İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Bizi Fransa mı doyuracak

Fransa’nın yarın Meclis’te oylamaya sunacağı sözde Ermeni soykırımının inkarını suç sayan yasa teklifinin ucu, Türkiye’de kaçak çalışan Ermenistan vatandaşlarına dokundu. AKP Düzce Milletvekili ve TBMM AB Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış’ın, yasanın geçmesi durumunda Türkiye’deki 70 bin kaçak Ermeni işçinin ülkelerine gönderilmesini önermesi, buna CHP’nin de destek vermesi İstanbul Kumkapı’da geçim mücadelesi veren Ermeniler’i endişelendirdi. Zira burası kaçak işçi olarak çalışan Ermenistan vatandaşlarının ikinci vatanı gibi. Öyle ki ‘Ermenikapı’ olarak anılmaya başlamış. Peki Ermeni işçiler ‘İnkar Yasası’ hakkında neler düşünüyor? İşte bu sorunun yanıtı bulmak için Kumkapı’ya gittik…

HER GÜN 4 OTOBÜS ERMENİ GELİYOR

Kumkapı’daki hangi dükkana girseniz bir Ermeni işçi buluyorsunuz. Bir otobüs firmasında çalışan Anahit Bulayan, Ermenistan’dan her gün 4 otobüs dolusu Ermeni’nin geldiğini söylüyor ve isyan ediyor: “Bu kadar insan Ermenistan’dan kaçıyor. Çünkü iş yok! Fransa’ya çok kızıyorum. Ya Türkiye kovarsa, onlar mı kucak açacak bize?”

Fransa kendi işine baksın

Ermenİstan’dan gelen kadınların çoğu ev temizliği ve çocuk bakıcılığı işleriyle uğraşıyor. Ellerine ayda 200-300 dolar geçiyor. Erkekler ise kadınlara oranla daha zor iş buluyor; kimi ayakkabı ustacılığı yapıyor, kimi tamir atölyesinde işçi, kimi de bir internet kafede çaycılık. Artık ne iş olursa… Onlar da ancak 400 dolar kazanıyor. Kumkapı’daki köhne bir ahşap binanın tek odasında 3 kuşak bir arada yaşıyor. Hacik Emenitos ve karısı; gelinleri Rus Luba ve Kınar, torunları Hacik ve Dima… Odanın kirası 100 dolar! ‘Soykırım meselesi’ deyince, yüzleri asılıyor. Gelin Kınar, “Fransa kendi işine baksın. Koçaryan da bizim gibi yasa tasarısına karşı. Dedi ki, ‘Biz Türkiye ile ilişkilerimizi güçlendirmek istiyoruz, siz bozuyorsunuz.’ Doğru. Artık bitsin bu kavga. Biz Türkiye’de yeni bir gelecek kurmak istiyoruz.”

Ekmek nerede evimiz orada

4 yıl önce Ermenistan’ın 500 nüfuslu Spitak Köyü’nden eşi Nona’yla birlikte İstanbul’a gelen Nelson Madoyan, henüz 26 yaşında. 3 yaşındaki kızı Maryam İstanbul doğumlu: “Burada çocuk sahibi olan çok Ermenistanlı aile var” sözleri, Türkiye doğumlu yeni bir Ermeni kuşağın ilk sinyallerini veriyor. Nelson tamirat atölyesinde çalışıyor: “Ermenistan’dan yola çıktığımızda hiç paramız yoktu. Burada iş buldum, çalışmaya başladım. Soykırım falan umrumda değil. Bu laflar karın doyurmuyor. Benim derdim ekmek paramla. Türkçe’yi öğrendim, gitmek istemiyorum buradan. Gitsem ne yapacam ki Ermenistan’da?”

http://www.gazetevatan.com/root.vatan?exec=haberdetay&tarih=11.10.2006&Newsid=89798&Categoryid=1

Yorumlar kapatıldı.