İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Ödül Pamuk´a Yazarlığı Nedeniyle Verildi´

BİA (Stocholm) – İsveç Akademisi Nobel Vakfı, 2006 Nobel Yazın Ödülü’nün,”Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan” yazar Orhan Pamuk’a verildiğini açıkladı.

Nobel Yazın Ödülü’nün sahibinin Pamuk olduğunu, İsveç saatiyle 13.00’te Stockholm’de açıklayan Nobel Akademisi Daimi Sekreteri Horace Engdahl ile ödülün Pamuk’a verilmesi üzerine konuştuk.

Dünyada bu kadar şahane yazar varken Akademinin kalbini bu kez Orhan Pamuk kazandı. Bu nasıl oldu?

Bunun en kolay açıklaması şu. Çok şahane romanlar yazıyor. Bu bir edebiyat ödülü başka bir şey değil. O, bu ödülü günümüzde romanda yeni canlılık uyandırdığı için aldı. Bu kadar basit.

Pek çok kişi onun Türkiye’de bir milyon Ermeni ve Otuz bin Kürt öldürüldüğü yolunda görüş bildirdiği için ödüllendirildiği görüşünde. Akademinin buna yanıtı nedir?

Bu gerçekten yanlış bir öngörü. Akademi seçimini yaparken siyasi tavırları göz önüne almama konusunda çok titizdir. Bizim hiçbir zaman siyasi bir motif kullandığımız olmamıştır.

Hiçbir yazar siyasi tutum ve eylemleri nedeniyle ödüllendirilmemiştir. Pamuk’un seçiminde de Kürtler ve Ermeniler konusundaki görüşü değerlendirmemizin içinde, kriterlerimiz içinde yer almamıştır. Öte yandan bir yazarın tartışmalı demeçler vermesi onun ödüle sahip olmasının önünde engel de değildir.

Çünkü bir aydının çıkıp özgürce konuşabilmesi, ülkesinin siyasi tartışmalarına katılabilmesi için düşünce ve anlatım özgürlüğünü araç olarak kullanabilmesi gerekir.

Ama tekrar şunu söylüyorum, bu ödül Orhan Pamuk’a bir yazar olarak, yazarlığı göz önüne alınarak verilmiştir, başka hiçbir nedenle değil. Bu hiçbir şekilde onun karışmış olduğu tartışma ortamında bir tavır koyma olarak algılanmamalıdır.

Pamuk kendisi Marquez gibi öyküler Cervantes gibi roman kahramanları yaratmak istediğini söylemişti. Bunu başarabildi mi sizce?

Bence başardı. Her şeyden önce şunu söylemeliyim. Onun romanlarındaki kişiler o denli belirgin ve canlı ki, romanı okuduktan sonra onları unutmak mümkün olmuyor.

İkincisi, kitaplarında çift kişiliklilik olgusuyla Batı dünyasında var olan roman karakterlerinin dışına çıkabilme ustalığına sahip olduğunu görüyoruz. Ayrıca anlatı sürdüğü sıra, kendileri kendilerini anlatırken ya da başkaları anlatırken yeni, çok sayıda karakterlerin daha ortaya çıktığını görüyoruz.

Yani Pamuk’un romanlarında, diyalektik bir ilişki var anlatım ile roman karakterleri arasında. Bu, Batı romanlarında yok. Karakterler çok sağlam ve belirgin duruyor. Bu bize çok ilginç geliyor.

Onun güncel bir yazar olduğu ama uzun soluklu evrensel bir yazar olamayacağı yolundaki görüşe ne diyorsunuz?

Katılmıyorum. Onun yarattığı kişiler, kimlik yaratma becerisi, Batı’da görmediğimiz çift yönlü kişilikler, ve bunların diyalektik anlatımı ilgi uyandırmayı sürdürecektir.

Ödül gerekçesinde onun kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulduğu belirtiliyor. Onun kendisi de bir yandan sevilen bir yandan nefret edilen bir kişilik. Kürtler, Ermeniler, Hıristiyanlar, Batı kendisine sempati duyarken pek çok Türk de sevmiyor. Belki uzun vadede tüm Türklerin övünç kaynağı olabilir ama şimdi durum bu. Sizce ne olur, o kültürlerin çatışmasının mı hoşgörü ve uzlaşmanın mı sembolü olur?

Bence o kültürlerin uzlaşması, barışının bir sembolü olur. Bence o kültürler arası bir köprü olur.

Onunla konuştunuz mu?

Ona saat on üçe iki kaladan önce ulaşma olanağı bulamadım. Onun için konuşacak fazla vaktimiz olmadı (Geleneğe göre, ödülü alan kişi saat tam 13’te açıklanıyor). O New York’taymış. Telefonunu bulmak zor oldu. Ben ona ödülü aldığını söyledim, gerekçeyi okudum. O da “that is good news” dedi. Büyük onur duyduğunu ve çok mutlu olduğunu söyledi.

Teşekkür ederim

Teşekkür ederim. (AG/KÖ)

http://www.bianet.org/2006/10/12/86501.htm

Yorumlar kapatıldı.