İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Şafak sohbeti…

Melih Aşık

Mahkeme gürültüsü bitti… Şimdi yazabiliriz… Önce Ahmet Tulgar’ın Orhan Pamuk’la yaptığı 26 Eylül 2001 tarihli röportajdan birkaç satır… Pamuk’un ‘Benim Adım Kırmızı’ kitabı Amerika’da ‘best seller’ olmuştu. Daha önceki iki kitabı ise satmamıştı Amerika’da… Orhan Pamuk sebebini şöyle anlatıyordu:

– ‘Kara Kitap’ta ve ‘Yeni Hayat’ta kötü eleştiri aldım, bunu da söyleyeyim burada ilk kez, o eleştirileri yapan insanlar da Ermeni katliamı konusunda kitap yazmış insanlardı…

Pamuk, Ermeni diasporasıyla uzlaşmadan ABD’de kitap satamayacağını anlamış. Sonra durumu düzeltmiş anlaşılan.

* * *

Gelelim Elif Şafak Hanım’a… Elif Hanım, İstanbul’daki Ermeni Konferansı’ndan sonra ABD’nin ünlü Washington Post gazetesine yazı yazdı. Dedi ki:

– Olaylardan sonra hayatta kalanların röportajlarını izledim, anılarını okudum, Ermeni dostlarımın aile sırlarını dinledim ve gördüm ki yalnızca korkunç şeyler yaşanmamış, bunların sistematik bir şekilde inkâr edilmesi her şeyi daha da kötü duruma getirmiş…

Yazı, “İnkâr duvarında bir çatlak” başlığını taşıyordu. İlginçtir, daha önce diasporanın kalemlerinden Vincent Lima tarafından yazılmış bir başka yazı da “Sessizlik duvarında çatlak” başlığı taşımaktaydı. Ermeni trajedisine üzülebilirsiniz… O başkadır… Türkiye’yi soykırımı kabullenmediği için “inkârcı” diye niteleyerek Ermeni diasporasına destek vermek başka… Umarız değildir ama… Bu destek biraz daha fazla kitap satma amacına dönükse… İyice hüzün vericidir…

Erdoğan, Rize’de bir okuldaki interaktif tahtaya “oku, düşün, uygula” yazmış.

Formülü takip ediyoruz: İmam hatipte okudu, düşündü, siyasette uyguluyor.

Haldun Ertem

Saltanat sevgisi!

TRT’nin konuğu olarak ülkemize gelen Osmanlı hanedanının torunları olan şehzadeler ve sultanlar, Dolmabahçe Sarayı’nda ağırlandı…

Ordu’dan Demet Erel soruyor: TRT, Osmanlı hanedanının trajik ve izleyenleri ağlatacak hazin öyküsünü “Osmanoğlu’nun Sürgünü” adıyla ekim ayında yayımlamaya başlayacakmış… Dizinin Cumhuriyet Bayramı’na rastlaması tesadüf mü? Aynı TRT 29 Ekim’le ilgili hangi zengin projeyi hayata geçirmeye hazırlanıyor?

Yeni TRT filmleri

Abdülhamit’in sihirli lambası

Yeniçerilik yan gelip yatma yeri değildir

Baltacı yaşasaydı Condoleezza Rice’ı severdi

Fatih’in fedaisi Kara Recep

Bir Dördüncü Murat projesi: İçkili yerlerin şehir dışına çıkarılması

Osman Bey’in imparatorluk değil AB hayali vardı

Düyun – u Umumiye mirası olarak IMF

Rüzgâr gibi kaçtı; Vahdettin belgeseli.

Akif Kökçe

Sinagog ve…

Osmanlılar neden sinagogları camiye çevirmemiştir? Soruyu küçük bir bilmece halinde, tarih üzerinde hep birlikte fikir cimnastiği yapalım diye sormuştuk… İlgi büyük oldu… Soruyu İlber Ortaylı dahil kimi tarihçi dostlara da açtık. Tek bir yanıtı yoktu. Yanıtlar bir miktar da tahminlere dayanıyordu… Okurlarımız o kadar güzel mantık ve fikir yürütmüş… O kadar nitelikli yanıtlar vermişler ki… Keşke her gün diğer konularda da bu düzeyde katılımcı olsalar diye düşünmeden edemedik. Gelelim sorunun yanıtlarına… Özetlersek:

– İstanbul’un fethiyle birlikte Ayasofya, egemen gücün el değiştirdiğini simgelemek için camiye dönüştürülmüştür. Osmanlı daha sonra kentin hâkim tepelerine birer görkemli cami yaparak “Burada en güçlü olan Osmanlıdır, en güçlü din İslamdır” mesajını vermiştir. İstanbul alındığında Musevilerin bir iki sinagogu ya var ya yoktu. Çok azınlıktaydılar. Yahudiler kitle halinde 1492’den sonra geldiler. Himaye gördüler. Bu nedenlerle sinagogların camiye dönüştürülmesi hiç söz konusu olmamıştır.

– Osmanlı, Kariye, Küçük Ayasofya ve diğer kiliseleri Ayasofya’dan çok sonra, cemaatlerinin kalmaması ve bölgede camiye ihtiyaç duyulması üzerine camiye dönüştürmüştür…

– Musevilik kan bağı ile geçer. Yalnızca evlenmelerle Museviliğe dahil olunur. O yüzden Osmanlılar Museviliği İslamiyete bir tehdit olarak görmemiştir. Sinagoglar yapı olarak da camiye elverişli değildi.

– İspanyolların Endülüs’teki Müslümanları imha etmesi ve Kurtuba Camii’ni katedrale çevirmesi Osmanlılara ilham vermiş olabilir…

NOT: Kurada kazanan iki okurumuz Serkan Çelik ve Pelin Karakoç’u kutluyoruz…

Yorumlar kapatıldı.