İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Sarıkamış’ın hesabı sorulmalı

16 Temmuz 2006 Pazar

Sarıkamış Harekâtı, yıllar sonra Kalp ve Damar Cerrahı Prof. Dr. Bingür Sönmez ve arkadaşlarının çalışmalarıyla tekrar gündeme geldi. Dört yıl önce Sönmez’in öncülüğünde kurulan Sarıkamış Dayanışma Grubu, tarihimizin acı ve destansı karelerini gözler önüne seren fotoğraf ve filmlere Rus arşivlerinde ulaştı. Büyük maddi külfetlere katlanarak elde ettikleri dokümanları kamuoyuyla paylaşan ve 43 yıl sonra Sarıkamış’ta şehitlik anıtı yaptıran Sarıkamış Dayanışma Grubu Başkanı Bingür Sönmez, TGRT HABER Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Soysal’ın hazırlayıp, sunduğu “Baş Başa” programında, Sarıkamış Harekâtı öncesi ve sonrasında yaşanan dramı ve kahramanlıkları anlattı.

Sorumlusu Almanlar

Osmanlı İmparatorluğu’nun çaresiz kalarak 1. Dünya Savaşı’na girdiğini söyleyen Bingür Sönmez, “Ordusunun maaşını bile ödeyemeyecek durumda olan Osmanlı, büyük vaatlerde bulunan Almanlarla ittifak kurdu. Bunun sonucundaysa kendi üzerlerindeki yükün hafiflemesini isteyen Almanlar, Osmanlı’ya Kafkas Cephesi’ni açtırdı. Zamanla ordumuz üzerinde etkisini artıran Almanların emriyle Kafkas Cephesi’nde bazı bölgelerde kazandığımız büyük zaferlerin ardından askerlerimizi geri çektik. Eğer Rusların toparlanmasına izin vermemiş olsaydık, belki her şey çok daha farklı olurdu. Dolayısıyla Sarıkamış’ta yaşanan dramın en büyük sorumlusu Almanlardır. Sarıkamış’ta verdiğimiz 90 bin şehit profesyonel askerlerdi. Eğer Sarıkamış’ta daha az kaybımız olsaydı tarih daha farklı yazılabilir, en azından Kurtuluş Savaşı daha erken bitebilirdi” dedi.

Siviller katledildi

Sarıkamış’tan Osmanlı askerlerinin çekilmesiyle yaşanan katliam ve soykırım, üç dedesi Sarıkamış Savaşı mağduru olan Bingür Sönmez tarafından anlatılan bir başka konu oldu. Osmanlı’nın bölgeden çekilmesinin ardından Osmanlı’ya yardım eden köylerindeki 40 bin sivil Türk’ün Ruslar ve Ermeniler tarafından katledildiğini, hayatta kalanların ise Sibirya’ya sürgüne gönderildiğini söyleyen Sönmez, yöre halkının “93 Harbi”nden sonra Sarıkamış’la ikinci kez Osmanlı tarafından yalnız bırakıldığını ifade etti. Sarıkamış şehitlerinin mağlubiyet ve birtakım siyasi sebeplerle unutturulduğunu söyleyen Sönmez şöyle devam etti: “Yıllarca tarihin derinliklerinde saklı kalan Sarıkamış’ı gündeme taşımak bize nasip oldu. İlgili kurumlarla yaptığımız görüşmeler neticesinde artık Sarıkamış ders kitaplarında daha fazla yer alacak. Bu yıldan itibaren bölgeye üniversite öğrencileri için Sarıkamış’a geziler düzenleyeceğiz. Şehitlerimizi unutmamak, unutturmamak için çalışıyoruz. Unutmayalım ki Sarıkamış yaşanmasaydı, Çanakkale Zaferi de olmazdı.”

Basına sansür uygulandı

Sarıkamış’ın ardından İstanbul’a dönen Enver Paşa’nın basına sansür uyguladığını ve savaşla ilgili bütün belgeleri yok ettirdiğini anlatan Sönmez,”1915 yılındaki gazetelerde savaşta yaşanan dramla ilgili hiçbir bilgi yok. Öyle ki 5 Ocak 1915’te savaşın durmasına rağmen üç ay sonra yayımlanan gazetelerde savaşın devam ettiği ve ordumuzun kahramanca savaştığı haberleri yer almıştır. Sarıkamış gerçeği 1918’de bir gazetede yayımlanan makaleyle ortaya çıkmaya başladı ve 1921’de savaşla ilgili ilk kitap çıktı” sözlerini kaydetti. 1915 yılından Sarıkamış’ta Ruslar tarafından çekilen film ve fotoğraflara büyük paralar harcayarak ulaştığını kaydeden Sönmez, “Elimizde Rus arşivlerinden birtakım görüntü ve resimler bulunuyor. Ancak bununla yetinmeyip Rusların 1 Ocak 1915 tarihinde Sarıkamış’ta çektiği 8 dakikalık bir görüntüyü uluslararası bir firmayla çok ciddi pazarlıklar yaparak aldık. Önümüzdeki hafta elime geçecek olan filmi bütün televizyonlara dağıtacağım” şeklinde konuştu.

Şehitliklere sahip çıkalım

Dağlarda ismi olmayan birçok şehitliğin bulunduğunu söyleyen Sönmez, sözlerini şöyle tamamladı: “Soğanlı Dağı’nda bulunan insan kemikleri 1958’de Sarıkamış gazisi olan bir paşa tarafından toplatılarak ilk anıt şehitlik yapılmıştır. İkinci anıt şehitlik 1963 yılında Allahüekber Dağı’nda inşa edildi. 43 yıl sonra ise Soğanlı Dağı’nda iki büyük kardeş mezarların arasına bir şehitlik de biz yaptık. Kaybolmak üzere olan harabe halindeki mezarları da eski haline getirmeye çalışıyoruz. İş adamlarına, harabe halindeki şehitliklere ve mezarlara sahip çıkmaları çağrısında bulunuyorum. Şehitlikleri ziyaret etmeli, onları unutmamalı, unutturmamalıyız.”

Yorumlar kapatıldı.