İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Fransa, Ermeni işinde son değil, başlangıç

Savaş Süzal

Fransa ile yaşanan sözde Ermeni soykırımı ile ilgili olayları ve atılan nutukları içim burkularak izliyorum. Nedendir bilinmez, belki de işbaşındaki hükümetin devlet deneyimsizliği veya devlete olan inançsızlığı yüzünden Türkiye bu ve başka konularda sürekli akıntıya kapılmış gidiyor. Türkiye sanki, sürekli bir reaksiyon ülkesi. İleriye doğru bir plan olmayınca ne yapsın böyle olacak tabii.

Şimdi bir oturun düşünün lütfen, AKP iktidarı, birkaç yıl daha iktidarda kalma uğruna ve Avrupa Birliğine girmek için Türkiye Cumhuriyeti’ni bugüne kadar ayakta tutan, askerine, polisine, kültürüne, birlik ve beraberliğine yönelik ve aleyhte her türlü kuralı, başüstüne diyerek yerine getirmedi mi? Tabii ki getirdi. Peki, Fransa, bu birliğin yeni ülke kabulünde en önemli temel taşlarından biri değil mi? Evet öyle. Peki, öyleyse bunların bu ülkeye efelenmesini siz ne kadar ciddiye alıyorsunuz? Kusura bakmayın ama ben hiç te ciddiye alamıyorum.

Ülke içinde halkına inanmayan, halkın da inanmadığı bir hükümet doğal olarak dışarıda da ciddiye alınmıyor. Bence sırada daha çok ülke var. Esas tehlike orada. Örneğin, Ampul iktidarının geçenlerde stratejik işbirliği anlaşması imzaladığı ve Başbakan’ın koşarak gelip hesap verdiği ABD sıranın başında. Ülkedeki 51 eyaletin yaklaşık 40’ının eyalet meclisleri sözde Ermeni soykırımını tanımış durumda. ABD Federal hükümeti ve Başbakanın kadim dostu Başkan Bush kabinesi Ermenistan sınırının açılmasını ve Ermenistan ile görüşmelerin yürütülmesini açık ve gizli Erdoğan ve yardımcısı Gül’e defalarca önermedi mi?

Yani şimdi günahım kadar sevmediğim Fransızların başındaki adamlardan içişleri Bakanı Sarkosy’inin çok kızdığımız önerilerinin ABD Dışişleri Bakanı Rice, yardımcısı Fried ve öteki yetkililerin yaptıklarından ne farkı var? Peki, şimdi neden Tayip Bey Washington’a tavır koymuyor ve Amerikan mallarını boykot etme yolunda el altından faaliyet göstermiyor dersiniz? Çünkü bu fırtınanın geleceği yıllardır bilinen bir gerçekti. Siz hükümet olarak yurt dışında iktidarda da kalmak için taviz vermeye başlarsanız nerede duracağınızı kestiremezsiniz.

Peki, Ermeni soykırımı konusunda öteki Avrupa ülkelerine karşı tavrımız ne olacak. Örneğin, İsviçre de aynı haltı yemişti. Acaba bazı gizli servetler İsviçre bankalarından çekilecek mi? Ya da zengin bazı iş adamlarımız ve sosyetemiz, basının elit şarap uzmanları, neden İsviçre’ye kayak yapmaya gider? Bu ülkeye ne zaman ambargo uygulayacaksınız Tayyip Bey? Peki, Hollanda, Danimarka, İsveç ve dolayısıyla tüm Avrupa Birliği ülkelerine karşı ne zaman boykot uygulamayı düşünüyorsunuz?

Şimdi aklınıza benim bu takımı desteklediğim gibi bir şüphe sakın ha gelmesin. Ne Türkiye’ye düşman ve bir fırsat bekleyen AB ülkelerini desteklerim veya onların tezlerini savunurum, ne de Ermeni savlarını. Ancak ortada oturup düşünülmesi gereken bir konu var ki gerçekten fikir üretmek gerek. Bu sözde soykırımı olayı birbirimizi ikna yoluyla çözümlenecek bir tez değil. Bu bilimsel bir sorun değil. Siyasi bir problem.

Türkiye’nin bu Avrupa ülkelerindeki nüfusu o ülkelerde yaşayan Ermenilerden fazladır. Neden bu gruplar Türkiye’yi savunmak gereğini hiç duymaz? Diyemeyiz ki efendim bu grupların çoğu aşırı dinci de hükümete destek vermiyor. Tersine şu anda onların hükümeti işbaşında. Oy potansiyelleri var ve Ermenilerden kuvvetliler. O zaman kimseyi değil bu gurupların yıllardır törpülenen milliyetçilik duygularını yitirmiş olmalarının kusuru kimdedir dersiniz? Gördüğünüz gibi Milli görüş, milliyetçi duyguları yani milli kısmını ne hikmetse kurtaramadı.

Şimdi anladınız mı, bir ulusun neden milli duygularının güçlü olması gerektiğini. Evet, tren kaçıyor ama inşallah bu durum bizlere ders olur diyorum.

http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yazidetay.asp?AuthorID=107&ArticleID=2708

Yorumlar kapatıldı.