İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

AB´den Dink uyarısı

Kretschmer: Dink kararı İlerleme Raporu’na girecek, TCK 301 acilen değişmeli

HİLAL KÖYLÜ

GÜVEN ÖZALP

ANKARA/BRÜKSEL – Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in ‘Türklüğe hakaretten’ aldığı altı aylık hapis cezanın kesinleşmesi, TCK’nın 301. maddesinin değiştirilmesini isteyen AB’nin tepkisini artırdı.

Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Hans Jörg Kretschmer, ayrıntıları öğrenip, durumu Brüksel’e anlatması gerektiğini söyledi. Türkiye’de ifade özgürlüğüyle ilgili her gelişme ya da gerilemenin Avrupa Komisyonu’nun ekim sonunda yayımlayacağı İlerleme Raporu’nda ayrıntılı olarak değerlendirileceğini belirten Kretschmer, hükümeti şöyle uyardı:

“TCK 301’in değişmemesinde bu kadar ısrarcı olan hükümetin yanlış içinde olduğu çok açık. Bu çok kötü bir gelişme. Hükümet uygulamada yanlışlık olmayacağını ve uygulamaya bakmamızı söylüyordu, ama bu, 301’in ilk kötü uygulaması olarak İlerleme Raporu’na girecek. Şimdi biz bu uygulamanın neresine bakalım? Ayrıca önümüzde daha onlarca dava var. Hükümet tüm uygulamaları nasıl düzenleyecek, nasıl ifade özgürlüğüne aykırı düşürmeyecek merak ediyoruz. Ama öyle görünüyor ki, yeni uygulamalar hükümetin ne kadar yanlış yolda olduğunu gösterecek. TCK 301, mutlaka ama mutlaka değişmeli.”

Meclis’in erken toplanarak 9. uyum paketini yasalaştırmasından memnun olacaklarını belirten Kretschmer, bu memnuniyetin İlerleme Raporu’na yansıtılacağını kaydetti. Kretschmer, “Ama Türkiye’nin ifade özgürlüğüyle ilgili karnesi iyi olmayacak” dedi.

Rapordan ip uçları

Orhan Pamuk’la ilgili davanın düşmesinin ardından AB’nin Türkiye’ye ifade özgürlüğüyle ilgili uyarılarını sürdürdüğünü hatırlatan Kretschmer, İlerleme Raporu’nda Türkiye’ye gelecek uyarılarla ilgili şu ipuçlarını verdi:

Dink davası Türkiye’ de ifade özgürlüğünün korumada olmadığının göstergesi. AB diğer davaların olumlu sonuçlanması için hükümet nezdindeki girişimlerini sürdürecek.

AB’ye aday olan bir ülkede ifade özgürlüğü açık ve net olmalı. Hükümetin bu konudaki açılımlarını destekleyeceğiz ama hatalara da sürekli dikkat çekeceğiz.

Pamuk, ‘Türklüğü alenen aşağılamak’la suçlanmıştı. Dink de ‘Türklüğe hakaretten’ suçlandı. Türkiye, yazar ve düşünürlerine bu tür suçlamaları yönelten bir ülke olmamalı. Bu konuda AB’nin de baskı yaptığı düşünülmemeli.

Rehn: 301 kaldırılmalı

Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn de Dink kararının hayal kırıklığı yarattığını açıkladı. Rehn, “Karar Türkiye’deki ifade özgürlüğünün uygulanmasını sınırlıyor” dedi.

Rehn, kararın 301. maddenin yorumlanması konusunda ilk olduğunu, diğer davalar için örnek oluşturacağını vurguladı. Mahkemelerin yeni TCK’yı pozitif yorumlamadığından yakınan ve sırada bekleyen benzer davalar olduğunu hatırlatan Rehn, Türkiye’de ifade özgürlüğünün garantiye alınması için 301 ve muğlak formüle edilmiş diğer maddelerin değiştirilmesini istedi.

AB, TCK’da yapılan değişikliklerden bu yana 301. maddenin değiştirilmesini istiyor. İlerleme Raporu taslağında, 301’in yanı sıra 216, 277, 285, 288, 305 ve 318. maddelerin de ya değiştirilmesi ya da iptali talep ediliyor.

Dink davayı AİHM’ye götürüyor

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, hakkındaki kararın Yargıtay’da onaylanmasıyla Türkiye’deki bütün iç hukuk yollarının tükendiğini, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuracağını açıkladı.

Dink, dün yazılı bir açıklamayla kararı şöyle değerlendirdi: “Üzüntülüyüm, ama şaşırmadım. Çünkü, Türkiye’de yaşayan bir insanım ve bu ülkenin çelişkilerini de gerçekliklerini de biliyorum. Aynı Yargıtay’ın önce 1971’de, sonra da 1974’te azınlık vakıflarının mülklerini ellerinden almak için vermiş olduğu kararlarda farklı dinden olan yurttaşlarını ‘Türk olmayanlar’ olarak nitelemesinin mağduruyum. Bu kararlar, biz farklı dinden vatandaşların yalnız gayrimüslim değil, gayrivatandaş olduğunu ilan ediyordu. Şu aşamada sorguladığım, bu kararın ne kadar ‘toplum’ adına ne kadar ‘devlet’ adına verildiği. Bunu önemsiyorum, çünkü benim hakkımda en önemli karar toplumun vereceği karar.

Türklüğü aşağılayan bir suç işlemedim. Bırakın Türklüğü, herhangi bir farklılığı aşağılamak ırkçılık ve ırkçılığın kendisi zaten en aşağılık suç. Bizim yaptığımız da zaten ırkçılıkla mücadele. TCK’nın 301 ve benzeri maddeleri kaldırılmalı.

AİHM’ye yapacağım başvuru, bir hak ve olanak olmasının yanı sıra, bir üzüntü vesilesi. Çünkü kendi ülkemdeki mahkemelerde hukuk bulamadım. AİHM’ye başvuruyorum, çünkü bu haksızlıklara rağmen ve bu haksızlıklarla mücadele için bu ülkede yaşamak istiyorum.”

‘Milliyetçileri etkisizleştirin’

Kretschmer, dün bir basın toplantısı düzenleyerek, Eurobarometre’nin yaptığı araştırmaya göre Türk halkının AB’ye desteğinin son altı ayda yüzde 55’ten yüzde 44’e düşmesini de değerlendirdi. Sonucun hayal kırıklığı yarattığını belirten Kretschmer, sorunun Türkiye içindeki bir iletişim probleminden kaynaklandığını ileri sürdü.

Kretschmer, hükümetin AB sürecindeki başarıyı halkına yansıtması, medyanın da halka bu süreçte pozitif bilgi aktarması gerektiğini ifade etti. Kretschmer, “Başbakan, hükümet ve ülkenin tüm ilerici güçlerine çağrıda bulunuyorum. AB sürecinin Türk vatandaşlarına daha iyi anlatılması gerekiyor. Hükümet, milliyetçi çevrelerin karşı propagandasını etkisiz hale getirmeli. Yoksa ben, hükümetin AB’ye ilgisinin azaldığına ihtimal vermiyorum. Türkiye’nin medenileşmesi Atatürk devrimleriyle başladı ve bunun sürdürülmesi gerekiyor. Bu süreçte halkın kazançları ön planda tutulmalı” dedi.

‘Süreç kesilmez’

Türkiye’nin AB sürecinde bazen ertelemeler olabileceğini belirten Kretschmer, ancak sürecin kesileceğine inanmadığını kaydetti. Kretschmer, Türkiye’nin imzaladığı ek protokolün gereğini de yerine getirmesini istedi. Kretschmer, “Protokolü uygulamaya geçirmek, Rum yönetimini tanımak anlamına gelmez. Limanların açılması, Gümrük Birliği’yle ilgili” diye konuştu.

Yorumlar kapatıldı.