İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Hatay, Suriye´ye satıldı mı?!

Taha Akyol

BUNU ilk defa duyuyorum: 1939’da Hatay anavatana katılırken imzalanan anlaşmada, “Yüzyıl sonra Hatay’da, Türkiye’yi mi, Suriye’yi mi istersiniz, diye referandum” yapılmasını öngören gizli bir madde varmış! Bazı okuyucularım söylüyor bunu:

– 2039’a az kaldı. Senin gibilerin desteğiyle Suriye Hatay’dan büyük topraklar alarak referanduma hazırlanıyor!

Şaşırdım. Bir de bu paranoya mı?! Yoksa gerçek de ben mi bilmiyorum?! Yakın tarihimizin en yetkin uzmanlarından Mete Tunçay’a sordum, o da şaşırdı:

– Yok böyle bir şey, bu da nereden çıktı?!

Tunçay, Hatay meselesi üzerinde 20 yıl süreyle çalışan Serhan Ada’nın doktora tezine bakmamı tavsiye etti.

Hatay diplomasisi

Dr. Serhan Ada’yla konuştum, gecemi gündüzüme katarak kitabını da okudum. Dr. Ada, Hatay meselesini Türk ve Fransız arşivlerinde incelemiş; ‘gizli’ bir şey olsa en azından Fransız arşivinde bulunurdu! Sorduğumda kendisi de şaşırdı: – Bu zırva nereden çıktı?

Serhan Ada’nın “Türk-Fransız İlişkilerinde Hatay Sorunu” adlı mükemmel kitabını herkese tavsiye ediyorum. (İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları)

Diplomasi tarihimizin en karmaşık ve başarılı olaylarından biri 1939’da Hatay’ın anavatana katılmasıdır. Avrupa’da “statüko”yu değiştirmek isteyen faşist blokla, “statüko”yu korumak isteyen demokrasi bloku arasındaki çekişmelerden Atatürk Türkiye’sinin nasıl yararlandığını, bu süreçte İngiltere ve Fransa’ya yakınlaşarak 23 Haziran 1939 tarihli antlaşma ile Hatay’ın anavatana katılmasını nasıl sağladığını adım adım izlemek insana çok şey öğretiyor.

Bu sürecin devamında İsmet İnönü, Ekim 1939’da İngiltere ve Fransa ile ittifak anlaşması imzalıyor.

Bugün bazı ‘sol Kemalist’ler bundan dolayı İnönü’yü “emperyalizmin işbirlikçisi” diye suçluyorlar; Avrupa dengelerinden ve Hatay siyasetinden habersiz, bilgisiz!

Ama paranoyanın bilgiye ihtiyacı yoktur! “Hatay’ı Suriye satın alıyor” paranoyası da böyle! Hele “Referandum” zırvası büsbütün divaneliktir!

İşte rakamlar!

Dr. Ada yazıyor: Hatay’ın Türkiye’ye katılması anlaşmasında, isteyen Hataylıların 18 ay içinde Suriye veya Lübnan’a göçebilecekleri, isterlerse taşınmazlarını satabilecekleri hükmü var. 13 Ocak 1940’a kadar Hatay’dan 26 bini Ermeni, 11 bini Ortodoks ve 6 bini Arap olmak üzere toplam 48 bin kişi göçmüş. (Sf. 223)

Göçüp de taşınmazını satmayanların tapu kayıtları bugün “Suriye vatandaşı” diye gözüküyor.

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nden aldığım rakamlar:

Hatay’da 2.485 Suriye uyruklu kişi adına kayıtlı 4.599 parça taşınmaz var, toplam yüzölçümü 149 bin 133 dönüm.

Suriye tarafında ise ülkemize göçmüş Türkler adına kayıtlı arazi, hükümetler arası mutabakata göre 1 milyon, evet 1 milyon 24 bin dönüm! Ayrıca hak iddia ettiğimiz 2 milyon 285 bin dönüm daha var!

Kim kimi satın alıyormuş?!

Türkiye’de 1939’dan beri Suriyeliler taşınmaz mal satın alamıyor, sadece Türk mahkemelerinin kararıyla miras intikal işlemleri yapılıyor! Suriyeliler üzerine kayıtlı bu emlakin gelirleri ve yönetimi 1966 yılından beri Türk Maliye Bakanlığı’na aittir!

Bu gerçekler karşısında artık paranoyadan kurtulmak gerekmiyor mu? Akıllı milliyetçilik, Suriye’den korkmak değil, ilişkileri geliştirip ticaretimizi artırmaktır!

Yarın: “Yunanlara satılan” topraklarımız!

Yorumlar kapatıldı.