İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Canım, kabul etsek ne çıkar?´

Hasan Pulur

HİÇ kuşku yoktur ki, bazı iyi niyetli insanlar, “Bitsin artık soykırım lafı” demektedirler.

Nasıl bitecek?

Türkiye, Birinci Cihan Savaşı’nda Ermenilere soykırım yapıldığını kabul ederse bitecek.

Yine o iyi niyetlilerin, “Kabul edelim gitsin, ne çıkar?” dediklerini duyar gibiyiz.

Ne mi çıkar?

Önce soykırım bedeli olan tazminatı isterler.

Diyelim bunu da verdik, bitsin bu laf, diyoruz ya!

Verdik tazminatı, açtık sınırı, tarihe “Soykırım yaptıklarını kabul eden Türkler” olarak geçtik, yetecek mi?

***

ARKADAN ne gelecek biliyor musunuz?

Toprak talebi…

Soykırımı kabul etmişsin, tazminatı vermişsin, şimdi de elimden aldığın toprakları ver bakalım.

Sen istediğin kadar “Oraları ne zaman Ermeni yurdu oldu ki?” diye çırpın, kim dinler?

***

EVET, bazı iyi niyetliler, lafın arkasını düşünmeden, “Bitsin bu soykırım lafı!” diyerek ortaya çıktıkları zaman bunları da düşünmelidirler.

***

BATILILAR, Osmanlı devletinin, sınırları içinde yaşayan Ermenileri “tehcire tabi tutmasından” dolayı soykırım yapıldığını ileri sürer.

Peki, tehcir niçin yapılmıştır?

Tehcir zorla göç ettirmek demektir.

Peki, niçin yapılmıştır?

Çünkü Osmanlı ordusu, doğuda Ruslarla savaşırken, Ermeniler ayaklanmışlar, hatta Osmanlı ordusundaki askerlerin silahlarını alarak Rusların yanına geçmişlerdir.

Osmanlı devleti ve Türk halkı iki ateş arasında kalınca tehcire başvurmuş, Doğu Anadolu’daki Ermeniler güneye, Suriye’ye Lübnan’a gönderilmişlerdir.

Bütün Ermeniler mi tehcir edilmiştir?

Hayır, Katolik, Protestan olan ve sanatkârlar tehcir edilmemiştir, bunun da belgesi vardır.

***

BU sorun nasıl çözülecektir, gerçek nasıl ortaya çıkarılacaktır?

Tarihçilerin yaptıkları araştırmalarla…

Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu diyor ki:

“Araştırmalardan çıkacak sonuç Birinci Dünya Savaşı sırasında her iki toplumun savaş ortamı içinde birbirlerini katlettikleri, devlet tarafından planlanmış bir katliamın olmadığı, hukuki anlamda olayın soykırım olarak tanımlanamayacağı, dünyanın pek çok bölgesinde olduğu gibi Osmanlı Devleti topraklarında da 1914-18 arasında, bütün katmanların trajik olaylar yaşadığı, dolayısıyla bütün dünya halklarının başına gelenlerin, Ermenilerin, Türk ve Müslümanların başına geldiği, her iki tarafın da, büyük kayıplar verdiği, bu kayıplardan üzüntü duymamanın mümkün olmadığı sonucu çıkacaktır.” (x)

***

HALAÇOĞLU, Türk-Ermeni ilişkilerindeki tarihi gerçeği Howard M. Sachardin’in şu cümlesinde bulur:

“Bütün o savaş yıllarında, Ermenilerin bile Türkler kadar kanı akmamıştı.” (xx)

Lakin, “En iyi Türk ölü Türktür!” diyenlere bu cümle ne ifade eder ki!

——

(x) Sürgünden Soykırıma, Babıâli Kültür Yayıncılığı.

(xx) The Emergence of the Middle East (Ortadoğu’nun Doğuşu).

http://www.milliyet.com.tr/2006/10/13/yazar/pulur.html

Yorumlar kapatıldı.