İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermeni mezalimi!..

İsmail Kapan

Özünde ağırlıklı olarak savaş şartları, isyan, düşmanla işbirliği ve diğer etnik meseleler olan tarihi bir hadisenin, gerçek mahiyetinden saptırılarak sırf siyasi ve ekonomik maksatlarla böylesine tersyüz edildiği ermeni meselesi, giderek daha fazla Türkiye’yi rahatsız eder duruma gelmektedir… Özellikle ABD, Fransa ve İsviçre gibi ülkelerde yaşayan Ermenilerin; yarım yüzyıldan beri her türlü propaganda vasıtasını kullanarak ve resmi kayıtlara, mahkeme kararlarına ve diğer tarihi belgelerle de açıkça çelişkili, gerçek dışı her türlü unsuru katmayı da ihmal etmeden yürüttükleri faaliyetler, ne yazık ki, bir çok ülkede aleyhimize sonuçlar vermiş bulunmaktadır. Diğer pek çok meselede olduğu gibi; sözde ermeni soykırım iddiaları konusunda da bugüne kadar gerekli dikkat ve ciddiyette karşı tedbirleri almayan, alamayan Türkiye; yüz yüze gelinen bu tiraji komik durumda da doğrusu ne yapacağını pek kestirememektedir!..

Türkiye, bugüne kadar olduğu gibi hep karşı tarafın yaptığı hamleleri savuşturma gayretindedir. Bu cümleden olarak, önü arkası pek iyi hesaplanmamış ve tepkiden öteye geçme şansı bulunmayan karşı hamlelerle durumu kurtarmaya çalışıyor. Oysa yarım asırdan beri, bilinçli ve sistemli bir şekilde davasını sürdüren ermeni diyasporası, bugün bazılarımızı şaşkınlığa düşüren sonuçları alabilmektedir. Birkaç gün sonra, Fransız parlamentosunda, ermeni soykırım iddialarını reddetmeyi suç sayan ve ceza öngören tasarı oylanacaktır. Tasarının geçmesi halinde, doğacak olan uluslar arası sonuçları şimdiden kestirmek mümkün değildir. Sadece Fransa ile değil, belki değişen bir trendle bütün Avrupa Birliği ülkeleri ile, bu konuda ilişkilerimizin gerilmesi kaçınılmaz olabilir.

Daha önce İsviçre ile yaşanan ve halen yaşanmakta olan durumun bir benzeri Fransa ile tekrarlandığında; ülkemizin menfaatleri derin şekilde haleldar olabilir… İsviçre küçük ve tarafsız bir ülkedir. Bu küçük ülkenin biraz da fanteziye kaçan tutumu, çeşitli manevralarla Türkiye tarafından karşılanabilir. Ancak Fransa ile hem ikili ilişkilerde; hem de Avrupa Birliği çerçevesinde; çok önemli ve hassas dengeler söz konusudur. Son günlerde, devlet yetkililerimiz, çeşitli beyanlarla Fransız Yönetimini, net ifadelerle uyarmaya çalışıyor. Ancak bu uyarıların ne kadar etkili olduğunu görmek için; bahse konu tasarıyla ilgili olarak; parlamentoda yapılacak görüşmeleri beklemek gerekecek! Fransa çok eskiden beri, ermeni soykırım iddiaları konusunda Türkiye’yi öfkelendiren tavırlar sergiliyor.

Bunun da kaynağı, bu ülkede yaşayan beş yüz bin civarındaki ermeni kitlesidir. Oysa Fransa’da bu kadar da Türk yaşamaktadır. Ancak buraya yerleşmiş olan Ermeniler, yaklaşık yüz yıl boyunca iyi örgütlenmiş, etkili yerlerde görevler almış, ekonomik durumu güçlü bir kitleyi oluşturmaktadır. Türkler ise, hem ekonomik açıdan zayıf, hem de pek çoğu vatandaşlık statüsüne sahip olmadığından; dolayısıyla siyasi ve idari mekanizmalarda rol alamayan konumdadır. Akademik alanda iştigal eden Ermenilere nazaran, Türklerin sayısı çok düşüktür.

Bütün bunların yanında, mevcut potansiyeli gerektiği gibi harekete geçirecek etkili bir örgütlenmenin olmayışı da, en büyük eksikliktir. Oysa yıllar yılı, Fransa’da devam ede gelen ermeni diyasporasının faaliyetlerine karşı, Türklerin orada teşkil ettiği varlık ve güç, daha verimli kullanılabilirdi.

Fransa, Tarihindeki yüz karası olayları unutmuş görünerek Türkiye’ye karşı uzun vadede kendisine de zarar verebilecek bir siyasi tutum içine girmiş bulunmaktadır. Fransa’nın Cezayir’de gerçekleştirdiği soykırım ve katliam ile daha dün Ruanda’da sahneye koyduğu etnik temizlik aslında bütün dehşetiyle ortadadır. Ancak Türkiye’nin bunu bir reaksiyon olarak ve heyecanla ortaya sürmesi herhangi bir sonuç vermez. Türkiye’nin yapacağı şey; bütün imkanlarını kullanarak Fransa’yı bu yanlış adımı atmamaya ikna etmesidir. Aksi halde, şimdiye kadar ermeni mezalimini dünyaya anlatamamış olan ülkemizi yeni sıkıntılar beklemektedir…

http://www.turkiyegazetesi.com/makaledetay.aspx?id=304268

Yorumlar kapatıldı.