İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Tepki sorunu çözmüyor

Okay Gönensin (09.10.2006)

Fransa’daki bazı siyasilerin, Ermeni tehcirini Yahudi soykırımıyla aynı sayarak “inkâr kanunu” çıkarmasının büyük haksızlık olduğu ortadadır. Yahudi soykırımı, bütün dünyanın kabul ettiği, nesnel bilgilerle doğrulanmış, hiçbir tartışılır tarafı kalmamış bir insanlık suçudur.

1915’te Osmanlı İmparatorluğu’nu yöneten İttihat ve Terakki paşalarının aldığı ve uyguladığı Ermeni tehciri de bilinen bütün sonuçlarıyla bir insanlık suçu olmuştur.

Bu olayın boyutlarını, yaşanan büyük dramları, kıyımları ve soygunları tartışırken “900 bin değil 600 bin kişi öldü” gibi gerekçelerle ortaya konan kaba milliyetçi tepkilerin tek sonucu Türkiye’nin sürekli olarak zor duruma düşmesi oldu.

1915 Ermeni tehcirinin büyük bir dram olduğunu görmek için bunun bir “soykırım” olduğunu iddia etmeye gerek yoktur.

Özellikle Amerika ve Fransa’daki Ermeni örgütleri kendi siyasal hedefleri çerçevesinde 1915’i bütün dünyaya “soykırım” olarak kabul ettirme başarısını gösterdi.

Ermeni diasporasına ve onun örgütlerine kızmak yerine bugüne kadar bu konuda yapılmış resmi yanlışları görmek zorundayız.

Bu “resmi” yanlışlardan biri halen tekrar ediliyor, Türkiye’yi küçük düşerecek bir şekilde “Asıl Ermeniler Türkleri öldürdü” üslubuna devam ediliyor.

***

1915 Ermeni tehciri ve onun çerçevesindeki olaylar konuşulmalıdır, tartışılmalıdır. Kimileri bu olayın “soykırım” tanımına girdiğini söyleyebilir, kimileri de buna itiraz edebilir. Ancak ortada bir “kıyım” vardır.

Türkiye’nin bugün resmen Osmanlı İmparatorluğu’nu batıran yönetimin suçunu, adı ne olursa olsun, üzerine almak gibi bir sorumluluğu yok. Ama şunu herkes görmelidir ki, Türkiye’nin bugün kendini zor durumda hissetmesinin sorumlusu bu konuda sürekli yanlış yapan Türklerdir. Asıl bunlar son derece serinkanlı bir şekilde tartışılmalı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bu olayla ilgisi olmadığı doğru dürüst kanıtlarla anlatılmalıdır. Bugüne kadar bu yapılmamış ve kaba milliyetçi tepkilerle sorunun çözüleceği ya da unutturulacağı sanılmıştır.

***

Fransa’nın “Ermeni soykırımını inkâr” diye bir suç icat etmesine karşı Türkiye’nin sesinin çok kuvvetli çıkması da zor.

Çünkü sorarlar, “Siz Ermeni tehciri soykırımdır diyenlere ne yapıyorsunuz” diye. Çünkü sorarlar; Elif Şafak, bir roman kahramana “Ermeni soykırımına inandım” dedirttiği için yargılanmadı mı diye. Çünkü sorarlar, son olarak Hrant Dink hakkında böyle düşündüğünü yazdığı için 301’inci maddeden dava açılmadı mı diye…

Fransız siyasilere bağırdığımızda, onların yaptığını bizim yapmadığımızı göstermek zorundayız. Oysa şu ana kadar onlardan farklı bir durumda değiliz. Bizde “soykırım” diyenlerin üzerine saldırılıyor, orada da “soykırım yoktur” diyenlerin üzerine saldırılıyor.

***

Fransız siyasilerin çıkarmak istedikleri inkâr kanunu, düşünce özgürlüğü açısından gerçekten bir “ayıp”tır.

Bunu söylerken, Türkiye’de yaptığımız ayıpları da açıkça söylersek sesimizi bütün dünyada çok daha güçlü olarak duyurabiliriz.

Fransız siyasileri “çifte standart” uygulamakla suçladığımızda gerçekten haklı olmamız için kendimizin çifte standarttan tümüyle kurtulmuş olmamız gerekir.

Türkiye Cumhuriyeti büyük haksızlığa uğruyor ve bugünkü resmi politikalar değişmediği sürece de uğramaya devam edecektir.

http://www2.vatanim.com.tr/root.vatan?exec=yazardetay&tarih=09.10.2006&Newsid=89588&Categoryid=4&wid=11

Yorumlar kapatıldı.