İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Ermenistan´a tarihi açılım

Barçın Yinanç

Avusturya’nın başkenti Viyana, Türk dış politikası açısından kritik önem taşıyan görüşmelere evsahipliği yapıyor. Diplomatik ilişkileri bulunmayan Türkiye ve Ermenistan, gizli pazarlıkları bu kentte sürdürüyor. Geçen ayki buluşmada, Türkiye, tarihi sayılacak önemli bir açılımda bulundu.

Şimdiye kadar ilişkilerin normalizasyonunu görüşmek için Yukarı Karabağ sorununda ilerleme sağlanmasını şart koşan Türkiye, bu önkoşuldan vazgeçti. Geçen yıl Ermenistan’a tarihi bir açılımda bulunarak, soykırım iddialarının tartışılacağı bir komisyon kurulmasını öneren Ankara, Erivan’dan gelen “ikili ilişkileri ele alacak bir üst komisyon da kuralım” önerisine yeşil ışık yaktı.

İlişkilerin normalizasyonu ile Yukarı Karabağ arasındaki bağlantının zayıflaması anlamına gelen bu geri adımın arkasında, Ermenilerin soykırım iddialarının kabulü yönünde kaydettikleri ilerleme yatıyor. 1915 olaylarının yıldönümü olan 2015’e doğru Ermeni lobilerinin çabalarını daha da kuvvetlendireceği beklentisi, Ankara’yı telaşlandırmış durumda. Ancak Türkiye’nin kararı, özellikle zamanlaması açısından tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. Kimi uzmanlar, taviz olarak algılanacak bu adımın Ermenileri daha da kışkırtacağı ve uzlaşma masasında ilerleme sağlanmasını zorlaştıracağı görüşünde.

Ankara’yı 2015 telaşı aldı

Ermenilerin soykırım iddialarının kabulü yönünde sağlanan ilerlemeler, Türkiye’nin Ermenistan politikasını zorlamaya başladı. Soykırım iddialarının kabulü sürecine set çekmek isteyen Ankara, Erivan ile uzlaşma arayışına girdi. Hükümet’in geçen yıl Erivan’a yaptığı tarihi açılıma bir yenisi eklendi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 15 Nisan 2005’te Ermenistan Cumhurbaşkanı Robert Koçaryan’a bir mektup yazarak, soykırım iddialarının tartışılacağı, tarihçilerden kurulu bir komisyon oluşturulmasını önermişti. Koçaryan ise, bu komisyona paralel olarak, askıda olan ikili ilişkilerin de ele alınacağı ayrı bir komisyon kurulması önerisini getirmişti. Türkiye çok kritik bir karar alarak, bu öneriye yeşil ışık yaktı. Erivan yönetimine geçtiğimiz günlerde resmen iletilen bu kararda, soykırım iddialarının kabulüne ilişkin süreçte başarısız kalınması rol oynuyor.

Soykırım iddialarını kabul eden yasa tasarısının ABD Kongresi’nden geçmesinin son anda önlenebilmiş olması, benzer bir sonucun Fransa’dan alınamayıp, yasanın Fransız Meclisi’nden geçmiş olması, en çarpıcı örneklerin başında geliyor.

24 Nisan’ı “Ermeni soykırımını anma günü” ilan eden tasarılar, pek çok ülkenin ulusal ya da yerel yasama organlarında oylanmayı bekliyor. Soykırımın kabulünü Avrupa Birliği üyeliğinin önşartı haline getiren madde, Avrupa Parlamentosu kararından son anda, o da 14 oy farkla çıkarılabildi. Buna karşılık, Ermenistan’a giden Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, soykırımın kabulünün önşart olması gerektiğine ilişkin açıklamalar yaptı. 12 Ekim’de Fransız Meclisi bir kez daha soykırımın inkarını suç sayan tasarıyı görüşeçek. Seçim yılı olduğu için, Ermeni oy avcılığının üstün gelip, tasarının geçmesi yüksek ihtimal.

ABD’deki tasarılar da, demoklesin kılıcı gibi, çeşitli komisyonlarda gündeme gelmek için uygun konjonktürü bekliyor. ABD’nin de seçim sürecine girmesi ve bu kez Washington’da Ankara’ya çok daha mesafeli bir yönetimin bulunması, Türkiye’nin bu cephede de büyük bir hezimetle karşılaşması ihtimalini artırıyor. Bu tabloya ek olarak, 1915 olaylarının 100. yıldönümü olan 2015’e doğru Ermeni lobilerin çabalarını daha da çoğaltacağı beklentisi, Ankara’nın endişelerini artırmış durumda.

Ermenilerle ilişkilerde Azeri ipoteği kalkıyor mu?

Hükümet’in bu endişeler nedeniyle ikili ilişkileri ele alacak bir komisyonun kurulmasına onay vermesi, önemli bir tartışmayı beraberinde getiriyor. Ankara, Yukarı Karabağ sorunu ile Türk-Ermeni ilişkileri arasındaki bağlantıyı kesmek üzere mi? Zira, Türkiye ve Ermenistan’ın son birkaç yıldır gayriresmi görüşmeler yaptıkları artık bir sır değil. Ancak, Viyana’daki bu gayriresmi görüşmeler, Ermenilerin Azerilerle yaptığı pazarlıklara paralel olarak sürdürüldü ve ilişkilerin normalizasyonu, Yukarı Karabağ sorununda sağlanacak ilerlemeye bağlandı. Ankara, Ermenileri Yukarı Karabağ’da bir uzlaşmaya teşvik etmek için, Türkiye’yle ikili ilişkileri bir “havuç” olarak masaya koydu. Azerilerle Ermeniler uzlaşmaya çok yakınlaştıkları halde, sonuç alamadılar. Son olarak geçen baharda Paris’te gerçekleşen Aliyev-Koçaryan zirvesi başarısızlıkla sonuçlandı. Her iki ülkede yaklaşan seçim dönemi nedeniyle, Yukarı Karabağ’da uzlaşma umudu, bir başka bahara kalmış görünüyor.

Kararın zamanlaması tartışmalı

Yukarı Karabağ’da uzlaşma umudunun azaldığı bir dönemde, Türkiye’nin Ermenilerle masaya oturması, Erivan tarafından artık Azerilerle uzlaşmanın bir önşart oluşturmadığı şeklinde algılanmayacak mı? Ankara’ya, bu anlamda geri adım attırdığı inancına kapılacak olan Ermenistan, müzakere masasına çok daha maksimalist bir tutumla oturmayacak mı?

Bu soruların yanıtları, kuşkusuz pek çok tartışmaya neden olacak. Öte yandan, Ermenilerle henüz komisyonlar konusunda tam anlamıyla uzlaşma sağlanmış değil. Özellikle soykırım iddialarının tartışılacağı komisyon konusunda iki taraf henüz görüş birliğine varamadı. Ankara, Ermenilerin komisyonda üçüncü tarafların da görev alması önerisini kabul etti. Ancak, Erivan’ın komisyonun misyonunu sulandırmaya yönelik girişimleri nedeniyle görüşmeler uzuyor. Ermenistan, tarihçilerden oluşacak komisyonun bire bir soykırım iddialarını ele almasından değil, bu iddialara yönelik araştırmaları artıracak, tartışma platformlarını teşvik edecek dolaylı girişimlerde bulunmasından yana. Ankara ise, dünyanın pek çok köşesinde bu tür platformların bulunduğunu, bu yönde araştırmalar gerçekleştiğine dikkat çekerek, tarihçiler komisyonunun masaya oturup, bire bir soykırım iddialarını araştırmasını istiyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan Müsteşar Yardımcısı Ahmet Üzümcü tarafından Viyana’da sürdürülen pazarlıklar, halen bu noktada kilitlenmiş durumda.

Yorumlar kapatıldı.