İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Müzeyyen…

Yılmaz Özdil

301’i falan yazıyoruz ama…

Aslında üç gündür aklım başka yerde…

Müzeyyen Senar’da.

Devamlı dua ediyorum onun için.

Bırakıp giderse bizi çünkü…

Yok bir tane daha Müzeyyen.

Bakın, geçenlerde andık Zeki Müren’i.

Dile kolay, 10 yıl geçmiş…

Geldi mi bir tane daha?

Nerede Ayhan Işık? Hani Sadri Alışık?

“Şakayla karışık” sormuyorum bunu.

Vazgeçtik Yeşilçam’dan…

Var mı Hollywood’un Vahi Öz’ü?

Tonton aşçı Necdet Tosun, şapşal uşak Cevat Kurtuluş, şöyle harrrs diye kuzu budunu ısıran Danyal Topatan… Biryantinli saçlarıyla tavladığı kızları, çaktırmadan uyku ilacı kattığı gazozla yatağa atan Önder Somer, şımarık zengin kızı Belgin Doruk, canım benim Adile Naşit… Nerede?

Yılmaz Güney, Efkan Efekan, Bilal İnci, Hüseyin Baradan, Kemal Sunal…

Erol Taş var mı, Erol Taş?

Ya Aliye Rona?

Bu kadar mı “iyi” oynanır, “kötü.”

Kadir Savun gibi oturaklı adam nerede?

Hulusi Kentmen?

Sevmeyen birini gördünüz mü hiç?

Ben görmedim… Peki, yerini doldurmayı başaran birini gördünüz mü?

Filmler çekiliyor, diziler çekiliyor.

Gişe rekorları, reyting rekorları kırılıyor.

Var mı bir tane, Mürüvvet Sim’den daha tatlı “evde kalmış azgın teyze…”

Öztürk Serengil, yeşşşeee, nerede?

“Afeti devran” demişler Neriman Köksal için… Geçti mi o devran?

Barış Manço?

Ayhan Işık vefat ettiğinde, gazeteye ilan vermiş Nubar Terziyan… Kral’ı gerçek evlat gibi sevdiğini, çok üzüldüğünü belirtmiş…

Bu ilanın mürekkebi kurumadan, Ayhan Işık’ın ailesi, “Terziyan ile hiçbir yakınlığımız yoktur” diye açıklama yapmış…

Ermeni ya… Aman ha.

Bugün, AB elçiliklerine yalakalık yapmak için saçma sapan hakaretler içeren kitapları savunan tatlı su entelleri, yazmış mıdır Nubar Terziyan’a yapılan bu haksızlığı hiç?

Ya da, var mıdır “bu milleti” bu kadar benimseyen ve seven bir tane daha Nubar?

Goygoyculuk yaparak kahraman olmaya çalışan tırışkadan yazarlar, sorgulamış mıdır hiç, o güzel insan, Sami Hazinses neden ölene kadar gizledi Ermeni olduğunu?

Ekmek parası için işlettiği piyango bayiisi elinden alınmaya çalışılan Kenan Pars, neden ismini değiştirmek zorunda kaldı?

Türkiye’ye güzellik katmaya çalışan bu Ermeni vatandaşlarımız neden hiç yazılmaz da… Küfür eden Ermeniler savunulur?

Hayır, amacım 301’e atıfta bulunmak değil. Başka bir şey anlatmaya çalışıyorum…

Yukarıdaki isimler ve benim eşekliğim nedeniyle yazmayı unutmuş olduğum isimler varken… Yoktu bu milletin cep telefonu, televizyonu, iPod’u, bilgisayarı…

Fakirdik.

Bugün, cep telefonumuz da var, televizyonumuz da, otomobillerimiz de.

Ama o isimler gittiğinde…

Yerine koyamıyorsun bir tane daha.

Satın alamıyorsun.

Çünkü gençlerimize “zenginlik” diye sunulan hadise, sadece “para” değil…

Çünkü “yozlaşma” denilen hadise de, sadece “gecekondu”, “takıyye”, “tarikat”, “dandik enteller” ve “telekız mankenler” olarak göstermez kendini.

İçim titriyor Müzeyyen için…

Dua ediyorum.

Yorumlar kapatıldı.