İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yenikapı´daki hazine

Marmaray Tüp Geçiş Projesi, Türkiye’nin en büyük arkeolojik kazı alanı halini aldı. Yenikapı yaya çıkışının kuzeyinde kilise, batısında bir Bizans yapısı, doğusunda Ortaçağ yelkenlileri bulundu; surun altından imparator ailesinin ‘kaçış dehlizi’ çıktı

VAHAP ŞATIR

İSTANBUL – Milattan sonra 4’üncü yüzyıl. Konstantinapolis’in güneyinde mermerden bir heykel, zemini taş döşeli Theodosios Limanı’nı süslüyor. Bu, civarda bir saray yaptıran Eleutherius’un heykeli. Heykel, omzunda sepet, elinde buğday tanelerini ayırdığı tırmıkla, her gün limanda güneşin doğuşuna ve batışına tanıklık ediyor.

Ama liman, yelkenlileri, anforaları ve Eleutherius’un heykeliyle birlikte; kimine göre tsunami nedeniyle birdenbire, kimilerine göreyse Lykos Deresi’nin (Bayrampaşa Deresi) getirdiği alüvyonlarla ağır ağır karanlığa gömülüyor. 2004 yılı kasım ayında ‘modern dünya’ Avrupa’yla Asya’yı tüp geçitle bağlamak için yeniden yanaşıyor batık Theodosios Limanı’na.

Marmaray Tüp Geçit Projesi’nde vurulan her kazma, onu nefes kesen bir arkeolojik maceraya dönüştürüyor. İstanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü ve Marmaray Projesi Kazıları Başkanı İsmail Karamut iddialı: “Yenikapı, şu an Türkiye’deki en büyük ve en önemli arkeolojik kazı alanı oldu.”

Sağı, solu sobe

Yenikapı’daki inşaat alanının kuzeyinde bir kilise kalıntısı, batısında Bizans dönemine ait bir mimari eser ve doğusunda yedisi Bizans döneminden biri daha yakın çağdan sekiz yelkenli bulundu. Dünya yüzünde bugüne kadar farklı dönemlerden yaklaşık bin batık bulunurken, İstanbul bir anda bir Ortaçağ filosuna kavuştu.

17 arkeolog, üç mimar ve 250 kadar işçiyle süren arkeolojik kazılarda, Theodosios Limanı’na ait bir iskele ve Konstantin Surları’na ait olduğu sanılan duvarlar da gün yüzüne çıktı. Duvarların altında bir de gizli geçit bulundu. İmparator Konstantin’in annesinin sarayından denize uzanan, içinde rahatlıkla yürünebilen geçidin şehirde bir isyan çıkması halinde denizdeki gemilere ulaşmak amacıyla yapılmış olduğu tahmin ediliyor.

Marmaray Tüp Geçidi’nin Yenikapı İstasyonu’nun yaya çıkışına denk gelen bu mimari eserler nedeniyle proje, Koruma Kurulu’nun kararıyla değişti. Buna göre yayaların Yenikapı Çıkışı, kazı alanının biraz daha doğu kesimine alınarak, projedeki ilk halinden daha küçük bir istasyonla sağlanacak. Günyüzüne çıkan mimari eserlerinse üstleri kapatılarak açık hava müzesi
olarak kullanılması planlanıyor.

Kilise hattı değiştirebilir

Batı bölümünde ‘100 Ada’ adlı alanda çıkan mimari eser nedeniyle Marmaray Yenikapı Yaya Çıkış Noktası’nın değişikliğe uğradığını belirten Marmaray Projesi Kazıları Başkanı Arkeolog İsmail Karamut, kazı alanının kuzey tarafında çıkan kilise nedeniyle de, Koruma Kurulu’nun metro hattında bazı değişikliklere gidebileceğini söyledi.

Karamut arkeolojik bulguların projeyi aksatıp aksatmayacağı sorusunuysa şöyle yanıtladı: “Arkeolojik kazılarda tarih vermemiz çok güç, çıktığı sürece kazmak zorundasınız. Zaman zaman tarih mi? Yoksa 3 milyar dolarlık proje mi? diye sorular aklımıza geliyor ama ikisini de bir arada yürütmek için kurul da, bizler de elimizden geleni yapıyoruz, zaten ben arkeoloji müze müdürü olarak arkeolojik kazılardan vazgeçemem. Yenikapı şu anda Türkiye’deki en büyük ve en önemli arkeolojik kazı alanı oldu.”

‘Hayalet filo’ bekleyecek

Limanda bulunan sekiz yelkenliyse sergilenebilmeleri amacıyla yaklaşık beş yıl boyunca kimyasal havuzlarda tutularak çeşitli koruma işlemlerinden geçirilecek.

‘Hayalet filo’nun korunması ve belgelenmesiyle ilgili çalışmalar Prof. Dr. Sait Başaran başkanlığındaki İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Taşınabilir Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü ve Teksas AWM Üniversitesi Antropoloji Sualtı Arkeoloji Programı’ndan Doç. Dr. Cemal Pulak’ın ekibi tarafından yapılıyor. Proje tamamlandığında, İstanbul, dünyanın sayılı antik gemi koleksiyonlarından birine sahip olacak.

Sergi Haziran 2007’de

Yenikapı’daki Marmaray kazı çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan mimari eserler, üzerleri kapatılarak açıkhavada sergilenecek. Taşınabilir buluntuların bir kısmı metro istasyonlarında, bir kısmı 2007 Haziranı’ndan
itibaren Arkeoloji Müzesi’nde sergilenecek.

Sayıları 3 bini bulan buluntuların arasında anforalar, pişmiş topraktan yapılmış mutfak malzemeleri, gemicilerin kullandığı aletler, ahşap taraklar, Bizans ve Osmanlı döneminde kullanılan kap kacaklar var.

Üsküdar’da da çarşı bulundu

İstanbul’daki arkeolojik hareketlilik Yenikapı istasyonuyla da sınırlı değil. Kentin çeşitli yerlerinde yapılan metro çalışmaları ve Marmaray kazılarıyla Cumhuriyet, geç Osmanlı, Osmanlı, Bizans ve Roma önemlerine ait eserler bulundu. Üsküdar, Yedikule, Yenikapı, Sirkeci ve Cağaloğlu’ndaki arkeolojik kazıları yöneten yetkililer, Marmaray Tüp Geçidi Kazı Çalışmaları’nın diğer ayağı olan Üsküdar’da da 18 ve 19’uncu yüzyıl Osmanlı çarşısıyla Tabakhane’ye ulaşıldığını söyledi.

Yorumlar kapatıldı.