İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Aras Yayıncılık: BİR ADALET FERYADI

Osmanlı’dan Türkiye’ye

Beş Ermeni Feminist Yazar

1862 – 1933

Derleyen: Lerna Ekmekçioğlu – Melissa Bilal

Çeviri: Zülal Kılıç, Satenik Alanyan, Anjel Selver Çekem,

Takuhi Tovmasyan, Melissa Bilal, Maral Aktokmakyan,

Payline Tovmasyan, Talar Şilelyan, Sırpuhi Bilal

Bir kadın olarak yüklendiğim sorumlulukların altında ezilirken, bunun karşılığında bana verilen haklar yok denecek kadar azdı. Feminizmin “bir adalet feryadı” olduğuna iyiden iyiye inanmıştım.

Hayganuş Mark

Aras Yayıncılık, Osmanlı ve Türkiye Ermeni toplumunun beş öncü kadın yazarına bir nevi saygı ifadesi olarak, eserlerinden örnekler ve haklarında kaleme alınmış incelemelerden oluşan Bir Adalet Feryadı’nı yayımladı. Lerna Ekmekçioğlu ve Melissa Bilal tarafından seçilen metinlerden oluşan kitapta ele alınan İstanbul doğumlu beş Ermeni feminist yazar, Elbis Gesaratsyan, Sırpuhi Düsap, Zabel Asadur (Sibil), Zabel Yesayan ve Hayganuş Mark, yaşadıkları dönemde, kadın haklarıyla ilgili talepleri gündeme getirip, bu hakların elde edilmesi için dernekler, dergiler, gazeteler kuran, romanlar, öyküler, oyunlar, şiirler yazan öncü kişiliklerdi.

Elbis Gesaratsyan (1830-1911), 1862’de İstanbul’da, ilk Ermenice kadın dergisi olan Gitar’ı yayımladı. Yazılarında, cinsler arasındaki eşitsizliğin nedenlerini çözümledi ve toplumun ilerlemesi için kadının özgürleşmesi gerektiğini savundu.

Sırpuhi Düsap (1841-1901) romanlarında aşk, evlilik ve aileyle ilgili yenilikçi fikirleri ve kadınlar üzerindeki toplumsal baskıları dillendirdi. Eserleriyle geleneksel aile kurumuna zarar verdiği gerekçesiyle yoğun tepkiler aldı, ancak hiçbir zaman yılmadı.

Zabel Asadur (1873-1934) önemli bir yazar, şair ve aktivistti. Kadınlar arasında örgütlü dayanışmayı savundu; daha on yedi yaşındayken kurduğu kadın örgütüyle taşradaki kız çocuklarının eğitilmesi için çaba gösterdi; öğretmenlik yaptı, ders kitapları hazırladı.

Zabel Yesayan (1878-1942) öykü, roman ve makalelerinde cinsler arasındaki toplumsal adaletsizliği dile getirdi. Toplumu çözümlemede sınıf kategorisinden yararlanmasının yanı sıra, savaş karşıtı tavrıyla dönemin aydınları arasında kendine özgü bir yer edindi.

Hayganuş Mark (1885-1966), 1919’da çıkarmaya başladığı Hay Gin (Ermeni Kadını) adlı kadın dergisinı on dört yıl boyunca aralıksız yayımlayarak, Türkiye kadın hareketinde en uzun soluklu kadın dergisini çıkardı. Hay Gin, zamanla her türlü kadın sorununun dile getirildiği bir kürsüye dönüştü.

Kitapta yer alan Ermeniceden çeviri metinler, Gesaratsyan, Düsap, Asadur, Yesayan ve Mark’ın yeni bir dünya tahayyülleri; adalet, eşitlik ve özgürlük fikirlerinin onlar için hangi anlamları taşıdığı; bunları hangi yollarla elde etmeyi düşündükleri gibi sorulara kendi kalemlerinden verilen yanıtlar olarak değerlendirilebilir. Bu örnek metinler ve incelemeler aracılığıyla, yazarların Ermeni ve kadın kimlikleri üzerinden oluşturdukları siyasi duruşların yanı sıra, dönemin Osmanlıcılık, milliyetçilik, sosyalizm gibi toplumsal projelerine olan ilgilerine ve Müslüman/Türk kadınlarla olan ilişkilerine uzanan bir bakış açısı geliştirmek hedefleniyor.

Kitabın sonuna eklenen ve çeşitli kişi, kurum ve kavramlarla ilgili detaylı bilgiler içeren açıklamalar bölümü okurun ilgili metinlere ve döneme daha kolay nüfuz etmesini sağlarken, hazırlanan seçilmiş kaynakça daha derinlemesine okumalar için yol gösteriyor. Beş Ermeni feminist yazarın ve çağdaşlarının fotoğraflarından oluşturulan fotoğraf albümü ise kitabı görsel açıdan zengin bir kaynak haline getiriyor. 416 sayfadan oluşan Bir Adalet Feryadı’nı Rober Koptaş yayına hazırladı, kapak tasarımını ise Mehmet Sinan Niyazioğlu üstlendi.

İÇİNDEKİLER

Beş Ermeni Feminist Yazar:Yaşamlarından Kesitler

Feminizmin Ermenicesi Lerna Ekmekçioğlu – Melissa Bilal

BÖLÜM I ELBİS GESARATSYAN

– Elbis Gesaratsyan ve Gitar Yeprem Boğosyan

• Eğitimsever Ermeni Kadına Mektuplar

BÖLÜM II SIRPUHİ DÜSAP

– Öncü Anneler, “Gerçek Kız Kardeşler” ve Sırpuhi Düsap Victoria Rowe

• Mayda

• Kadınların Çalışmaması

BÖLÜM III ZABEL ASADUR (SİBİL)

– Sorunun Çözümü Eğitimdedir:Sibil Victoria Rowe

• Samimi Feminizm

• Milletperver Kadınlar

• Düsap’ın Salonunda

• Yeni Kadın

BÖLÜM IV ZABEL YESAYAN

– Kendine Ait Bir Feminizm Hasmik Khalapyan

• Düsap ve Tovmas Terziyan

• Öğretmenlerimiz

• Günümüzde Ermeni Kadınının Yergir’e Karşı Rolü

• Meşrutiyet’tenSonra Ermeni Kadını

• Kadın… Barış İçin

• Kadınlarımız

• Yeter!

BÖLÜM V HAYGANUŞ MARK

– Feminizm: Bir Adalet Feryadı Melissa Bilal-Lerna Ekmekçioğlu-Belinda Mumcu

• Hayatımın Dalgaları

• Yolumuz

• Kızların Mesleki Eğitimi

• Feminizm…?

• ModernTürk Kadını ve Rolü

• Kadın Ol, Kadın!

– Bir Yokluğun Anatomisi Lerna Ekmekçioğlu

– Seçilmiş Kaynakça

– Albüm

– Açıklamalar

– Dizin

Beş Ermeni Feminist Yazar

Yaşamlarından Kesitler

Elbis Gesaratsyan

1830’da İstanbul Beşiktaş’ta doğdu. Yaşamı hakkındaki bilgiler sınırlıdır. 1862-63’te ilk Ermenice kadın dergisi olan aylık Gitar’ı yayımladı. “Ermeni Kızlarına Davet” sloganıyla çıkan Gitar, maddi imkânsızlıklar nedeniyle ancak yedi sayı yayımlanabildi. Gesaratsyan dergide kadınların toplum hayatına karışmalarını, eğitim görmelerini, böylece, aile içindeki görevlerini de daha iyi yerine getireceklerini savunan yazılar kaleme aldı. 1879’da yayımladığı Namagani ar Intertsaser Hayuhis (Eğitimsever Ermeni Kadına Mektuplar) kitabında, bu çizgideki görüşlerini mektup formunda dile getirdi. Kitabının gelirini, muhtemelen üyesi de olduğu Azkanıver Hayuhyats Ingerutyun’a (Milletperver Ermeni Kadınlar Cemiyeti) bağışlayan Gesaratsyan, 1905-07 döneminde Kadıköy’de ikamet ediyordu. 1911’de İskenderiye’de bulunan Gesaratsyan’ın hayatını orada kaybettiği sanılıyor.

Sırpuhi Düsap

1841’de İstanbul Ortaköy‘de doğdu. Kadınların eğitim haklarının ateşli bir savunucusu olan annesi Nazlı Vahanyan 1859’da Ortaköy’deki Hıripsimyants Kız Okulu’nu ve 1864’te Ağkadakhınam Dignants Ingerutyun’u (Fukaraperver Kadınlar Cemiyeti) kuran kadınlar arasında yer alıyordu. Edebiyatla annesinin düzenlediği edebi salon toplantılarında tanışan Düsap, 1869-70’te Fransız bir bestekâr ve orkestra şefi olan Paul Dussap’le evlendi. Bu evlilikten Edgar ve Dorin adlı iki çocuğu oldu. 1879’da Tıbrotsaser Hayuhyats Ingerutyun’un (Okulsever Ermeni Kadınlar Cemiyeti) başkanlığını üstlendi. 1883’te yayımladığı, kadınların özgürleşmesi hakkındaki romanı Mayda ile büyük bir başarı kazandı; ancak eserin geleneksel aile yapısına zarar verdiği gerekçesiyle eleştiriler de eksik olmadı. Buna rağmen, 1884 tarihli Siranuş ve 1887 tarihli Araksiya gam Varjuhin (Araksiya ya da Mürebbiye) romanlarında benzer konuları işlemeyi sürdürdü. 1891’de kızı Dorin’in ölümüyle büyük bir kedere gömülen Düsap, o tarihten sonra evinde kapandı ve yeni bir eser yayımlamadı. Günlük tutmaya ve evinde edebi salon toplantıları düzenlemeye ise 1901’de ölünceye dek devam etti. Feriköy Latin Katolik Mezarlığı’na gömülmüştür.

Sibil (Zabel Asadur)

1873’te İstanbul Üsküdar’da doğdu. 1879’da, Üsküdar’daki Cemaran Okulu’nu bitirdiği yıl, sınıf arkadaşlarıyla Azkanıver Hayuhyats Ingerutyun’u (Milletperver Ermeni Kadınlar Cemiyeti) kurdu. Ateşli bir kadın hakları ve kadın eğitimi savunucusuydu. Taşradaki ve İstanbul’daki Ermeni okullarında öğretmenlik yaptı. Masis, Hayrenik (Vatan) gibi dönemin ünlü gazetelerinde şiirleri ve yazıları yayımlandı. Garabed Donelyan ile mutsuz bir evlilik geçiren Sibil, onun ölümünden sonra ünlü yazar Hrand Asadur’la evlendi. Şiirlerinde özellikle aşk, yurt sevgisi ve insani yüce duygular üzerinde yoğunlaşan, yarı romantik yarı gerçekçi bir üslup ile lirik ve epik bir tarz benimsedi. Bu özelliğiyle Romantizm’den Gerçekçiliğe geçiş döneminin önemli kalemlerinden biri olarak kabul gördü. Eşi Asadur’la birlikte, Ermenice ders kitapları hazırladı. Bu kitaplardan, Tankaran (Hazine) adını taşıyan edebiyat derlemesi, günümüzde, İstanbul’daki Ermeni okullarında edebiyat ders kitabı olarak kullanılmaya devam ediyor. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra İstanbul’da yaşamayı sürdüren Sibil, Ermeni okullarında öğretmenlik yapmaya devam etti ve 1934’te hayatını kaybetti. Şişli Ermeni Mezarlığı’na gömülmüştür.

Zabel Yesayan

1878’de İstanbul Üsküdar’da doğdu. Üsküdar’daki Surp Haç İlkokulu’nda okudu. İlk yazıları Arşag Çobanyan yönetimindeki Dzağig (Çiçek) dergisinde yayımlandı. 1890’lı yıllardaki siyasi karışıklık ortamı nedeniyle 1895’te Paris’e gitti. Sorbonne’da edebiyat ve felsefe derslerini takip etti, böylelikle üniversiteye giden ilk Ermeni kadın oldu. 1900’de Paris’te, İstanbul doğumlu ressam Dikran Yesayan ile evlendi. Sofi adında bir kız, Hrand adında bir erkek çocukları oldu. 1902’de İstanbul’a döndü. Yazıları Masis ve Arevelyan Mamul (Doğu Basını) gibi dönemin önde gelen Ermenice gazetelerinde yer alıyor, büyük ses getiren eserlerini arka arkaya yayımlıyordu. 1905’te Ermeni aydın portrelerinin hicvedildiği Geğdz Hancarner (Sahte Dahiler) adlı tefrika romanı tepkiler nedeniyle yarım kaldı. Aynı yıl tekrar Paris’te yaşamaya başladı ve 1908’de Meşrutiyet ilan edilene dek orada kaldı. 1909’da Adana’da yaşanan katliamın sonuçlarını yerinde izlemek üzere Kilikya’ya gitti. İzlenimlerini Averagnerun Meç (Yıkıntılar Arasında, 1911) adlı kitabında dile getirdi. Eserlerinde savaş ve şiddet karşıtı bir söylem geliştirdi. 1914’te başlayan savaşın ardından güç koşullarda yurtdışına çıktı. 1918’den sonra uzun yıllar, Mısır, Beyrut ve Kafkasya’da Ermeni yetimleri ve göçmenleriyle ilgili yardım faaliyetleri örgütlemekle uğraştı. Sovyet Ermenistanı’nı ziyaret etti, 1933’te ise bu ülkeye yerleşti. 1937’de Stalin kovuşturmaları sırasında tutuklanıp Sibirya’ya sürüldü. 1942 ya da 1943’te orada, tam olarak bilinemeyen koşullar altında öldü.

Hayganuş Mark

1885’te İstanbul Ayaspaşa’da (Beyoğlu) doğdu. Bir Fransız rahibeler okulunda ve Esayan’da öğrenim gördü. Edebi çalışmalarına öğrenciliği döneminde başladı. 1903’te Masis gazetesi tarafından düzenlenen bir şiir yarışmasında üçüncülük ödülü aldı. Mezun olduktan sonra özel dersler aldı. Yedikule’deki Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi’nin yetimhanesinde yarı zamanlı öğretmenlik yaptı. 1905-07’de eşi Vahan Toşigyan’la birlikte Dzağig (Çiçek) gazetesinin yönetimini üstlenerek onu bir kadın gazetesine dönüştürdü. 1907’de birlikte İzmir’e yerleşerek Arşaluys (Şafak) ve Artzakank (Yankı) gazetelerini yayımladılar; Mark, hazırladığı kadın köşeleriyle Dzağig’in misyonunu orada da sürdürdü. 1909’da birlikte İstanbul’a döndüler. Mark, Meşrutiyet’in ilk dönemlerindeki hâkim özgürlük ortamında açılan Ermeni yardım ve toplumsal hizmet derneklerinde önemli görevler üstlendi. 1919’da Hay Gin (Ermeni Kadını) adlı iki haftada bir yayımlanan bir dergi çıkarmaya başladı. Kadınların her türlü sorununun dile getirildiği bir kürsüye dönüşen derginin yayınına 1933’te son vermek zorunda kaldı. Birkaç yıllık bir küskünlük döneminden sonra çeşitli gazelerde yazmayı sürdürdü. 1954’te, edebi faaliyetlerinin ellinci yıldönümü bir törenle kutlandı; bu amaçla Hayganuş Mark: Giyankın u Kordzı (Hayganuş Mark, Hayatı ve Eserleri) adlı bir kitap yayımlandı. 1966’da İstanbul’da öldü. Şişli Ermeni Mezarlığı’na gömülmüştür.

Yorumlar kapatıldı.