İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Arman Manukyan´ın 50 senesi

Korkmaz İlkorur

1990’lı yıllarda Milliyet gazetesinde ‘BİLANÇO’ adlı bir köşemiz vardı. Bugünkü yazımızı o yıllarda kaleme aldığımız bir yazımızdaki ifadeleri yeniden kullanarak yazacağız. O günkü yazımıza şöyle başlamışız: “Eğitim dünyamız, her biri, üstün vasıfları ile talebelerinin gönüllerinde taht kuran hocalar ile doludur. Benim de gönlümde taht kuran sayısız hocam vardır. Ama, içlerinden bir tanesi, sevgili Arman Manukyan veya talebelerinin ağzından Arman Hoca veya, daha sevgi yüklüsü ile, Manuk, eminim, yalnız benim değil, talebesi olan herkesin gönlünde apayrı, eşi olmayan bir yere oturmuştur.”

Sırası ile Robert Kolej Yüksek okulu, Boğaziçi Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nde hocalık yapan sevgili Arman Manukyan’ın 40’ıncı öğretim yılını kutladığı günlerde yazdığımız yazıya yukarıdaki ifade ile başlamışız. Zaman hızla geçti. Ve, ne mutlu ki sevgili hocamız bu yıl 50’nci yılını kutlama sevincini yaşıyor. Biz de, bu önemli yıldönümünde, buradan kendisinin sevincine katılacağız. Milliyet’teki yazımıza şöyle devam etmişiz:

“Bu köşeye ‘BİLANÇO’ ismi, Arman Hoca’nın ‘Muhasebe’ adı altında verdiği öğretilerden esinlenerek verilmiştir. Çünkü, aslında, Manuk, talebelerine muhasebe dersi değil, ‘felsefe’ dersi vermiştir. Çünkü, Arman Hoca, talebelerine muhasebe anlatırken, aslında, denge kavramı içeren bir düşünce tarzına sahip olmalarını, analizden senteze giden, ayrıntıarına önem veren bir kafa yapısı oluşturmayı, hesabı verilir (accountable) davranışlar içinde olmayı öğretmiştir. Arman Hoca, öğrencilerinin kafasında muhasebeyi bir düşünce tarzı olarak muhasebe defterlerinin ötesine, hayatın her anına taşımıştır.

Arman Hoca, talebelerinin kafasında ‘muhasebeyi siyah kolluklu saymanların uğraştığı iş ‘sanı’sından çıkartmış; onun bir ‘bilgi sistemi’ olduğunu öğretmiştir. Bu değişimin sayesinde, kredi analizi, değerlendirme, denetim gibi ‘bilgi sistemi’ne dayalı kavramlar onun talebeleri kanalıyla iş dünyamızın önemli disiplinleri arasında yer almıştır.”

40’ıncı senesinde söylediklerimizi bugün de söylüyoruz: Arman Hoca, taşıdığı üstün insani değerlerini hocalık vasıfları ile kaynaştırarak kalplerimizde yer almıştır. O nedenle de birçok kez öğrenciler tarafından ‘en çok sevilen hoca’ olarak seçilmiştir. İnsani değerlerin birçok toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da yavaş yavaş kaybolduğunu düşündüğümüzde Arman Hocamızın üstün vasıfları daha da devleşir. Hocalığı 50 seneden beri sürdüren Manuk, bunu kesinlikle bir maddi karşılık için yapmamıştır (tam tersine, üniversitelerin kısıtlı imkânları nedeni ile, kendisini geliştirmek ve bu gelişimi öğrencilerine aktarabilmek için kendi cebinden yaptığı harcamaların hocalıktan kazandığının çok misli fazla olduğundan eminiz) O, bunu gençliğe ve topluma faydalı olabilmek için yapmaktadır ve gençliğe ve onun öğrenme isteğine güveninden ve saygısından dolayı bu işin içindedir.

Arman Hoca, inatla sürdürdüğü 50 yıllık amatör hocalığı ile bir ‘gaye’ye ‘kendini taahhüt’ün simgesidir. Hoca, yılların yorgunluğuna rağmen ders ve öğrenci sayısını artırmış, üniversitelerimizde gözlenen sıkıntılara rağmen ‘adam sen de’ deyip çekip gitmemiş, gençlik ve toplum ile kendi vicdanında imzaladığı kontratı devam ettirip, kendi tabiri ile ‘benden 30 sene sonra benim kızımı da okutmak mutluluğunu’ yaşamıştır. Aslında, mutluluk ve şeref bize aittir. Çünkü, hayatta sayın Arman Manukyan gibi bir insanı ve ‘Hoca’yı tanımak herkese nasip olmaz.

Arman Manukyan Hocamızda okumak mutluluğuna erişmiş olanlara (veya erişememiş olup da onu tanıyanlara) ve tüm dostlarına bir mesajımız var. Hocamızın 50. yılını 13 Eylül 2006 Çarşamba günü Boğaziçi Üniversitesi’nde bir tören ve kokteyl ile kutlayacağız. Tören saat 18.00’de eski adı ile Albert Long Hall’da, şimdiki adı ile Saatli Bina’da başlayacak ve bahçede bir kokteyl ile sürecek. Herkesi bekliyoruz. Lütfen, defterlerinize şimdiden not ediniz.

Yorumlar kapatıldı.