İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Asker gönderme ve Lübnanlı Ermeniler

Türkiye’de tezkere oylaması yakınlaştıkça basında da gerek Lübnan, gerekse barış gücü hakkında haberler yoğunlaştı ve tutum alınmaya başlandı. Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök ve BirGün Yazarı Hrant Dink arasındaki tartışma da bunlardan biri. Tartışmaya konu olan iki yazıyı ve Dink’in cevabını yayımlıyoruz.

Siz Lübnanlı olsaydınız!

HRANT DİNK (1 Eylül 2006 BÎRGÜN)

… Lübnan’ın karmaşık yapısı içinde şimdiden önemli kesimler seslerini yükseltmiş durumda. Örneğin ülkede önemli bir yeri olan Ermeniler Türk askerinin varlığına tahammül etmeyeceklerini açıkça ilan ediyor.

Türkiye’den Lübnan’a asker gönderilmesi konusunda tartışmalar sürerken, Hürriyet Gazetesi’nin Lübnan Başbakanı Sinyo-ra’ya atfen duyurduğu “Kabinemizin Ermeni Bakanı bile Türkler gelsin diyor,” sözüne Lübnanlı Ermeni Baka’ndan yalanlama geldi.Hürriyet Gazetesi’nden Ertuğrul Öz-kök’ün imzasıyla 18 Ağustos’ta verilen haberde Lübnan Başbakan’ı Sinyora’nın Türk, Fransız, Pakistan ve Malezya bakanları onuruna verdiği yemekte, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’e Türk askerinin Lübnan’a gelmesini şu örnekle anlattığı iddia ediliyordu: “Bütün Lübnan Türk ordusunun gelmesini istiyor. Ermeni Bakanımız bile Türk ordusu gelmeli” diyor. Özkök haberinde Başbakan Sinyora’nın Ermeni Bakanı masasına davet ettiğini ve “değil mi sayın bakan” diye sorduğunu ve karşılığında da ‘evet’ cevabını aldığını bildiriyordu.

….Lübnanlı Ermeni Bakan Oğassapyan bir bilidiri yayımlayarak tüm bu haberleri yalanladı. Bildiri 22 Ağustos’ta Lübnan Ramgavar Partisi’nin yayın organı Zar-tonk’ta yayınlandı. Oğassapyan açıklamasında Hürriyet’te çıkan haberlerin “asılsız olup gerçekle bağdaşmadığını” ifade etti.

Karanfil Cephesi dağıldı mı

ERTUĞRUL ÖZKÖK 2 Eylül 2006

Dün Birgün Gazetesi’nde Hrant Dink’in yazısını okurken kendimle ilgili şaşırtıcı bir haber öğrendim. Meğer bir yazımdan dolayı Lübnan’da yalanlanmışım ve haberim olmamış…

Ben bu olayı bizzat Dışişleri bakanı Abdullah Gül’den dinledim.

Gül, 17 Ağustos günü beni, İsatnbul’da Dolmabahçe Sarayı’nın arkasında bulunan Başbakanlığa ait binaya davet etti.

Orada sohbet sırasında bu olayı anlattı.

Sohbetten sonra Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Namık Tan’ı arayarak eksik kalan bazı bilgileri de ondan aldım.

Dün Dink’in yazısını okuyunca Tan’ı arayıp bunu anlattım.

Daha sonunu dinlemeden, “ne yalanı ben de kulağımla duydum, gözlerimle gördüm. Orada bizimle birlikte en az 50 kişi vardı. Herkes gördü,” dedi.

Umarım Beyrut’ta bir gazeteci de bu olayı kendi kamuoyuna anlatır…

Öyle tahmin ediyorum ki, Ermeni Bakan, Taşnaklardan ve diasporadan gelen tepki üzerine bu yalanlamayı yapmak zorunda kaldı.

HRANT DİNK’in yanıtı

Lübnan’a asker gönderilmesi gibi çok hassas bir konu üzerinde konuşuyoruz. Bu hassas konunun da en hassas noktalarından biri olan Lübnanlıların meseleye nasıl baktığı konusu kuşkusuz en önemli sorun. Bu çerçevede Lübnan toplumunun önemli bir kesitini oluşturan Lübnanlı Ermenilere ilişkin son günlerde önemli yayınlar görüyoruz. Bunlarda, Lübnanlı Ermenilerin Türk askerlerini Lübnan’a istemediklerine dair haberler var. Yürüyüşler yapıyor, mitingler düzenliyorlar. Kofi Annan’a mektuplar yazıyorlar. Öte yandan ise bizim basınımızda Lübnanlı Ermenilerin ve özellikle hükümetteki temsilcisi bir bakanın Türk askerlerini istediklerine dair haberler çıktı. Sonuçta o Ermeni bakan Türkiye’de çıkan bu haberleri yalanladı. Bence şu anda yapılması gereken “o dedi bu dedi” ya da “dedi mi demedi mi” sorularını bir kenara bırakmak. Özellikle eğer ben Hürriyet gibi büyük bir gazetenin sorumlusu olsaydım o Ermeni bakanla temas kurup ne deyip ne demediğini doğrudan doğruya onun ağzından yansıtmayı yeğlerdim. Sonuçta gerçekten hassas bir konu.

Türk askerleri ve Ermenilerin orada geçirecekleri süreç hakikaten hassas bir süreç olacaktır. Siyasetçiler kadar basının da temkinli davranmasında yarar olduğunu düşünüyorum. Şunu da söyleyeyim; “bakan böyle bir şey dedi mi demedi mi” tartışmasına kuşkusuz giremem; demiş de olabilir dememiş de olabilir; bugün demiş olabilir ama kendi toplumundan gelen baskı nedeniyle bunu inkar da ediyor olabilir. Ama asıl önemli bu değil. Asıl olan bugün Lübnan halkının ve Lübnan Ermenilerinin Türk askerlerinin Lübnan’a girişi konusunda ne düşündüğüdür.

Yorumlar kapatıldı.