İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AP, Ermeni şartından vazgeçti, Pontus tuzağına düştü

Hollandalı parlamenter Camiel Eurlings tarafından hazırlanan ve Ankara’nın sert tepkisini çeken Türkiye raporu, Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’nda değiştirilerek kabul edildi.

429 lehte ve 71 aleyhte oy kullanılırken, 125 parlamenter çekimser kaldı. Üyelik için sözde Ermeni soykırımını tanımayı ön şart haline getiren madde ile imtiyazlı ortaklık önergesi ise reddedildi. Bağlayıcı özelliği olmayan raporda, Ankara’ya reform sürecinin hızlandırılması çağrısında bulunuldu. Oylama öncesi Sosyalist, Liberal ve Yeşiller grubuna mensup parlamenterlerin büyük bölümü, ‘soykırım’la ilgili paragrafın geri çekilmesini istedi. Bu yöndeki önerge 282’ye karşı 320 ‘evet’ oyu alırken, Türkiye’nin tepkisi giderilmiş oldu. Bazı parlamenterler tarafından “lobi raporu” olarak isimlendirilen rapor, ‘Ermeni soykırımı’nı üyelik şartı olmaktan çıkartırken, dolaylı olarak Pontus Rum ve Süryani ‘soykırımlarının’ tanınmasını istedi. “Soykırımlar” tartışması yüzünden temel mesajlarının gölgede kaldığı rapor, 8 Kasım’da yayınlanacak ilerleme raporunu da etkilemeyi amaçlıyor.

Rum Pontus ve Süryani “soykırımları” ilk defa bir AP raporuna girerken, başörtüsü sorunu da ilk kez bir AB belgesinde yer aldı. Kıbrıs sorununa ilişkin belgeyi daha dengeli hale getirme çabalarının başarısı ise kısıtlı oldu. AP’de temaslarda bulunan AK Parti milletvekilleri kabul edilen raporun daha olumlu hale geldiğini ancak “soykırım” paragrafının rahatsız edici olduğunu kaydetti. Rapörtör Eurlings, raporunun dengeli olduğunu savunurken, çok sayıda “soykırımı” sorusuna muhatap oldu. Eurlings, Pontus ve Süryani atıflarının kesinlikle bir soykırımı tanıma çağrısı olmadığını, sadece Türkiye’yi geçmişiyle yüzleşmeye teşvik edici olduğunu iddia etti. Rapor’un 50. paragrafı Türkiye’nin Ermeni “soykırımı”nı tanıma çağrısı yaparken, sınırların açılması, iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesi, diplomatik münasebetlerin kurulması gibi konularda Türkiye’yi uyarıyor. Aynı paragraf aynı zamanda BM çerçevesinde bir komisyon kurularak konuya ilişkin araştırma yapılmasını teklif ediyor. Paragrafın sonunda, “benzer bir yaklaşım diğer azınlıklar için de kabul edilmelidir” deniyor ve parantez içinde Pontus Rumları ve Süryani örnekleri veriliyor. Çok kötü kaleme alınan paragraf herhangi bir devleti olmayan Pontus Rumları ve Süryanilerle de diplomatik ilişkiler kurulmasını talep etmiş oluyor.

Ermeni “soykırımının” Türkiye’nin üyeliği için önşart olmasını reddeden rapor, Pontus ve Süryani halklarının da Ermenilerle benzer bir şekilde “soykırım” yaşadığını ima etti. Yunan vekillerin verdiği Pontus Rum “soykırımı”nın kabul edilmesi yönündeki değişiklik önergesi reddedilmekle birlikte bu iki ifadenin raporun son halinde yer alması Türk tarafında rahatsızlığa yol açtı. Ermeni “soykırımı”nın ardından Pontus ve Süryani kelimelerinin de belgede yer alması söz konusu paragrafın nasıl okunması gerektiği tartışmalarını da beraberinde getiriyor. Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ve Eurlings, Pontus ve Süryani “soykırımları”nı tanıma gibi bir çağrının söz konusu olmadığını, çağrının Türkiye’nin geçmişinin tartışmasılmasına yönelik olduğunu savunuyor. AP’nin Türk asıllı üyesi Vural Öger ise bu tür ifadelerin rapora girmiş olmasını şiddetle kınadı. Mezkur iki ifade rapora girdiği ve “soykırıma” dolaylı olarak atıf yapıldığı için önümüzdeki yıllarda hazırlanacak AP raporlarında bu tür ifadelerin yer almasının yolu açılmış oldu.

Başörtüsü ilk kez belgede

Alman ve Hollandalı Yeşil AP üyeleri tarafından verilen başörtüsü önergesi kabul edildi. Böylece ilk defa bir AB belgesine başörtüsü sorunu girmiş oldu. Söz konusu önergede somut bir çözüm önerisi teklif edilmiyor ancak bu konuda bir mutabakata ulaşılabileceği ümidi seslendiriliyor. Önergede şunlara yer veriliyor: “Türk toplumunda başörtüsüne ilişkin önemli bir tartışmanın sürdüğünü not eder. Bu konuda her hangi bir AB kuralı olmadığına işaret eder, ancak üniversitelerde öğrencilerin başörtüsü takabilmeleri için bir mutabakata bulunabileceği ümidini ifade eder” deniyor. AB Komisyonu her yıl yayınladığı ilerleme raporlarında başörtüsü sorununa atıf yapmadı. Raporda Türkiye lehine değişiklikler yapılması için Strasbourg’da temaslarda bulunan Türk milletvekilleri ise, dün genel kurulda kabul edilen raporun eylül ayı başında komisyonda kabul edilen metne göre “çok daha olumlu” olduğunu savundu. AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Şaban Dişli, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Türk Heyeti Başkanı Murat Mercan ve üyesi Mevlüt Çavuşoğlu, raporun geçmiş tekilerden daha olumsuz olmadığını; ancak ilişkilerde “geriye gidiş”yaşandığını söyledi.

Watson: Türkiye daha iyi bir rapora layık

Oylamanın hemen ardından Zaman’a konuşah AP’nin en büyük 3. grubu Libarellerin lideri Graham Watson, raporu tasvip etmediği için “çekimser” kaldığını söyledi. Türkiye’nin daha kucaklayıcı ve olumlu bir raporu hak ettiğini kaydeden Watson, Libarel grubun büyük bir kısmının raporu beğenmediği için çekimser kaldığını söyledi. Kendisini en fazla Kıbrıs konusunda raporun dengeli bir tavır takınmaması ile Süryani ve Pontus atıflarının rahatsız ettiğini söyleyen Watson, “Genel olarak rapor tatmin edici değildi.” dedi. Watson, Ermeni meselesinde, AB’nin Türk toplumunun konuyu tartışmasına yardımcı olması gerektiğini kaydetti.

28.09.2006

Selçuk Gültaşlı – Emre Demir

Strasbourg

Yorumlar kapatıldı.