İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Öfkeyle kalkan…´

Murat Belge

Bu sabahın (cumartesi) gazetelerine baktığımda, Fransa ve Hollanda’ya karşı yeni bir politik tavır benimseneceğine dair haberler gördüm. Hürriyet’te bir ‘ültimatom’ lafı geçiyordu. Sabah’ta ‘Cezayir soykırımı’ üstüne bir tasarının TBMM’den geçeceğini okudum.

Ermeni kıyımı konusuna yaklaşımları bakımından bu iki ülkenin de, onlara benzer bir biçimde davranmış ve davranacak olan başka ülkelerin de tavırlarını yanlış ve sakıncalı buluyorum. Tarihte olmuş bir olay hakkında ‘yasa’ çıkarmak anlamlı görünmediği gibi, zulme uğramış bir öznenin rencide olmamasını sağlama amacı gütse dahi, ‘Şunu demek yasaktır, bunu söylemek yasaya aykırıdır’ türünde yasaların da herhangi bir olumlu

sonuç vereceğine inanmıyorum.

Bütün bunları söyledikten sonra, cumartesi sabahı bazı gazetelerde okuduğum tavırların benimsenmesiyle varılacak bir yer olduğunu da düşünmediğimi belirtmeliyim.

Şimdi Fransa ve Hollanda, dün başkaları da söz konusuydu, yarın gene başkaları söz konusu olacaktır, dünyada böyle tavırlar alınmasında, böyle uygulamalara girilmesinde, başka etkenlerin yanı sıra, Ermeni kıyımı konusunda Türkiye’nin şimdiye kadar benimsediği tutumun da önemli bir payı var. Şu anda bu tepkileri göstermeye hazırlanırken bu konuda ne söyleyeceklerini -veya söylediklerini- bilmiyorum, ama bildiğimiz şekilde ‘külliyen yalandır, iftiradır’ denecekse, ‘Onlar başlattı, onlar daha çok öldürdü’ gibi savunmalardan medet umulacaksa, bu politikaların Türkiye’ye kazandıracağı bir şey olamaz. Tam tersine, çok zarar verir. En önemlisi, gelecekte olabilecek olumlu değişimlere de ipotek konmuş olur.

Bu olay, dünyada, Türkiye’de gösterildiği gibi görünmüyor, böyle bilinmiyor. Dünya bunu başka türlü biliyor ve böyle bilmesi için yeterince neden ve kanıt olduğuna inanıyor. Başka türlü söyleyecek olursak, Türkiye’nin bu noktada alacağı ‘sert’ tavırlar, bu genel kanıyı değiştirmeyecek, ‘böyle inat eden bir ülkeyle yapacak bir şey olamaz’ kanısını güçlendirecektir. Bu da sonuçta yalnızca (çeşitli nedenlerle) Türkiye’ye dostane olmayan bir gözle bakanlara yarar sağlayacaktır.

‘Apartheid’ uygulaması sırasındaki Güney Afrika’ya benzemek istiyorsak, bunu göze alıyorsak, diyecek fazla bir şey yok. Şüphesiz, böyle bir kararın kendisi sonuna kadar tartışılır, O ayrı konu. Ama kararı verirken, bunun neye yol açacağını bilmek gerekiyor.

Böyle konular bir yana, bir başkasını, öyle yaptığı için eleştirdiğimiz bir uygulamayı kendimiz de aynen uygulayınca, geride söyleyecek ne kaldığını sormak da gerekiyor. ‘Tarihi bir olayın olduğu veya olmadığı yasayla saptanamaz’ diyorsak ve böyle demekte haklıysak, özellikle Fransa’nın bu gibi konularda çıkardığı yasaları eleştiriyorsak,
demek bu eleştiri hakkımızı da kendimiz kendimizden alacağız.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=200925

Yorumlar kapatıldı.