İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Azınlıklara güvence

AKP’li Şahin, Vakıflar Yasa Tasarısı’na sahip çıkarak “Eşit davranmak zorundayız” diye konuştu. Önceki gün bildiri yayımlayan gayrimüslim aydınlar ise, “Yapılan ayrımcılık” dedi.

‘Biz eşit muamele yapmak zorundayız’

Meclis gündemindeki Vakıflar Yasa Tasarı özellikle AKP ile CHP arasında hararetli tartışmalara yol açarken spekülasyonlardan rahatsız olan azınlıklara hükümetten güvence geldi. AKP grubunda konuşan Başbakan Erdoğan, “Patrikhane, Vatikan benzeri bir yer olacak diyenler var. İnanın o arkadaşı çekin kenara sorun ‘Patrikhane nerede?’ bulunduğu semti bile bilmez.” dedi. Bir AKP’li vekilin, “Bu yasayla, Ayasofya’nın bile azınlıklara verilebileceği yönünde yorumlar yapılıyor” demesi üzerine devreye giren Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Ayasofya’nın iki nüshalık tapusunu kürsüden gösterdi. Şahin, “İşte Ayasofya’nın tapusu. Ayasofya Fatih Sultan Mehmet Vakfı’naaittir” dedi. Başbakan Erdoğan araya girerek, Şahin’in elindeki tapuyu görmek istedi. Şahin de iki nüshadan birini Başbakan’a verdi. Şahin, “Biz hükümet olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkese hangi dine, hangi etnik kökene bağlı olursa olsun, eşit muamele yapmak zorundayız” dedi. Öte yandan, CHP Lideri Baykal da grup toplantısında tasarının yabancıların vakıf kurması, sınırsız mal ve toprak sahibi olmasını, her türlü şube ve temsilcilik açmalarını öngördüğünü belirtti. Baykal, “AB ülkesi Yunanistan’da bir Türk vakıf kurabilir mi, bu sayılanları yapabilir mi? ” dedi.

ANKARA

‘Bu durum çok rahatsız edici’

Meclis’te Azınlık Vakıfları Yasası için yapılan tartışmalar önceki gün 184 gayrimüslim yurttaş tarafından yayımlanan bildiriyle “ayrımcılık” olarak değerlendirildi. Bildiriye imza atan Agos Gazetesi Yönetmeni Hrant Dink, yazar Etyen Mahcupyan ve Rumca yayınlanan Apoyevmatini Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mihail Vasiliadis bildiriyi niçin yayımladıklarını şöyle açıkladılar.

Hrant Dink: Biz, bizim üzerimizden mütekabiliyet siyaseti üretilmesini istemiyoruz. Biz anayasanın getirdiği haklar çerçevesinde eşit yurttaşlarız. CHP’yi de bugün Başbakan’ın yaptığı açıklamayı da eleştiriyoruz. Yabancı olarak görülmemiz çok rahatsız edici. Orada yapılan konuşmalarda, söylemlerde lütfen buna dikkat edilsin.

Etyen Mahcupyan: Vatandaş olarak görülmememizi protesto ediyorum. Yasa, Lozan Antlaşması ile verilen hakların tanınmasından başka bir şey değil. Bu devletin kuruluş antlaşmasına sahip çıkması gerekiyor. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan beri sistematik olarak gayrimüslim vatandaşlarını vatandaştan saymıyor. Bu aşağılayıcı bir şey. Böyle bir devlete sahip olmak da bize utanç verici geliyor.

Mihail Vasiliadis: Mütekabiliyet kelimesi çok yanlış kullanılıyor. Haksız olarak alınan malların geri verilmesini içeren bir yasa, çok farklı yerlere çekiliyor. Elimizden alınan malların iadesi için mütekabiliyet isteniyor.

Sadık GÜLEÇ /HABER MERKEZİ

Ne Oldu?

1936’da alınan bir kararla azınlık vakıflarının ellerindeki malları bildirmeleri istendi. Vakıflar, ellerindeki taşınmazları devlete bildirdi. 1974 yılına kadar vakıfların mal edinmeleriyle ilgili herhangi bir sorun yaşanmadı. Ancak 1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatı’nın da etkisi ile Yargıtay, azınlık vakıflarını “yabancı kuruluş” kabul etti. Bu karara dayanılarak açılan davalarla da vakıfların ellerinde 1936 beyannamesinde bulunmayan mallara el kondu. TBMM’ye gelen tasarı AB uyum yasaları çerçevesinde bu yasağı kaldırıyor ve daha önce devletin el koyduğu malların da iadesini öngörüyor. Fakat asıl sorun el konulup daha sonra üçüncü şahıslara satılan mallar için çıkıyor. Çünkü bir çok azınlık vakfı, el konulup üçüncü şahıslara satılan bu malların da iadesini istiyor. Yasasın mecliste görüşülmesi sırasında ise yasayı eleştiren milletvekilleri Yunanistan’daki Türkleri kastederek “karşılıklılık” ilkesi konmasını istiyor. Bildiriyi hazırlayan azınlık mensupları ise kendilerinin “Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı” olarak görülmediğini söyleyerek bu “mütekabiliyet” esasını eleştiriyor.

Kim Ne Düşünüyor?

AKP ve CHP milletvekilleri de tasarıyla ilgili şu değerlendirmelerde bulundular:

Salih Kapusuz (AKP Grup Başkanvekili) Agop ile Ahmet arasında hiçbir fark yok. Tasarı geçmişteki problemleri çözmeye yönelik. Kimseyi dini farklı diye rehin tutmuyoruz, vatandaşlar arasında ayırımın da söz konusu değil.

Bekir Bozdağ (AKP Adalet Komisyonu Üyesi ): Türkiye’ye vatandaşlık bağı ile olan herkes Türk’tür. TC kimliğinin taşıyanın Ahmet ya da Etyan olması arasında fark yoktur. Mütekabiliyet, Ermenistan ya da Yunanistan vatandaşlarının Türkiye’de kuracağı vakıflar için geçerli olacak.

Eyüp Sanay (AKP Ankara): Vatandaşlarımız rehine değil. Lozan’daki anlaşma gereği azınlık statüsüne tabi tutulup ayrıcalık tanınmış. Yeni yasa çıkan azınlık vakıfları ile ilgili. Bir eksiklik vardı, bunlar tanzim edildi. Muhalefetin tavrı onları olduğu kadar bizi de rahatsız ediyor.

Haluk Koç (CHP Grup Başkanvekili): Bildiri yayımlayanların yaşadıkları ülkenin çıkarlarını savunma konusunda tek taraflı olmamaları gerekir. İtirazlarımız Yunanistan vatandaşı olan Türk soydaşlarının haklarıyla ilgili. Bu ülkede herkesin eşit olduğunu söylüyoruz. Biz uluslararası anlaşmalar çerçevesinde sorgulamak istiyoruz. Neden tepki gösteriliyor anlamıyoruz.”

Onur Öymen: (CHP Genel Başkan Yardımcısı) Bildiri yayımlayan Rum ve Ermeni kökenli vatandaşlar CHP’yi anlamamışlar. Karşılıklılık ilkesi işletilsin diyoruz. Yunanistan da aynı hakları tanıdıktan sonra karşılıklı olarak niye geliştirmeyelim?

ANKARA

Yorumlar kapatıldı.