İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

İlk Nobel, Orhan Pamuk, gurur ve utanç…

Ali Bayramoğlu

Nobel Edebiyat ödülü ilk kez bir Türk’e verildi. Türkiye, tarihinde ilk kez kültür, sanat alanında bu seviyede böyle bir dünya devi üretiyor ve ilk kez böylesine gururlanabiliyor.

Kendini bilen, aklı başında olan Orhan Pamuk’la iftihar eder…

Pamuk’un şanssızlığı, ödülü aldığının, belki de Fransız meclisinin Ermeni soykırımına ilişkin yasayı onayladığı gün açıklanmış olmasıdır.

Geçin bunu bir kalemde…

Bir süre önce Orhan Pamuk’la ilgili şunları yazmıştık:

Kitaplarını okuyun, okumayın, görüşlerini beğenin beğenmeyin Orhan Pamuk bu ülkenin sanat, düşünce, edebiyat alanında son 50, belki 100 yılın uluslararası çaptaki en etkili, en değerli ismidir…

Türkiye’nin dünyaya açılan en güçlü kapılarından birisidir…

Medeniyetlerin gücü dünya kültürüne, insanoğlunun belleğine, tahayyülüne yaptığı katkılarla ölçülür.

Bu, siyasetçilerle olmaz…

İzlandalı’dan Afrikalı’ya, Amerikalı’dan İspanyol’a kadar herkesi kuşatacak, herkese mal olacak kalıcı eserler ve uslüp üretimiyle olur. Dostoyevski ile Lenin’i, Baudlaire ile De Gaulle’ü bu açıdan karşılaştırmak mümkün olabilir mi?

Kaldı ki Orhan Pamuk Osmanlı ve Türk dünyasını, kimlik meselelerini, farklılığı evrensel bir dil ve lezzet içinde dünyaya sunar…

Özetle Pamuk dünyanın dört bir yerinde tanınan, okunan, saygı gören, Türkiye’nin hatta Türklüğün ismini duyuran, taşıyan biridir…

Üzerine bir çiçek gibi eğilmemiz, korumamız, sakınmamız, sanatçılığından gelen farklı davranışlarını okşamamız gelen bir isimdir…

Bu kadar da değil…

Kanımız odur ki, Pamuk sadece Türkiye’nin değil, gerek dil, gerek entelektüel düzey, gerek roman inşası açısından şu anda dünyanın en açık ara önde gelen romancılarından birisidir. Orhan Pamuk birçok edebiyat yorumcusu için 19. yüzyılın Rus yazarları seviyesindedir.

Nitekim Nobel ödülü bu kanaati açık olarak desteklemektedir.

Şunu unutmayın: Nobel edebiyat ödülü kimseye sırf siyasi mülahazalarla verilmez…

Peki biz ne yapıyoruz?

Orhan Pamuk’u yok etmeye, yaralamaya çalışıyoruz…

Görüşlerini beğenmedik hain ilan ettik… Kitaplarını anlamadık vasat yazar olduğunu söyledik… Sorgulama, kurgulama tarzını beğenmedik oryantalist dedik…

Oysa o sadece kendisine değil, Türkiye’ye Nobel edebiyat ödülünü getirdi…

Şimdi daha çok sinirlenmişe benziyoruz…

Türkiye’de itibar görmeyen siyasi görüşleri nedeniyle Batı tarafından ödüllendirildiğini sanıyoruz…

Yetmiyor öfke kusuyoruz.

Özdemir İnce, Nobel’in Orhan Pamuk’a verildiğinin açıklanmasından sonra canlı yayında CNN Türk’e şöyle diyebiliyordu:

“Türk Edebiyatı Nobel edebiyat ödülünü kazanmadı. Orhan Pamuk’a Nobel Edebiyat ödülü verildi. Çünkü Orhan Pamuk Ermeni soykırımını kabul ediyor. Pamuk dünyada bilinebilir ama Türk Edebiyatının buna sevindiğini hiç sanmıyorum. Orhan Pamuk vasat bir yazardır. Türkiye satışa çıkarılmıştır ve en alt düzeyde satılmıştır. Bundan utanç duyuyorum.”

Asıl utanç duyulması gereken bu görüşlerdir.

Bu tür hastalıklı bir bakışın bu ülkede üreyebilmesi, bu ülkede yaygınlaşabilmesidir…

De Gaulle düşüncelerini hemen hiç paylaşmadığı Sartre için benzer bir durumda neden “Sartre Fransa’dır…” demişti, hiç düşündünüz mü?

Edebi ürünleri siyasi görüşlerle, komplolarla açıklayacak kadar ahmak mıyız biz?

Gurur duyulması gerekenden utanan bir zihniyet için şu söylenebilir:

Hastalıklı…

http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/?t=13.10.2006&y=AliBayramoglu

Yorumlar kapatıldı.