İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

SOYKIRIM ABLUKASI DA BOP´UN GEREĞİ

Sadi Somuncuoğlu

Türkiye TCK’nın 301’inci maddesiyle meşgul edilirken, Kıbrıs’ın Rum’a teslimi ve PKK’yla pazarlıklar tüm hızıyla sürüyor. Soykırım iftiralarıyla da Türkiye, adım adım tarihi bir projenin daha içine çekiliyor. Erdoğan-Gül ikilisi ise, Fransa’yı ihalelerden dışlamak, işadamlarından yardım gibi, bildik ve son güne sıkıştırılmış tedbirlerle meşgul.

ABD, AB, diğer Hıristiyan ülkeler, soykırım iftirasında hep tek sesle hareket ediyordu, ama bu defa daha organize saldırıyorlar. Önce Avrupa Parlamentosu, “Türkiye’nin ölüm fermanı” niteliğindeki raporuyla, bu iftirayı ön şart yapmaya kalkıştı. Sonra “ön” çıktı, “şart” kaldı. Türkiye güya “ön”ün çıkarılmasıyla sevindirilirken, hem çok önemli yeni dayatmalar gözlerden kaçırıldı, hem Pontus-Süryani soykırım iftirası resmen servise kondu. Oysa bunun altyapı hazırlıkları da yıllar öncesinden başlamıştı. BM’de “Süryani soykırımı” raporu, Fransa’da “Süryani soykırım anıtı”, Avrupa’da Süryani dernekleri kurulması gibi. İşte AP’nin kararıyla birlikte o dernekler harekete geçirildi. PKK terörü gerekçesiyle Doğu-Güneydoğu’dan ayrılan Süryanilerin geri döndüğünü, ABD ile AB’nin, bunların azınlık sayılması için nasıl baskı yaptığını da hatırlatalım.

CHİRAC AĞRI’YI ALDI

Başka ne oldu? Ermenistan’a giden Fransa Cumhurbaşkanı Chirac, “soykırım” iftirasını tekrarlamakla kalmadı, Ermenistan için, “Ararat’ın (Ağrı) bulunduğu topraklar” dedi. Yani Ermenistan gibi sınırlarımızı tanımadığını ilan etti, toprak istedi. En vahimi, Türkiye yönetiminden tek bir ses çıkmadı.

Ve güya Fransa Meclisi yarın, “soykırım olmamıştır” diyenlerin cezalandırılmasını görüşecek. Türkiye “TCK 301’i kaldırıp, Ermenistan sınırını açmayı” kabul ederse, teklif yeni bir şantaja kadar beklemeye alınacak.

Tüm bunlar gerçek niyetleri ve hiçbir şeyin tesadüf olmadığını göstermiyor mu? Evet aynen “Kürdistan” projesi gibi, “soykırım” ablukasında da hedef aynı. Anası Fransa, babası ABD olan bu projenin adresi yine Sevr.

Bize soykırım iftirasını kabul ettirdiklerinde ne olacağı belli. Önce tazminat, ardından toprak talebiyle, Sevr’de yarım kalan projenin bir bölümü halledilecek. Öbür kısım da Keldani-Süryani soykırım iftirasıyla tamamlanacak. Nasıl mı, anlatalım:

İngiliz Dışişleri Bakanı Curzon’un ifadesiyle, “Bağımsız bir Ermenistan kurulması için ant” içmişlerdi. İki görüş vardı. Biri, malum 6 Türk ilini kapsayan Ermenistan, diğeri Karadeniz’den, Akdeniz’e varan Büyük Ermenistan. Büyük Ermenistan’ın Karadeniz’e çıkış noktası Trabzon, Akdeniz’e çıkışı da Kilikya-Çukurova olarak planlanmıştı. Ama bu yine kendilerinin ifadesiyle, “Ermenisiz bir Ermenistan” demekti. İşte onun için Süryaniler devreye sokulacak, Kilikya-Suriye arasında yeni bir sınır çizilip, bölgedeki Ermenilere ilave, İngiltere hesabına Bağdat civarında tutulan Hıristiyanlar buraya getirilecekti.

Olmadı, hesaplar tutmadı.

ABD’NİN “SÜREKLİ” POLİTİKASI

Sevr’de, ABD’nin Berlin eski Büyükelçisi Gerard’ının, Curzon’a gönderdiği bir telgraf var ki, adeta bugünkü ablukayı anlatıyor. Diyor ki, “Ararat’ı, Kilikya ile birleştiren bir Ermeni devleti kurulması ABD’nin sürekli bir politikasıdır. Biz Kilikya’nın Ermenistan’da olmasının zorunlu olduğuna inanıyoruz”.

Curzon’un şu sözleri ise sanki yine bugünün “Kürdistan” projesi ile “soykırım” iftiraları arasındaki bağlantının özeti: “Kürdistan hakkında karar vermek zor, şimdiye kadar Türk İmparatorluğu’nun bir parçası olagelmiştir. Ülke, Ermenistan’ın yanı başında olduğu ve kaderi Asuri-Keldani Hıristiyanları ilgilendirdiği için Avrupalı devletler bakımından ilgi çekicidir.”

Dünün Sevr’i, bugün AB+BOP olduğuna göre, şimdi Erdoğan-Gül ikilisine “soykırım” projelerinin de eş başkanlığını yaptırmış olmuyorlar mı? İnanılır gibi değil ama aynen öyle!..

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=101&ArticleID=2693

Yorumlar kapatıldı.