İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

`Sinir bozucu´ bir soru

Kürşat Bümin

İsviçre Adalet ve Polis Bakanı Christop Blocher, Medeni Kanun’un yürürlüğe girişinin 89. yılı nedeniyle Ankara’ya gelmiş… Konuk bakan tabii olarak Adalet Bakanı Cemil Çiçek’i ziyaret etmiş. Gazetedeki fotoğraftandan da anlıyoruz ki, görüşme son derece neş’eli geçmiş.

Adalet Bakanı Çiçek, ziyareti fırsat bilerek İsviçreli konuğuna TTK Başkanı Yusuf Halaçoğlu ve Doğu Perinçek’in İsviçre’de “Ermeni soykırımı olmadığını” söyledikleri için haklarında İsviçre’de açılan soruşturmaları hatırlatarak şu soruyu yöneltmiş:

“Gelirsem ve Ermeni soykırımı yoktur dersem hapse girer miyim?”

İsviçreli bakan işi şakaya vurmayı tercih etmiş: “Size garanti veriyorum. Ama yine de hapis yatarsanız, ben de beraber yatarım!”

Gazetede yer alan ve tarafları son derece neş’eli kaydeden fotoğraf karesi sohbetin karşılıklı espirilerin yapıldığı bu anını yansıtıyor olsa gerek…

Adalet Bakanı Çiçek’in muhatabını kıskıvrak yakalayan bu son derece zeki sorusunun bir benzerini Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen’in Fransa ziyareti sırasında dile getirdiğine de şahit oluyoruz. “Avrupa ve Türkiye’nin dünya çapındaki mücadelesi” (gazete böyle yazıyor, ne demekse?) konferansı için Paris’te bulunan Tüzmen, Fransız Meclis’inde 12 Ekim’de görüşülecek (yasalaşması neredeyse muhakkak olan) tasarıdan (“Ermeni soykırımı”nı inkâr edenlerin cezalandırılmasını düzenleyen tasarı) bahisle şu açıklamayı yapmış: “Bu yasa çıkarsa beni hapse mi atacaksınız, ya da para cezası mı vereceksiniz?”

Tahmin ettiğiniz gibi, bu sözler de, konferansın sakin ve neş’eli havası içinde biraz da espiri olsun diye sarfedilmiş…

Toparlayacak olursak: Siz ne dersiniz bilemem ama bu iki soru içinden özellikle (çünkü sonuç olarak Tüzmen ülkenin “adaleti” ile ilgilenmiyor) Adalet Bakanı’na ait olanı bana bayağı “sinir bozucu” nitelikte göründü. Öyle bir Adalet Bakanı ki ülkesinde bir vatandaşı (Hrant Dink) hakkında “Ermeni soykırımı vardır” dediği için soruşturma açıldığı günlerde İsviçreli konuğuna “’Soykırım yok’ dersem beni de hapse atar mısınız?” diyerek espiri yapabiliyor… Şansı varmış ki, işi şakaya vuran İsviçreli, Çiçek’in sorusuna şu soru ile karşılık vermemiş:

“Önce siz şu soruma cevap verin: ‘Soykırım vardır’ dersem beni de hapse atar mısınız?”

Hayal bu ya, manzara ne güzel olurmuş kim bilir…

Çiçek’in sorusu gerçekten “sinir bozucu”… Ülkedeki “adalet”in iyi işlemesine göz kulak olmakla görevlendirilmiş bir vekilin İsviçre’yi “medeni” olmaktan çıkartmış bir yasa dolayısıyla espri yaparken bir vatandaşının bu yasanın sergilediği ruhun tıpa tıp simetriği bir uygulamadan dolayı yargılanacağını hatırlamamasını başka türlü nitelemek mümkün mü?

Soru 1: “ ‘Soykırım yoktur’ dersem beni de hapse atar mısınız?”

Soru 2: “ ‘Soykırım vardır’ dersem beni de hapse atar mısınız?”

Al birini vur ötekine….

Yorumlar kapatıldı.