İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

301 Kerinçsizlerin elinden nasıl kurtulur…

Mehmet Ocaktan

Türkiye siyaseten son derece ‘sıkışık’ bir dönemden geçiyor. Avrupa Birliği’nin İlerleme Raporu öncesinde Meclis, 9. reform paketini görüşüyor. Ancak, reform paketlerine rağmen Türkiye’nin gündemini 301. madde oluşturuyor.

Çünkü, önümüzde 301’den yargılanıp ceza alan ve cezası Yargıtay Genel Kurulu tarafından onaylanan Hırant Dink var ve tabii ki bir de Elif Şafak. Neyse ki, Elif Şafak davası beraatle sonuçlandı ve en azından bir nefes aldık. Ama bu, savcıların bundan sonra dava açmayacakları anlamına gelmiyor. Zaten, başka yazarlar hakkında açılan davalar halen devam ediyor.

Eğer Türkiye, normal demokratik ülkelerden birisi olsaydı belki de bu maddeyi hiç konuşmayacaktık. Nitekim, İtalya’da da benzer bir yasa var ama bugüne kadar düşüncelerinden dolayı kimse bu yasadan yargılanmamış. Ancak ne yapalım ki burası Türkiye…

Bir kere İtalyanların, roman yazan, hikaye yazan, şiir yazan, şiir okuyan insanların peşinde ‘hafiye’ gibi dolaşan bir Kemal Kerinçsiz’i yok. Maalesef, son dönemde Türkiye’de peydahlanan ‘ulusalcı’, ‘aşırı milliyetçi’ bir grup, işlerini güçlerini bırakıp yazar-çizer avcılığına çıkmış durumdalar.

Özgürlüklere karşı oluşan ‘tehdit’, elbette sadece bu küçük ‘ulusalcı’ gruptan ibaret değil. Esas, siyasette yükselişe geçen ‘ulusalcı dalga’, Türkiye’nin demokratikleşmesi açısından büyük bir tehlike oluşturmaktadır. Yani, demokratikleşmenin ve bu arada 301. madde değişikliğinin önündeki en büyük engel, ‘siyasetin Kemal Kerinçsizleri’dir.

Mesela bugün, parlamentoda ana muhalefet konumunda olan CHP lideri Deniz Baykal, neredeyse Kemal Kerinçsiz’le aynı dili kullanmaktadır. Meclis’teki bütün CHP’li vekiller Baykal’la birlikte, 301. maddenin değişmemesi konusunda adeta bir ‘savunma hattı’ oluşturarak, konuyu ‘vatan-millet’ savunmasına dökmüş durumdalar. Açıklamaların altındaki imzaları kaldırsanız, sanırsınız ki MHP lideri Devlet Bahçeli konuşuyor…

Evet, 301. madde değişmelidir. Ancak, bu ‘milliyetçi dalga’ karşısında iktidarın değişim yönünde bir ‘irade’ ortaya koyması da o kadar kolay değildir. Aslında iktidar, bu değişikliği yapabilecek güçtedir. Bugüne kadar gerçekleştirdiği ‘devrim’ niteliğindeki demokratikleşme adımları bunun en önemli kanıtıdır.

Ancak şimdi iktidarın karşısında, demokratikleşme adımlarını ‘vatan elden gidiyor’ kampanyasına dönüştürmek için hazır bekleyen Kemal Kerinçsiz ve siyasi ortakları Deniz Baykal ve Devlet Bahçeli var…

Galiba esas yapılması gereken, 301. maddeyi Kemal Kerinçsiz ve ortaklarının elinden kurtarmak… Açıkçası, bütün zorluklarına rağmen bunu başarmak da yine siyasi iktidara düşüyor.

Yorumlar kapatıldı.