İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Rektör’den tuhaf sözler: Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı (Ses Kaydı)

Papa’nın İslam ve Hz. Muhammed’e hakaret içeren sözlerine duyulan tepki devam ederken, tuhaf bir açıklama da üniversite rektöründen.

İşte rektörün inkar ettiği ses kaydı

Cumhurbaşkanı Sezer’in ısrarı ile atanan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, CHP’lilerin düzenlediği bir toplantıda İslam dinine hakaret içeren ifadeler kullandı. İslamiyet’i geri kalmışlığın sebebi olarak gösteren Alıcı, “Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı.” diye konuştu. Osmanlı’nın kovduğu akıl ve bilimin Avrupa’da geliştiğini ifade eden Alıcı, “1450’li yıllarda matbaa bulundu ve hızla Avrupa’da yayıldı. Biz, 250 yıl sonra matbaayı kullanabildik. Matbaayı Müslüman olmayan halk kullandı, gelişti. Keşke o zamanlar Anadolu Müslüman olmasaydı.” ifadelerini kullandı. Tuhaf açıklamalarını siyasi değerlendirmelerle sürdüren Alıcı, CHP’nin, genel seçimleri ölümüne alması gerektiğini savundu.

Eski CHP Karşıyaka İlçe Sekreteri Ertuğrul Gür tarafından 10 yıldır organize edilen Karşıyaka Toplantıları’na katılan Prof. Dr. Emin Alıcı, ‘Değişen dünya koşullarında Türkiye’nin konumu’ konulu bir konuşma yaptı. Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethederek Yeniçağ’ı başlattığını anlatan Alıcı, “Fatih Sultan Mehmet çok iyi yetişmiştir, felsefe, tarih, yabancı diller bilir. Ne yazık ki ülkenin akıl ve bilimle değil de din yoluyla yönetilmesi tercihini yaparak, hem Osmanlı’nın kaderini, hem de dünyanın tarihini değiştirmiştir.” diye konuştu.

Osmanlı döneminde başlayan yanlış politikalar ve ekonomik borçlanmaların Kurtuluş Savaşı sonrası, Atatürk’le son bulduğunu dile getiren Alıcı, Atatürk’ün ölümünden sonra Amerika ve İngiltere gibi ülkelerin etkisiyle yapılan hatalarla 12 Eylül’e gelindiğini anlattı. Alıcı şunları söyledi: “Amerika’nın öz evlatlarından birisi başbakanımız oldu ve o günden sonra borçlanma katlanarak devam etti. 1982’ye kadar Türkiye’nin dış borç miktarı 13 milyar dolardı. 1982’den günümüze olan borçlanma miktarımız 370 milyar dolar ve bunun üçte biri son 4 yılda gerçekleşti.” Alıcı, Amerika’nın en son 3 Kasım’da kökten dinci bir grubu başa getirerek yine istediği iktidarı sağladığını ileri sürdü.

CHP, seçimleri ölüm pahasına almalı

Türkiye Cumhuriyeti’nin 1990’da işini bitirerek, borç batağının içine girdiğine değinen Alıcı, “Türkiye son iktidarla uzatmaları oynuyor, hak kavramı kalktı, ulufe kavramı geldi.” dedi. Demokratik işbirliği içinde ortak karar verilmesi gerektiğini anlatan Alıcı, şöyle konuştu: “Bugün karar verirsek 20 senede kurtulabiliriz. Dünyada ne kadar vatan haini varsa sanki ülkemizde toplanmış. Dıştaki menfaat gruplarıyla işbirliği içinde olan insanlar günden güne çoğalmakta ve bu insanlar cahil değil, tahsilli insanlar. Ulusal bilinç kavramını ne yazık ki biz veremedik, eğitmenler olarak bizler yetiştirdik bu insanları.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanının değişebileceğini, yerine ‘doğru düzgün bir adam’ gelmezse kötü olacağını belirten Alıcı, “Adamın beyninin açık olması gerekir, hanımının başı açık-kapalı olmuş önemli değil. Genel seçimleri ölüm pahasına almak zorundasınız. Bunu başaramazsanız torunlarınızdan utanacaksınız, başınızı öne eğeceksiniz. Aklın ve bilimin yolu kazanmalıdır seçimi.” şeklinde konuştu..

Alıcı’nın atanmasında Cumhurbaşkanı Sezer ısrar etti

‘Gerekirse Kubilay gibi can veririz’ çıkışıyla tanınan Prof. Dr. Emin Alıcı’nın rektör olarak atanması Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer ile dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz arasında krize sebep olmuştu. Alıcı, rektör seçiminde en yüksek oyu almasına rağmen YÖK’ün Çankaya’ya sunduğu listede yer almamıştı. Sezer, listeden hiç kimseyi rektör olarak atamayarak Alıcı için direnmişti. Bazı adayların istifa etmesinden sonra Alıcı’nın ismi listeye girince ataması yapılmıştı. O dönemde Alıcı’nın arkasında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mardinli Kemal Nehrozoğlu’nun bulunduğu iddia edilmişti. Vakit Gazetesi ise ‘Kubilay’ olayının ardından yaptığı haberde Alıcı’nın Hıristiyan olduğunu iddia etmişti. Gazetenin haberinde Alıcı’nın nüfus cüzdanının din hanesinde ‘Hıristiyan’ yazdığı belirtilmişti. Habere göre, geleneklerine ve dinine bağlı olduğu öne sürülen Malatya kökenli Alıcı ailesi İzmir’de yaşayan Ermeni akrabalarıyla yakın ilişki içindeydi. Ağabeyi İbrahim Alıcı 1998’de, kardeşi Aziz Alıcı 1989’da sakıncalı görülerek Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılmıştı. Gazeteci Ahmet Hakan ise o günlerde yazdığı bir yazıda, Alıcı’nın Milli Eğitim Bakanı Çelik’e “Siz birkaç dönem üst üste görev yapabiliyorsunuz; ama bize bunu uygun görmüyorsunuz. Kendiniz için istediğiniz bir şeyi mümin kardeşiniz için istemedikçe hakiki mümin olamazsınız.” dediğini yazmıştı.

İzmir, Anka

——————————————————————————–

‘Ben Hıristiyan’ım, bu sözler Papa’nın sözlerinden daha etkili olur’

Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı ‘Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı’ sözlerinin Papa’nın Müslümanlar’a sarf ettiği sözler kadar etkili olacağını söyledi. CHP eski Karşıyaka İlçe Sekreteri Ertuğrul Gür tarafından organize edilen ‘Karşıkaya Toplantıları’nda Anadolu’nun Müslüman olmasından duyduğu rahatsızlığı dile getiren Emin Alıcı, Vatan Gazetesi’ne Hıristiyan olduğunu açıkladı. Haberin Anka Ajansı tarafından önceki gün servis edilmesinden sonra gazetenin görüştüğü Rektör Alıcı, önce sözleri inkar ederek ses kaydığının bulunmadığını savundu. Ajansın ses kaydının bulunduğunu açıklaması üzerine ise Alıcı’nın tepkisi farklı oldu: “Ben Hıristiyan’ım ve bu sözler Papa’nın Müslümanlar’a sarf ettiği sözler kadar etkili olur ve sonuçları da benim için çok kötü olur.” İstanbul, Zaman

27.09.2006

Rektör Alıcı: Açıklamam matbaayla ilgiliydi

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, bir toplantıda sarfettiği, “Keşke Anadolu Müslüman olmasaydı.” şeklindeki sözleri kabul etmedi.

Anka Ajans tarafından yapılan haberde Prof. Dr. Alıcı’nın, 1450’li yıllarda bulunan matbaanın Osmanlı İmparatorluğu’nun dinî tutumu sebebiyle 250 yıl sonra Anadolu’ya geldiğini söylediği belirtiliyor.

Bu habere tepki gösteren Rektör Alıcı, matbaayla ilgili açıklama yaptığını ancak “Anadolu Müslüman olmasaydı” şeklindeki bir söz telaffuz etmediğini söyledi.

Alıcı, “Başka birisi böyle bir şey söyleyebilir ama ben söylemedim. 1450 senelik Anadolu aydınlanmasında matbaanın yerini belirttim ama Anadolu’nun diniyle imanıyla ilgili bir şey söylemedim.” diye konuştu.

DEÜ’nün 2006-2007 akademik yılı açılışı için Sabancı Kültür Merkezi’ne giden Rektör Prof. Dr. Emin Alıcı, misafirleri kapıda karşılayarak tek tek ellerini sıktı.

Gazetecilerin bu arada mikrofon uzatmasıyla cevap vermek zorunda kalan Alıcı, Anka Ajans’ın, ellerinde konuşma kaseti olduğunu belirtmesine karşılık, “Yok böyle bir şey. Hazırlanmış bir ses kaydı olabilir. Orada bulunan 75 kişi de benim bunları söylemediğime şahitlik yapabilir. Böyle bir konuşma olmadı. Bugün mahkemeye vereceğim. Bütün istediğim adaletin çabuk sonuçlanması, bu olayın aydınlanması.” şeklinde konuştu.

Gazete haberlerinde eşi olarak takdim edilen kişinin eşi olmadığını, eşinin Süryani değil Müslüman olduğunu da belirten Emin Alıcı, kendi dini hakkındaki sorulara ise “Burası laik bir ülke. Herkes her istediğini olabilir. Özgür bir ülke. Ben sizin şeyinizi (dininizi) soruyor muyum? Beni ilgilendirmiyor. Üstelik bir insanın inançlarının sorgulanmasını doğru bulmuyorum. Ben başka bir insanın inançlarını sorgulamıyorum, kimsenin de benim inançlarımı sorgulamasını doğru bulmuyorum.” diye cevap verdi.

Alıcı, sözkonusu haberin komplo olup olmadığı yönündeki soruya karşılık ise “Ne olduğunu bilemeyeceğim ama bu işin içinde olanlar, sürecin sonunda cezasını çekecek.” derken toplantıda Anadolu Aydınlanması, Atatürk’ün Anadolu’ya getirdiği şeyler hakkında görüş belirttiğini kaydetti.

Toplumun şu anda linç psikolojisi içinde olduğunu savunan Alıcı, hükümete yönelik eleştirilerinin temelinde dinî duygularının mı yattığı şeklinde bir soruya karşılık da şunları söyledi: “Bunun iktidarla veya başka bir şeyle ilgisi yok. Orada bulunan bir gazeteci arkadaşımızın, gerçek olmayan bilgileri aktarmasından başka bir şey değil. Orada 75 kişi vardı, hepsinin ismi belli, onlara gidip sorabilirsiniz.”

Alıcı son olarak, siyasete atılmayı düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine, “Ben doktor olmayı planlıyorum.” dedi.

Emin Alıcı daha sonra üniversitenin açılış törenine katıldı.

Yorumlar kapatıldı.