İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fransa ve Pamuk gölgesinde geleceğe bakabilmek

Murat Yetkin

Fransa’da alınan karar ve Pamuk’un Nobel’e layık görülmesi tartışılacak birçok olayı gölgede bıraktı

Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmesi ve Fransa’nın özgürlükler adına bir utanç vesilesi olan kararı Türkiye’nin gündemini kapladı. Gazetecilik açısından baktığınızda, başka zaman manşet olacak ve günlerce tartışılacak olaylar, bu iki büyük gelişmenin gölgesinde kalıyor.

Birkaç örnek verilebilir. Örneğin, ABD’nin önerisiyle Birleşmiş Milletler’in ‘El Kaide terörizmine yardımcı olanlar’ listesinde yer alan Suudi Arabistanlı işadamı Yasin El Kadı’nın Türkiye’nin listesinden çıkarılması yolunda Başbakanlık kaynaklı girişimin yargıdan dönmesi olayı var. Ya da eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil’in yolsuzluk suçlamasıyla hapis yatacağının anlaşılması. Ya da Orhan Pamuk’un edebiyat ödülü almasından sonra Nobel Barış Ödülü’nün, yoksullukla mücadele için mikrokredi yönteminin mucidi Bangladeşli Ekonomist Muhammed Yunus’a verilmesi.

(Bu proje Türkiye’de de AK Parti Diyarbakır Milletvekili Aziz Akgül tarafından başarıyla uygulanıyor.) Ya da AK Parti, CHP ve Anavatan Partisi’nin genel seçimlerin (Anayasa’ya aykırılık iddialarına karşın) 4 Kasım 2007’de yapılması üzerine uzlaşmaya varması.

Ya da Yunanistan ve Kıbrıs Rum hükümetinin Sanayi faslında müzakereleri veto etmesi.

Ama toplumların hayatlarında böyle dönemler vardır. Bazen üzerine ölü toprağı serpilmişcesine sessizleşen ülkeler, bazen fırtınalarla sarsılır.

Sarsılmak ve savrulmak iki ayrı şey. Türkiye’nin bu önemli gelişmelerle sarsıldığını söylemek mümkün, ama savrulduğunu söylemek mümkün değil. Nereden mi anlıyoruz? Sıralayalım:

1- Fransız parlamentosunun Ermeni soykırım iddialarının inkârına hapis cezası öngörmesi, toplumun her kesim ve katmanında tepkiye yol açtı. Ancak bir şekilde tepkilerde sağduyu korundu. Örneğin, Fransa’nın hatasına düşülerek ‘Cezayir soykırımını inkâra hapis’, ya da misilleme olarak Türkiye’de yaşayan 70 bin kadar Ermenistan Ermenisi’nin sınırdışı edilmesi türünden fikirler rağbet görmedi.

2- Hükümet, Fransa’ya tepkiyi, belki de AB bünyesinde bazı ülke ve grupların tercih edebileceği gibi AB’ye tepkiye dönüştürmedi. Müzakereci Devlet Bakanı Ali Babacan dün Brüksel’de tarama sürecinin tamamlanmasını kayda aldı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül yarın AB Yönetim Üçlüsü (Troyka) toplantıları için Lüksemburg’a uçuyor.

3- Hükümet, muhalefet ve Meclis gündemini değiştirmedi. Hükümet 2007 bütçesi hazırlıklarına ara vermedi. Meclis’te geniş bir uzlaşmayla seçilme yaşını 25’e indiren Anayasa değişikliği süreci devam etti ve seçim yasasında bir değişiklik gerçekleştirildi.

4- Belki bunlar kadar önemli olarak Türkiye’nin entelektüelleri, sarsıntı yaratan bu fırtına sürerken sükûnetle geleceklerini tartışmaya devam ettiler. Buna iki önemli örnek vermek mümkün. Hafta başından bu yana Ankara’da Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM) tarafından düzenlenen ve Cumhuriyet’in 100’üncü yılına bakmaya çalışan 2023, Stratejik Öngörüler toplantılarına bir kez daha değinmek lazım. Bu toplantılarda daha çok resmi bakışın nasıl çeşitlendirilip, işlevselleştirileceği hedefi öne çıkıyor denebilir. İki gündür Göcek’te devam eden yuvarlak masa toplantıları ise Ekonomi ve Dış Politika Araştırmaları Merkezi (EDAM) tarafından düzenleniyor. BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Kemal Derviş ve İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM) üyesi Büyükelçi Rıza Türmen’in de katıldığı toplantılarda Türkiye’den ve Avrupa ülkelerinden siyasetçiler, diplomatlar, araştırmacı ve gazeteciler AB çerçevesinde şu beş konuyu tartışıyor: Enerji güvenliği, küresel rekabet gücü, Küresel güvenlik ve Ortadoğu, Kıbrıs ve AB genişlemesinin Avrupa toplumlarının çokkültürlülüğüne etkisi. Üçüncü bir faaliyet alanı olarak TOBB desteğiyle kurulan Türkiye Ekonomik ve Politik Araştırmalar Vakfı’nın (TEPAV) hafta boyunca Ankara ve İstanbul’da Kıbrıs odaklı konferansları gösterilebilir.

Yani, Türkiye bir yandan sarsıcı iç ve dış kaynaklı siyasi çalkantılardan geçerken, diğer yandan genel olarak serinkanlılığını kaybetmeden geleceğini tartışmayı sürdürüyor. Bütün kargaşa içinde umut verici olan bu.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=201477

Yorumlar kapatıldı.