İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Lince açık çağrı

EFNAN ATMACA

İSTANBUL – Geçen yıl Orhan Pamuk’a Şişli Adliyesi’nin önünde yapılan yumurtalı ve küfürlü saldırılar hâlâ hafızalarımızdan silinmedi. Ya da Perihan Mağden’e halkı ‘askerlikten soğutmak’ nedeniyle açılan davanın mahkesinde yaşananlar. Şimdi sırada yazar Elif Şafak var. Büyük Hukukçular Birliği, e-posta zinciriyle taraftarlarını mahkeme önüne çağırdı.

Büyük Hukukçular Birliği’nin mesajında “Türk düşmanlarına meşru zeminde dur deme zamanı gelmiştir. Türk milletine küfür etmenin ve aşağılamanın bedelini hukuk alanında Türk düşmanlarına ödetmek için herkesi ‘milli göreve çağrı’ sloganıyla Beyoğlu Adliyesi’ne çağırıyoruz.” denildi. Büyük Hukukçular Birliği’nin internet sitelerinden yaydığı bildiride de şu ifadelere yer verildi:

“Küresel güçler tarafından uzun yıllardır kültürel ve iktisadi işgal altında tutulan ülkemiz, bugün Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde askeri işgal ve parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Batı emperyalizmi, Türk Milletine karşı yapmış olduğu Sevr’in yeniden dayatma mücadelesinde idol olarak Orhan Pamuk’ları, Hrant Dink’leri, Perihan Mağden’leri, Murat Belge’leri, Hasan Cemal’leri kullanma yoluna gitmiştir. Etnik azınlıkçıların, bölücülerin, AB ve ABD muhiplerinin, mutareke aydınlarının neoliberallerin yeni seçtikleri prensesleri Elif Şafak olmuştur.”

‘Şiddeti benimsemişler’

Duruşması hamileliğinin son günlerine denk gelen Şafak’a göre yaşananlar üzüntü verici olmaktan çok düşündürücü. Büyük Hukukçular Birliği’nin söylemleriyle ‘lince davetiye çıkardığını’ belirten Şafak şöyle konuşuyor:

“Birilerinin beni vatan haini ilan edip tüm vatansever Türkleri mahkemeye dahil olmaya çağırıyor olması moral bozucu elbette. Ama asıl düşündürücü olan bu insanların kendine biçtiği rol, kullandıkları üslup, sözlü ve fiziksel şiddeti bu kadar benimsemiş olmaları. Söylemleriyle lince davet ediyorlar. Beni de bu söylem kaygılandırıyor. Türkiye’de birileri anında vatan haini olarak damgalanıyor ve anında linç edilmek isteniyor. Bir sürü yerde böyle olaylar patlak vermeye başladı onun için genelde linç kültüründe ve söyleminde bir artış olduğunu düşünüyorum. Asıl kaygı duyduğum hem kendi hem de ülkem adına bu.”

‘Korku siyaseti’

Şafak ilk kez böyle bir mahkemeye gitmenin hüznünü yaşıyor. Gidip orada bir romanı savunmak ona gerçeküstü geliyor. Üstüne üstlük doğumla mahkeme aynı zamana denk geliyor. Çocuğuna Adalet, Mahkeme gibi isimler koymanın esprisini yapsa da yaşayacakları onu geriyor, bu durumu tatsız bir ‘denk gelme’ olarak görüyor.

Ancak onu en çok üzen kendini siyasi bir oyunda kullanılıyor gibi hissetmesi. Şafak, “Korku ve korkutmak üzerinden siyaset yapıyorlar. Ben bu adamların bizi kullandığını düşünüyorum. Çünkü asıl hedefleri biz değiliz. Asıl hedefleri AB sürecini tırpanlamak” diyor. 21 Eylül’de mahkeme önünde onu bekleyen kalabalıktan endişeli ve o da önemli bir noktanın altını çizerek karşıt görüşlü sivil toplum örgütlerini çağırıyor: “Eğer 301 böyle uygulanacaksa, bu memlekette ne roman yazılabilir, ne film yapılabilir. Her sanatçı yarattığı karakterleri sansürlemek zorunda kalabilir. Batı basını söz konusu insanların Türkiye’yi temsil ettiğini sanıyor. Ben de ısrarla onların azınlıkta olduğunu söylüyorum. Türkiye’deki sivil toplum bence çoksesli ama sorun söz konusu insanların sayısal azınlıklarına rağmen seslerinin bu kadar çok çıkıyor ve cüretkâr olmaları. Türkiye’deki demokrat kitlenin de aynı cesarete ve direnişe sahip olması gerekiyor.

Eğer bu dengelenemezse tamamen bu düşünce manipüle edecek ortalığı. Ben de insanlardan bunları kişisel davalar olarak görmemelerini istiyorum. 301’e karşı ortak bir platformda buluşmamız lazım. Tek tek dava olarak görmek yerine düşünce özgürlüğü, ifade özgürlüğü olarak görüp kesinlikle destek vermeliyiz.”

‘Siyasi şov yapıyorlar’

Elif Şafak’la birlikte bu davadan yargılanacak olan Metis Yayınları yöneticisi Semih Sökmen de yazarıyla ayrı fikirde. Ona göre de bu siyasi bir şov. O da mahkemeden çok dışında yaşanacak gösteriden endişeli olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Yargının değerlendirmelerine sonuna kadar saygılıyız ve yargı önünde kendimizi savunabilecek durumdayız. Ancak bu davanın açılmasında şikâyet ve ihbar merci olan Büyük Hukukçular Birliği adlı kuruluşun ve bu kuruluşun sözcülüğünü yapan Kemal Kerinçsiz adlı şahsın bu davayla ilgili süreci siyasi bir mücadele konusu yaptıklarını görüyoruz. Dolayısıyla bizlerde bu davanın hukuki bir dava değil, siyasi kullanım ve şova bir vesile olduğu görüşü hasıl olmuştur.”

Hükümete mektup

Okurları, aydınları, sivil toplum kuruluşlarını bu siyasi linçe karşı bir araya gelmeye çağıran Sökmen, hükümetten de destek istiyor. Sökmen hem Başbakan’a hem de milletvekillerine gönderdiği mektupta da şu sözlere yer veriyor: “Bunun ülkemiz için de hiç iyi sonuçları olmuyor, olmayacaktır. Bu tür davalar yoluyla kitapların yargı konusu olması hem ülkenin demokrasiye inancını zedeliyor hem kültür hayatını olumsuz etkiliyor. Kitapların ve yazarların suçlanması toplumun ideolojik olarak cepheleşmesine neden oluyor. Uluslararası planda sürekli ‘kitap yargılayan ülke’ durumuna düşüyoruz”.

——————————————————————————–

Kerinçsiz itiraz edince…

‘Baba ve Piç’ isimli kitabında ‘Türklüğü aşağıladığı’ öne sürülen yazar Elif Şafak hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesine göre üç yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.. Müslüman-Türk Kazancı ailesi ile Ermeni asıllı Amerikalı Çakmakçıyan’ların anlatıldığı kitapta yer alan “… bütün akrabalarını 1915’te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş bir sülalenin torunuyum, köklerime ihanet etmeyi öğrendim, soykırımı inkâr etmek üzere yetiştirildim…”, ‘..Sen kalk gel Orta Asya’dan, dal dosdoğru Anadolu’nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler. Orada yerleşik milyonlarca Ermeni’ye ne oldu peki? Asimile edildiler, eridiler, yetim bırakıldılar, sürüldüler, mal mülklerinden oldular’ şeklindeki ifadelerle ‘Türklüğü aşağılama’ suçunun işlendiğini öne süren avukat Kemal Kerinçsiz suç duyurusunda bulunmuştu. Soruşturmayı yürüten Beyoğlu Cumhuriyet Savcılığı Şafak, yayıncı Hüseyin Semih Sökmen ve çevirmen Aslı Biçen için ‘kovuşturmaya yer olmadığına’ karar vermişti.

Üç yıl hapis isteniyor

Ancak Kerinçsiz’in itirazı üzerine bir üst mahkeme İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi takipsizlik kararını kaldırdı. Dosyayı yeniden ele alan savcılık Sekmen ve Biçen hakkında ‘takipsizlik’ kararı verdi, Şafak hakkında 301. maddeden dava açtı. Şafak’ın altı aydan üç yıla kadar hapis cezasıyla yargılanması istendi. Elif Şafak, Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 21 Eylül’de yargı önüne çıkacak.

——————————————————————————–

Dış basında haber oldu

Yazar Elif Şafak hakkında ‘Baba ve Piç’ kitabında ‘Türklüğü aşağıladığı’ iddiasıyla dava açılmasına yabancı basının tepkisi sürüyor. The Independent, ‘Bir yazar hakkında roman karakterinin sözleri yüzünden üç yıl hapis istemiyle dava açan ve doğum yapacağı haftaya duruşma koyan bir ülkeye ne dersiniz? Olası AB üyesi mi? Muhtemelen hayır’ eleştirisi yaptı.

New York Times, Şafak’ın “Bir romanda hırsız olması, yazarı hırsız yapmaz” sözlerini aktarıp şu yorumda bulundu: ‘Avrupa, Avrupa fikrini ve kimin Avrupalı olduğunu tanımlamaya çalışırken, Türkiye de Türklüğün ne olduğunu ve Türklerin Avrupalı sayılmayı isteyip istemediğini tartışıyor.’

Yorumlar kapatıldı.