiş, çarmıha gerilmek üzere yokuş yukarı yürütülürken, yolun iki kenarına toplanmış kalabalık kendisine tükürüyor, hakaret ediyordu. İncil’e göre, İsa ‘Allah’ım onları affet, ne yaptıklarını bilmiyorlar’ diye mırıldanmış. Daha sonra İsa’nın dinini benimseyenler ‘ne yaptıklarını bilmeden’ inanılmaz kötülükler yaptılar. Fransız meclis oylaması vesilesiyle hâlâ ne yaptıklarını bilmedikleri anlaşılıyor.

Fransız halkının çoğu, diğer Avrupa halkları gibi, Türklerin Ermenilere soykırım yaptığına inanıyor.

Bu gerçeği itiraf etmemizi istiyor. Tıpkı Chirac Fransa’sının zenci ticareti, sömürgecilik, Cezayir olayları ve Yahudi soykırımında yaptığı ya da yapmış gibi gösterdiği gibi. Zira Fransa, sanıldığının aksine, tarihte işlediği suçları gerçek boyutlarıyla itiraf edip, özür dilemiyor. Aslında tarihle pazarlık yapıyor.

Papon, Vichy yönetiminin kaymakamı olarak 1600 Yahu’diyi, Nazi Drancy kampına teslim ettiği için, soykırıma iştirakten değil, insanlığa karşı suçtan, o da 84 yaşındayken (1998) hüküm giydi. Suçları bilindiği halde, De Gaulle zamanında getirildiği Paris Emniyet Müdürlüğü’nde barışçı gösteri yapan 200 Cezayirli genci (kendi ifadesiyle ‘sadece’ 80 civarında) Sen Nehri’ne atarak boğulmasını sağladı. Yetmedi, Giscard D’Estaing tarafından Maliye Bakanı yapıldı. Papon’dan daha önemli görevlerde Yahudi soykırımına katkıda bulunan Bousquet, kendisi gibi bir Vichy memuru olan Mitterrand’ın dostuydu, yaptıkları açığa çıktığında intihar(?) etti. Kilise Paul Touvier adlı Nazi’yi yıllarca sakladı. Fransa çıkardığı bir yasayla sömürgeciliğin uygarlığa katkıda bulunduğunu iddia ediyor ve Cezayir soykırımını reddediyor.

Irkçı ve Holoskost inkârcısı Le Pen geçen seçimin ikinci turunda Chirac’ın karşısında yarıştı. Irkçı akımın gelişmesini engellemek isteyen diğer partiler, önce söylemlerinde, sonra da icraatlarında aşırı sağa kaymaktan kurtulamadılar. Parçalı Fransız parti sistemi ve kamuoyu giderek yabancı düşmanı ve ırkçı görüşlere kaydı. Bugün anketlerde Fransız halkının üçte ikisi, sanki bir meziyetmiş gibi, açıkça ırkçı olduğunu kabul ediyor.

Fransızların ırkçı yaklaşımı içlerindeki Müslüman diyasporayı entegre etmelerine imkân vermiyor. Gettolarda yaşayan, devletle ilişkisi polisten ibaret olan, yüzde 50’si işsiz genç Müslüman nüfus, geçen yıl isyan etti. Fransızların hemen hepsi, politik elit ve basının büyük kısmı olayın sorumluluğunu Müslümanlara attı.

Bu şartlarda ikide bir Fransız devrimine ve Aydınlanmaya gönderme yapıp, Fransa’yı demokrasi ve özgürlüklerin beşiği saymak, gelişmeleri takip etmeyenlerin aymazlığından ibaret. Aynı şekilde ‘asırlık dostluk’ gibi safsataları da bir yana bıraksak iyi olacak.

Fransa günlük reformları bile yapamıyor. Yaşlanıyor. Hastalıklı bir bencillikle içe dönüyor. Dünyadaki ve AB’deki yerini kaybetmekten korkuyor.

İşte mazisini ve halini taşımaktan aciz bu Fransa, tüm nefret, endişe ve korkularını atmak için muhtaç olduğu hedef grubu Türkiye’de buldu. Zaten Türkler, Fransa’nın tarihi ötekisiydi.

Bu Fransa bizim AB üyeliğimizi kaldıramaz. Fransa’ya acıyalım ve üyelikten vazgeçelim.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=201484

Yorumlar kapatıldı.