İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Babalar ve piçler

Altemür Kılıç

Beyoğlu Başsavcılığı, Avukat Kemal Kerinçsiz ve arkadaşlarının suç duyurusu üzerine Elif Şafak’ın, “Baba ve Piç” romanında Türklüğü aşağılamak suçundan, TCK’nin 301. maddesine göre yargılanmasını istedi. Şafak’ın yargılanması Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesinde bugün başlıyor.

Şafak Hanım -tesadüfen- yargılamadan birkaç gün evvel anne oldu ve bir kız çocuğu dünyaya geldi. Baba, Referans Gazetesi Genel Yayın Müdürü Eyüp Can… Allah yavruya uzun ömürler versin! Bu “tesadüf”, herhalde duygu sömürülerine vesile olacak.

Günlerden beri malum çevreler ve yazarlar, bugün mahkeme önünde toplanıp Şafak Hanımı protesto hakkını kullanacak olan Kerinçsiz ve arkadaşlarını tahrik (provoke) etmeye çalışıyorlar. Avukatın “tutuklanmasını” isteyenler var! Bir şey daha var: Emniyet de, Kerinçsiz ve arkadaşlarının protesto gösterileri dolayısıyla öylesine suçlandı ve baskı altında ki, bugün görevli polislerin aşırı davranmaları ihtimali var. Bu da kışkırtma olabilir! .

Kerinçsiz ve arkadaşlarının bu oyunlara ve tertiplere gelmemeleri, tahrik olmamaları, aralarına “karıştırılabilecek” provokatörleri dışlamaları, ne kadar tahrik ederlerse etsinler, itidalli ve vakur davranmaları gerekiyor.

ÇİFTE ÖLÇÜ

Bariz bir çifte ölçü var. “Sözde aydınların” Şemdinli’ye, Hakkâri’ye,Van’a, Diyarbakır’a gidip, PKK lehinde “şov” yapmaları, meşru ve övgüye layık, ama “Türklüğün” aşağılanmasına karşı mücadele, protesto haklarını kullananlar “zorba”!

Bu dava vesilesiyle, TCK’nın 301. Maddesinin AB dayatmaları gereği kaldırılması kampanyası da, ivme kazandı. İktidarın bu konuda baskılara şimdiye dek direnmesi, herhalde Türklüğe, pervasıca hakarete olanak sağlanmasına karşı “milli tepkiden” çekinmek! Tam milliyetçi oyların peşinde iken, bunu göze alabilir mi?

Ama sayın iş adamlarımızın böyle kaygıları yok… İş adamları derneği TÜSİAD “alarm” vermiş, “Elif Şafak” davası ve “maazallah” hüküm giymesi, Avrupa Parlamentosunun “İlerleme Raporunda” maddenin kaldırılması “talep edilirken” AB “nezdinde” olumsuz tepki yapacak ve muhayyel üyeliğimizi de tehlikeye sokacakmış. Kısacası, bu iş adamlarının “ekonomik” çıkarları, onlar için “Türklüğün” onurunun korunmasından daha önemli…

SAVUNMA

Elif Hanımın bu davada muhtemel savunması,”önce romancıların” şairane ruhsatları ( İngilizcesi: ‘poetic liscence) vardır… Düşünce ve ifade özgürlüğü var… “Hem Ermeni iddiaları ve Türklüğe sövmeleri benim değil, roman kahramanının sözleridir” deyip, işin içinden sıyrılmak! Daha özeti: “Söv Türklüğe, kitaplarını sat. Uluslararası ödüller al ve meşhur ol!”

Ben, roman fantezisi olsa bile, şu sıralarda “Ermeni soykırımı iddiaları” üzerimize üzerimize gelirken, bir “Türk” romancısının, bunları Ermeni “kahramanına” nasıl, söyletebileceğini anlayamıyorum. Türk milletinin büyük çoğunluğu da anlamıyor! Ama liboş yazarlar, Hrant Dink’i ve Elif Şafak’ı anlamaktan öte, hararetle savunuyorlar! Onların her halde kendi milletleri ve tarihi konusunda duyarlılıkları, en azından gevşek, “liberallikleri” daha ağır basıyor!

“LİBERALLİK ” ZURNASININ SON DELİĞİ

Önceki gün Cumhuriyet gazetesinde, bütün haya duygularını -tabii bu duyguları olanların duygularını- rencide eden bir rezaletin ibret fonografı vardı. İki “gay”, yani eşcinsel “erkek” İspanyol havacısı, törenle “dünya evine” girmişler, “dudak dudağa” öpüşüyorlar! Bunlar, bir zamanlar muhafazakâr olan İspanya’nın şimdiki “liberal” Başbakanı Zapatero yönetiminde oluyor. Aynı Zapatero, ayrılıkçı Katalanlar ve Basklarla anlaştı, onlara özerklik verildi. Bizde de bazı liboşlar, kendi “cinsel tercihleri” o istikamette olmasa bile, bu “liberal” gelişmelere, herhalde, gıpta ediyorlardır, keşke bu “özgürlük” bizde de olsa diye! Bu konuya “Şafak” davasından neden geldim? Liberaller, eğer kendi milletlerine, düşünce ve ifade özgürlüğü adına taraftarlarsa, bu liberalliğin mantıki sonucu “zurnanın son deliği” eşcinselliğin, erkeklerin dudak dudağa öpüşmelerinin bizde de serbest olmasıdır. Zaten, bir süredir bu eğilimleri, romanlarda, piyeslerde, filmlerde olumlu gösteriyor, bilhassa gençlere, eşcinselliğin sapıklık değil, mubah bir davranış olduğunu telkin etmeye çalışıyorlar.

Bir defa milli değerler “dokumuz” bir yerlerinden “kaçmaya”, “sakalın üzerinden fareler geçmeye” görsün!

“Şafak” davasının derin anlamı var! İspanyol modeli “eşcinsel evlilik”, İspanya modeli “özerklik”…”Liberalce” rezalet ve fesadın kuyrukları biri birine değiyor.

Yorumlar kapatıldı.