İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yanlış adres ve Can Dündar!

Ruhat Mengi

Sevgili okurlarım dün verdiğim adreste ufak bir hata olmuş.

Doğrusu:

http://www.ermenisorunu.gen.tr/english/index/html

Bu arada Can Dündar dün köşesinde benim 20 Eylül tarihli yazımdan başlayarak NTV’de geçen hafta Salı akşamı yaptığım konuşmaya ve ondan sonra 4 gün süren yazılarıma kadar Elif Şafak’la ilgili cümlelerimi toparlamış ve bana soruyor:

“Washington Post’taki makalesinden ‘Zoryan beni eğitti, soykırımı çözüverdim’ ifadesini çıkarıp Şafak’a atfen tırnak içinde nasıl yazabildi? Bu kadar hassas bir konuda şimşekleri birinin üzerinde toplarken suçlamamıza dayanak teşkil eden ifadelere özen göstermemiz gerekmez mi?”

Ben meslektaşlarımla ilgili açıklamalarıma çok dikkat ederim, Can Dündar da her ne kadar programında esaslı bir cevap hakkı doğmuş olmasına rağmen konuşmamı kesip böylece söylediklerimin anlamının tam olarak anlaşılmamasına neden oldu (bu, gelen maillerden anladığıma göre izleyicinin de tepkisini çekmiş) ise de ve “Elif Şafak’ın bir şikayeti varsa bunu kendisi çözemezmiş gibi onun avukatlığına soyunmuş ise de” değerli bir meslektaşımdır. Birçok yazısını zevkle okurum. Onun için sorusunu dikkatle cevaplayacağım.

Önce şunu söyleyeyim, ben yazılarımda sadece ikinci şahısların konuşmalarını tırnak içine almam, önemli gördüğüm veya cümlenin geri kalanından ayırmak istediğim bölümleri de alırım. Can Dündar hemen arşivi açıp benim diğer yazılarıma bakabilir. Bununla birlikte Elif Şafak’ın Zoryan (veya Zorian) Enstitüsü tarafından keyifle eğitildiğine, en azından “Ermeni iddiası konusunda kısacık sürede sular seller gibi edindiği bilgilere” büyük katkıda bulunulduğuna hiç şüphem yok. Yani “kelime kelime birebir kopyası değilse bile özetle aynı anlamın çıkacağı” o cümlede bir hata yoktur. Bu enstitü ve onunla çalışan Türk akademisyenler yeni gelenleri eğitmiştir, eğitmektedir veya yanlarına alacak yeni Türkler aramaktadır. Aynen Zoryan’ın sitesinde adına çok sık rastladığımız Taner Akçam ve aynen Michigan Üniversitesi’nde birlikte çalıştığı arkadaşı Fatma Müge Göçek gibi…

Eğer doğru değilse “2002’de ABD’ye gittikten ve Ermeni-Türk entelektüellerin ortak çalışmasına katıldıktan sonradır ki…” cümlesinde geçen bu entelektüeller kimlerdir?

Türklerden “çoğunun adı belli ve aynı doğrultuda çalıştığı bilinen akademisyen ve yazarlarla, Ermeni diasporası mensupları” dışında bu çalışmalara kim katılmıştır?

Açıklasınlar da bilelim… Kaldı ki Zoryan tek amacı Ermeni soykırımını dünyaya kabul ettirmek olan, bunun için kurulmuş, diasporanın merkezi bir kuruluştur ve Türk akademisyenlerle yazarlara (Halil Berktay’a gönderilen mailde geçen ‘Bizim gibi konuşan Türkler bulmalıyız’ önerisini hatırlayalım) ulaşmak da ilk hedefleridir.

Nitekim Elif Şafak, eğer samimiyetle öğrenmeye niyetliyse dosdoğru ilgili ülkelerin arşivlerine gitmesi gerekirken, örneğin ABD’de Dışişleri Bakanlığı arşivine girebilecekken her nedense önce Kanada Toronto’ya Zoryan Ermeni Enstitüsüne koşmuştur. Bu öneri kimindi acaba? Kendi ülkesinin arşivlerini öncelikle incelemesi gerekmez miydi?

Aslına bakarsanız Can Dündar’ın “Bu kadar hassas bir konuda şimşekleri birinin üzerine toplarken…. özen göstermek” ifadesi aslında Elif Şafak ve söz ettiği “Türk entelektüelleri” için kullanılmalı. Onlar “bu kadar hassas bir konuda koca devleti yalancılıkla, inkârcılıkla, koca milleti hafızasızlıkla, cahillikle, ilgisizlikle, Ermenilerden özür dilemeyi bilmemekle suçlarken veya suçlamaları sessizce kabullenirken” düşünsünler özen göstermeyi.

Topluca ve uygun taktiklerle gerçekleri anlatanları sindireceklerini filan sanıyorlarsa yanılıyorlar.

(Devam ederiz, geri döndük ne yapalım kader utansın!)

Yorumlar kapatıldı.