İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Avrupa´da kritik üç randevu bu hafta

Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nin bugün oylayacağı Türkiye raporu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yarın yüzde 10’luk seçim barajını görüşmesi ve Fransa’daki Ermeni Kuruluşların Paris başkonsolosu Aydın sezgin aleyhine açtıkları davanın çarşamba günü devam edecek olması nedeniyle Türk diplomatlar yoğun mesai harcayacak.

Türkiye’nin bu hafta Avrupa’yla 3 önemli randevusu var. Bugün, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nde Türkiye raporu oylanacak. Yarın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yüzde 10’luk seçim barajını görüşecek. Çarşamba günü ise Fransa’daki Ermeni kuruluşların Paris Başkonsolosu Ayden Sezgin aleyhine açtıkları davanın temyiz duruşması yapılacak.

Türk diplomatları ve hukukçuları haftanın ilk yarısında yoğun bir mesai geçirecek. Gözler bugün Strasbourg’da olacak. Hollandalı Parlamanter Camiel Eurlings tarafından kaleme alınan rapor son yılların en ağır eleştiri içeren belgelerinden birini oluşturuyor. Müzakerelerin hedefinin tam üyelik olduğuna yer verilmeyen raporda, tam üyeliğe alternatif ifadeler kullanılırken, liman ve havaalanlarının Rumlara açılmaması durumunda müzakerelerin askıya alınmasına dönük mesajlar veriliyor. Ermenilerin soykırım iddialarının tanınması çağrısının yer aldığı taslak raporda, temel hak ve hürriyetlere ilişkin sert eleştiriler yöneltiliyor. Türkiye’nin başlattığı çok sayıda reformu hızlandırması gerektiği belirtilen raporda, yeni terörle mücadele yasasının temel hak ve özgürlükleri kısıtlayıcı özgürlükler içermemesi talep ediliyor. AB yolunda yapılan reformları yansıtacak yeni bir anayasaya ihtiyaç olabileceği görüşüne yer verilen raporda Danıştay’a yapılan saldırı da şiddetle kınanıyor.

Türk diplomasisi, raporun sert bölümlerinin yumuşatılması için Avrupalı parlamenterleri iknaya çalışıyor. Rapor Dışişleri Komisyonu’ndaki oylamanın ardından, eylül ayı sonunda yine Strasbourg’da düzenlenecek genel kurul toplantılarında tartışılarak son kez oylamaya sunulacak. AP Dışişleri Komisyonu’nda Türkiye raporuna bugüne kadar parlamenterler ve siyasi gruplarca 349 değişiklik önergesi verildi.

Ankara’nın yüzde 10 savunması

Türkiye’nin ikinci kritik randevusu yine Strasbourg’da, Avrupa Parlamentosu binasının hemen karşısında yer alan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde. Mehmet Yumak’la Resul Sadak’ın yüzde 10’luk seçim barajıyla ilgili yaptıkları başvurunun ilk duruşması yapılacak. 3 Kasım 2002 seçimlerinde Şırnak’tan aday olan DEHAP’lı Yumak ve Sadak, oyların yüzde 45.95’ini almalarına karşın, DEHAP’ın yüzde 10’luk ulusal barajı aşamamış olması nedeniyle Meclis’e giremediklerini belirterek, serbest seçim hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurdu. Başvuruyu kabul edilir bulan Mahkeme, salı günü tarafları dinleyecek. Türk tarafı, yüzde 10’luk seçim barajının Türkiye’nin iç siyasi yapısı açısından neden gerekli olduğunu anlatmaya çalışacak.

Başkonsolos’un dava süreci

Çarşamba günü ise Paris’te Türkiye açısından önemli bir duruşma var. Ermeni kuruluşların Paris Başkonsolosu Sezgin aleyhine açtıkları davanın temyiz duruşması görülecek. Başkonsolosluğun internet sitesinden Ermenilerin soykırım iddialarını inkar eden yayınlar yaptığı gerekçesiyle mahkemeye verilen Sezgin, diplomatik dokunulmazlığı nedeniyle beraat etmişti. 6 Eylül’deki temyiz duruşmasında beraat kararının teyit edilmesi bekleniyor.

ABD’den kriz önleme planı

Bush Yönetimi, Kıbrıs nedeniyle Türkiye ile AB arasında kriz çıkmasını önlemek için bir plan önerdiği ileri sürüldü. Plana göre, Türkiye’nin gümrük birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmesinin karşılığında, KKTC ile AB arasındaki doğrudan ticaret BM tarafından denetlenecek.

Brüksel’den yayın yapan EUObserver’e göre, AB diplomatlarınca doğrulanan plan ile Kıbrıs nedeniyle Türkiye’nin AB müzakerelerinde karşılaşan “kilit bir engel”in kaldırılması amaçlanıyor. Plana göre, KKTC’deki liman ve havaalanları, BM’nin denetiminin altına giriyor.

BM’nin hava ve deniz trafiğini kontrol etmesi ile Rum Yönetimi’nin Kuzey Kıbrıs ile AB arasındaki doğrudan ticarete olan muhalefetin sona ereceği, Türkiye’nin de, AB’nin ısrarla talep ettiği Rum gemi ve uçaklarına uygulanan yasağı kaldırması sağlanacağı düşünüyor.

Yorumlar kapatıldı.