SODEV, Fransa’da görüşülecek soykırım tasarısı öncesi, tasarıyı sunan Fransız Sosyalist Partisi’ne, Avrupa Sosyalist Partisi’ne ve Sosyalist Enternasyonal Başkanlığı’na birer mektup gönderdi; tasarıyı desteklemekten kaçınmalarını istedi.
——————————————————————————–
BİA Haber Merkezi
11/10/2006
——————————————————————————–
BİA (İstanbul) – Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) yarın (12 Ekim) Fransa Parlamentosu’nda oylanacak, “Ermeni soykırımı”nın yadsınmasını cezai yaptırıma bağlamaya yönelik yasa tasarısına ilişkin kaygılarını içeren metni, tasarıyı sunan Fransız Sosyalist Partisi’ne (PS), Avrupa Sosyalist Partisi’ne(PES) ve PS’ye bağlı sivil toplum örgütü Jean Jaurès Vakfı ile Sosyalist Enternasyonal Başkanlığı’na gönderdi.
Sosyalist grubun bu siyasal eyleminin, Türkiye solcularını özellikle düş kırıklığına uğrattığını ifade eden SODEV, sosyalistlerin ve parlamento çoğunluğunun bu yasa tasarısını desteklemekten kaçınmasını talep etti.
Cıngı: Tasarı yasalaşırsa olumsuz ortam kalıcı hale gelebilir
SODEV Başkanı Aydın Cıngı, bugün yaptığı yazılı açıklamada, “Fransa’da her seçim sürecinde yinelenmekte olan Ermeni kökenli seçmenlerin oylarına dönük bu manevra, dönem dönem iki ülke arasındaki ilişkileri bozmakta ve ülkemizde de şoven milliyetçi ve içe kapanmacı tutumları alevlendiren etkiler yapıyor” dedi.
Cıngı, yasa tasarısının kabul edildiği taktirde söz konusu olumsuz ortamın kalıcılık edinebileceğini ifade etti.
“Türkiye’de, demokratikleşme sürecinde her alanda özgürlüklerin geliştirilmesi için uğraş verilirken, özgürlüklerin ve demokrasinin beşiği Avrupa’da atılan bu geri adımlar hem düşündürücü hem ürkütücüdür.”
“Ermeni sorunu” dış politika üzerindeki ipotek konumundan çıkarılmalı
Cıngı, Türkiye’nin de artık bu alandaki politikasızlığından sıyrılarak, “Ermeni sorunu”nu ülkemiz dış politikası üzerindeki ipotek konumundan çıkarması gerektiğini belirtti.
SODEV’in gönderdiği metinde tasarının yasalaştığı takdirde, kısa dönemde yaşanabilecek olumsuzlukları şöyle sıralıyor:
* Türkiye ve Fransa devletleri ve halkları arasındaki her türden ilişkinin bozulmasına,
* Fransa topraklarında ifade özgürlüğünü ağır ve kalıcı bir biçimde kısıtlanmasına,
* Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşme sürecinin engellenmesine,
* Türkiye toplumu bünyesinde demokratların konumunun zayıflatılmasına ve içe kapanmacı akımların güçlendirilmesine,
* Çok sayıda Türkiyeli akademisyen ve aydınının giriştiği, tarihi aydınlatma çalışmalarının geciktirilmesine,
* Politikacıyı tarihçinin yerine koyarak, geçmişin kaçınılmaz olarak yanlış değerlendirilmesine yol açacaktır. (KÖ)
Yorumlar kapatıldı.