İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yunan kilisesi, arazisini kurtarmak için Osmanlı tapusuna sarıldı

Batı Trakya başta olmak üzere birçok bölgede tapu sorunlarını çözemeyen Yunanistan, çareyi Osmanlı kayıtlarında arıyor. Türkiye karşıtlığıyla bilinen Yunan kilisesi bile gayrimenkullerini kurtarmak için Osmanlı tapu kayıtlarını delil gösteriyor. Mahkemeler de belgeleri kabul ediyor.

Gümülcine Asliye Hukuk Mahkemesi son yılların en ilginç davalarından birine ev sahipliği yapıyor. Davacı Yunan kilisesi, davalı ise yerel belediye. Yargılamanın konusu, Portolagos Gölü ve civarındaki 34 bin dönümlük arazinin kime ait olduğu. Olayı ilginç kılan, Türkiye’ye muhalefetiyle bilinen Yunan Moni Hagia Kilisesi’nin arazilerini kurtarmak için Osmanlı belgelerine sarılması. Üstelik mahkeme de Osmanlı tapu kayıtlarını delil olarak kabul etti ve davanın seyri değişti. 2002’de başlayan hukukî sürecin sonunda sulh yolunu seçen belediye, kiliseye ‘size başka bir yer verelim burayı milli park yapmak için bize verin’ teklifinde bulundu. Yaklaşık dört yıl devam eden dava Yunanistan’da uzun süre konuşuldu.

Zaman’ın sorularını cevaplayan İskeçe eski milletvekili avukat Orhan S. Hacıibrahim, Yunanistan’ın Osmanlı tapu sistemini kendi emlak ve gayrimenkul sorunlarını çözmek için kullandığını belirtiyor. Ülkede daha sağlam belgeler olmadığını kaydederken ilginç bir noktanın altını çiziyor. Yunanistan’daki kilise ve manastırların Osmanlı döneminde büyük arazilere sahip olduğunu anlatan Hacıibrahim, “Yunanistan şu veya bu şekilde ‘tapuları kabul etmiyorum’ dese kilise ayaklanır. Çünkü kilise ve manastırlar kendi mülklerini Osmanlı tapularına dayandırıyorlar.” diyor.

Yunanistan’da yaşanan bir başka tapu davası ise Batı Trakyalı Hasan Berbat’la ilgili. Yunanistan makamlarının Berbat’ın arazilerine el koyması, ucu Osmanlı’ya kadar uzanan bir hukuk mücadelesine dönüştü. Rodop’a bağlı Mehrikoz köyünde doğan Hasan Berbat’ın (63) babası da Osmanlı vatandaşı olarak aynı yerde doğmuş.

Mezarı yine Mehrikoz köyünden. Fakat babası ve dedesinden kalan araziler Hasan Berbat’ın başına iş açmış. 236 dönümlük araziyi kuşaktan kuşağa işlemişler, çeşitli ürünler yetiştirmişler. 1997’de ayçiçeği ekmişler ve Rodop Tarım Müdürlüğü’nden prim almışlar. 1998 yılında, Avrupa Birliği’nin desteği çerçevesinde akasya ağacı dikmişler. Rodop Orman Müdürlüğü de bunu onaylamış. Mehrikoz köyünden sekiz aile aynı yolu izlemiş. Hasan Berbat AB’den yardım almak için arazisine tapu senedi çıkarmak isteyince işin rengi değişmiş. Zira, yüzde 99’u tapusuz olan dağlık Mehrikoz bölgesinden hâlâ kadastro geçmemiş. Rodop 1. Mahkemesi arazilerin Berbat’a ait olduğuna karar vermiş. Ancak vergi ödemek için Şapçı vergi dairesine gittiğinde işler tersine dönmüş. Kurum, söz konusu bölgenin kamu arazisi olabileceğini düşünerek suç duyurusunda bulunmuş. Olayın kamuoyuna yansımasıyla tartışma alevlenmiş. Aşırı milliyetçi görüşleriyle tanınan yerel Hronos gazetesi, özellikle 2002’de aleyhte kampanya yürütmüş. Hasan Berbat’ın oğlunun bir Türk milletvekiline danışmanlık yapması da aleyhte yayınların artmasına sebep olmuş.

Daha sonra Rodop 2. Dereceli İstinaf Mahkemesi’ne intikal eden dava, üç buçuk yıl sürmüş. Arazi Hasan Berbat’ın elinden gittiği gibi çeşitli gerekçelerle 180 bin Euro’dan fazla cezaya çarptırılmış. Temyiz için üst mahkemelere başvuran Berbat, avukat Adem Bekiroğlu’nun önerisiyle Ankara Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Arşiv Dairesi’ne başvurmuş. Arazilerin Osmanlı döneminde bile kendilerine ait olduğunu gösteren tapu kayıtlarını temin etmiş. Yunancaya tercüme edilen belgeler şimdi mahkemede. Yunanistan’daki birçok kilisenin bu yolla dava kazandığını söyleyen Avukat Bekiroğlu, müvekkili ile birlikte hukuki süreci sonuna kadar götüreceğini söylüyor. Adaletin er geç tecelli edeceğini ifade eden Hasan Berbat ise “Yunanistan’daki kiliselere ve sahip oldukları arazilere Osmanlı arşiv belgelerine göre adalet dağıtan Yunanistan mahkemeleri bizim haklılığımızı da görecek.” diyor. Yunanistan’ın 1907 yılına kadar olan tapuları tanıması Hasan Berbat’ın en büyük güvencesi.

Tartışmalar Osmanlı tapu kayıtlarının en ciddi ve geçerli belge olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya koydu. Yunanistan mahkemelerinin kabul ettiği kayıtlar, Selanik’teki Makedonya Tarih Arşivi (İstoriko Arhio Makedonias) ile Ankara Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivlerinde bulunuyor. Yunanistan’ın AB içinde tapu ve kadastroyu tamamlamayan tek ülke olduğunu belirten Osmanlı tarihi uzmanı ve Girit Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Elias Kolovos, bunun büyük eksiklik olduğunu vurguluyor. Kolovos, Osmanlı kayıtlarından daha çok yararlanılması için iki ülkenin işbirliği yapabileceğini ve AB fonlarından yararlanılabileceğini dile getiriyor.

13.09.2006

Arda Yavuz

Selanik

Yorumlar kapatıldı.