İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yanılmışım, yeni kanun da `yönetmelikle´ tespit edecek

Kürşat Bümin

Tasarı Meclis’e geldiğinde yayınlamıştım yazıyı. “ ‘Türk asıllı/ T.C. uyruklu’ ayrımının sonuna yaklaşırken” başlıklı yazımda o günlerde genel kurula inecek olan “Özel Öğretim Kurumları Kanun Tasarısı”nın yürürlükteki yasayı (625) ortadan kaldırırken hayırlı bir işe de vesile olacağını müjdelemiştim. Böylece 625 nolu yasanın 24. maddesinde yer alan şu büyük ayıp nihayet tarih olacaktı: “Türkçe ve Türkçe kültür dersleri öğretmeni bulunamaması halinde, okulun öğretim dilinde özel alan eğitimi görmüş Türk asıllı ve Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğretmenlere de bu görev verilebilir.”

Biliyorsunuz; 24. maddenin bu fıkrası hakkında bugüne kadar (haklı olarak) çok şeyler söylenmişti. Maddede “Türkçeden başka dillerde öğretim yapan ve yabancılar tarafından açılmış bulunan özel okullar”da görevlendirilecek “Türk müdür başyardımcısı”nda aranan kriterler o derece ırkçı bir zihniyetle kaleme alınmıştı ki, bu devirde adaylara “Türkiye Cumhuriyeti uyruklu” olmasının yanı sıra bir de “Türk asıllı” olma şartının getirilmiş olması memlekette “Türk”in tarifi bahsi açıldığında heyecanla ileri sürülen “tezin” (yani kısaca: “Efendim yanlış anlaşılmasın,Türk’ten anlaşılan Anayasa çerçevesinde sözü edilen vatandaşlık bağıdır…. vs.”) ne derece havada olduğunun açık bir deliliydi. Öyle bir kanun ki, adayın masaya koyduğu TC kimlik belgesini yeterli görmüyor, “Burası tamam da acaba adayın ‘aslı’ nedir?” araştırmasına başlanmasını emrediyordu…

Neyse, dediğim gibi, sevinçliydik çünkü bu maddenin de sonu gelmişti nihayet… Dolayısıyla ben de oturup sözünü ettiğim yazıyı yayımlamıştım… Aferin AKP Hükümeti’ne ve de özel olarak Milli Eğitim Bakanı’na, diyerek. CHP yırtınsa da, hükümet doğru yoldaydı… “Sosyal demokrat” anamuhalefet işi hepten çığırından çıkarmaktaysa da, “muhafazakar demokrat” iktidar meselenin farkındaydı…

Bu “iyimser” yazıma birkaç “uyarı” mesajı almadım değil. Hemen hepsinin mesajı şuydu: Bu kadar iyimser olma; getirilecek bu yeni düzenlemenin “azınlık okulları”nı da kapsayacağını sanma… Müdür başyardımcılarında aranan“Türk asıllı” olma şartı “yabancı okullar”da kalksa da “azınlık okullarında” devam edecek gibi görünüyor…

Açıkçası, bu mesajlardan işkillenmedim değil; “Ama” diyordum kendi kendime, “Kanun böyle bir ayrımcılığı nasıl yapabilir?” “Yabancı okullar” (ismi üzerinde “yabancılar tarafından açılmış okullar”) için getirilen yerinde bir düzenlemeden bu memleketin öz be öz yerlisi olan vatandaşlarının öğretim gördükleri “azınlık okulları”nın yararlanamaması gibi bir acayiplik olur mu?

Gelelim sonuca: Demek ki oluyormuş…

Özel Öğretim Kurumları Kanunu (yeni) 5.maddesinde (c/1) “Azınlık okulları”ndan bahisle şu çerçeveyi çizmiş: “(bu)okulların özellik göstermesi gereken hususları yönetmelikle tespit edilir. Bu yönetmelik, ilgili ülkelerin bu konulardaki mütekabil mevzuat ve uygulamaları dikkate alınmak suretiyle hazırlanır. Yönetmelikte belirtilmeyen hususlarda resmi okullar mevzuatı uygulanır. Bu okullarda yalnız kendi azınlığına mensup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının çocukları okuyabilir.”

Tamam, yeni kanunun 8. maddesi, önceki kanunun (625) 24. maddesinde müdür başyardımcıları için getirilen “Türk asıllı ve T.C. uyruklu” olma şartını kaldırmış. Artık “T.C. uyruklu” olmak tek başına yetiyor. Ancak tahmin ettiğiniz gibi, bu yanlıştan dönme “yabancı okullar” için söz konusudur, çünkü “azınlık okulları”nın durumu daha sonra yönetmelikle tespit edilecektir. Peki bu “yönetmelik” yasada belirtildiği üzere hangi “ilgili ülkelerin bu konulardaki mükekabil mevzuat ve uygulamaları dikkate alınmak suretiyle” hazırlanacaktır? Ortada (dünkü yazımda aktardığım gibi) “mütekabiliyet şartı” olmadığına göre, dikkate alınacak olan nedir? Ayrıca çok önemli olarak, diyelim ki Yunanistan’daki “mütekabil mevzuat ve uygulamaları” esas aldınız; peki ya Ermeni ve Yahudi cemaati için hangi “ilgili ülkeler”i gözden geçireceksiniz?

Yeni yasanın 13. maddesi “Bir okula alınabilecek yabancı uyruklu sayısı, o okulda okuyan Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrenci sayısının yüzde otuzunu aşamaz” diyor. Besbelli ki bu madde de yasanın 8. maddesi gibi yerli “özel eğitim okulu” ve “yabancı okullar” düşünülerek kaleme alınmış.

Ne acı; “Yabancılar”ın (yani yasada anlaşıldığı şekliyle T.C. uyruklu olmayanlar) açacakları özel okullara elden geldiğince büyük kolaylık göster, ama Türkiye Cumhuriyeti uyruklu ve yabancı olmayan (burada “yerli” anlamında) insanların açtıkları okulların önüne ise elden geldiğinde zorluk çıkart…

Yorumlar kapatıldı.