İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

TÜRKİYE ERMENİLERİ PATRİKLİĞİ RUHANİLER GENEL KURULU BİLDİRİSİ

İstanbul Ermenileri Cemaati geçen hafta Tüm Ermeniler Katolikosu II. Karekin Hazretleri’nin ziyareti sayesinde tarihi günler yaşadı.

Katolikos Hazretlerinin ziyaret tarihinin belli olduğu günden itibaren, Patrik II. Mesrob Hazretleri tüm konuşmalarında ve duyurularında, Katolikos Hazretlerinin yapacağı ziyaretin önemini vurgulamış ve ziyareti “İkinci bir Paskalya” kutlaması olarak değerlendirmiştir. Patrik Hazretleri, her fırsatta, Katolikos Hazretleri’nin ziyaretinin tam bir başarıyla gerçekleşmesi gerektiğini söyleyerek, cemaatimiz din görevlilerinin, kilise korolarının, derneklerin ve vakıf yöneticilerinin ellerinden geleni en iyi şekilde ortaya koymasını istemiştir.

Gerçekten de ziyaret başarıyla sonuçlanmıştır. Katolikos Hazretleri Surp Eçmiyadzin’e döndükten sonra, Patrik Hazretlerine gönderdiği takdir yazısında, gördüğü sıcak konukseverlikten ötürü duyduğu memnuniyeti dile getirmiştir. Bu takdir, doğal olarak, tüm cemaatimizi kapsamaktadır. Çünkü cemaatimizin tümü, Ruhani Reisi’nin riyasetinde, Kilisemiz’in Kurucusu Aziz Krikor Lusavoriç’in makamına yönelik duygularını ifade etmek üzere elinden geleni yapmıştır.

Bu ziyaret süresince, arzu edilmeyen tek durum Katolikos Hazretlerinin Pazar günü sunduğu ayinden sonra, Patriklik binası salonunda düzenlenen ve olumsuz ifadelere neden olan basın toplantısıydı. Katolikos Hazrelerinin soykırım konusundaki ifadesi Ermenistan Cumhuriyeti’nin konuyla ilgili resmi söylemini yansıtmaktaydı.

Patrik Hazretleri, Türkiye Ermenileri toplumunun Ruhani Reisi sıfatıyla, doğal olarak Katolikos Hazretleri’nin açıklamaları hakkında Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin görüşlerini ifade edecek ve diyaloğun hayatiyetine değinecekti.

Türkiye Ermenileri dini bir azınlıktır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, yasalar ve yasa gücündeki Lozan Antlaşması’yla güvence altına alınan belli haklara sahiptir. Patriklik Makamı, Cumhuriyet döneminde, cemaatimizin kadim gelenekleri doğrultusunda, ülkemizin yasalarına uyarlanan nizamlara göre Türkiye Ermenileri toplumuna önderlik etmiştir. Patriklerimiz, her zaman, Türk-Ermeni ilişkileri söz konusu olduğunda, ne yapılması gerektiğini çok iyi bilmişlerdir. Cumhuriyet dönemindeki Patriklerimizin tutumlarını inceleyenler, onların, ruhani kisvelerini taşımakla birlikte, huzur, barış ve insanseverlik adına neler başardıklarını ve kendilerine teslim edilen cemaatin esenliğini hep göz önünde bulundurduklarını görebilirler.

Patrik Hazretleri’nin açıklamaları bu çerçevede değerlendirilmelidir. Ancak maalesef Ruhani Reisimiz’in sözleri çarpıtılarak, Katolikos Hazretleriyle zıtlaşma olarak değerlendirilmiştir. Patrik Hazretleri, aynı konuyla bağlantılı olarak basında yayınlanan bir çok resmi açıklama yapmıştır. Doğal olarak Katolikos Hazretleri’nin açıklamalarından sonra yaptığı açıklama da, aynı doğrultuda olacaktı. Patrik Hazretleri’nin, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normal bir seyir izlemesini istemediğini kim iddia edebilir? Patrik Hazretleri, her fırsatta, ilişkilerin normalleşmesinin toplumumuzun ruhani ve kültürel yaşantısına da yapıcı katkılarının olacağını defalarca vurgulamıştır.

Türkiye Ermenileri Patrikliği, Ermeni Kilisesi hiyerarşisi içersinde, her zaman özerkliğini korumakla birlikte, Katolikosluk makamı ve Katolikoslarla olağan bir bağ içersinde olmuştur. Patrik Hazretleri de Saadetli Selefleri ile aynı doğrultuda hareket etmiştir. Ruhani Reisimiz’in, Ermeni Kilisesi hiyerarşisi içersinde farklı düşünceleri olabilir. Ancak Patrik Hazretleri’nin duruşu, bölücü deliceler ekiyor anlamına gelmez. Patrik Hazretleri’nin de diğer patriklik makamlarında bulunan Reisler gibi bir episkopos olduğu, Kilise’de ruhani gözetmenlik görevinin bulunduğu ve Kilise’nin Kitab-ı Mukaddes’ten doğan yasalarına ve kurallarına sahip çıkması gerektiği unutulmamalıdır.

Patrik Hazretleri’nin yapıcı bir işbirliği içersinde olmadığı iddiasını tamamen reddediyoruz. Patrik Hazretleri, Katolikos Hazretleri’nin ziyareti süresince cemaat düzeyinde yapılan tüm etkinliklere ve kabullere katılmıştır. Patriklik Makamı’nın basın toplantısını düzenlemesiyle Katolik Hazretlerini tuzağa düşürüldüğü iddiası ise insafsızlıktır.

Eçmiyadzin’deki Tüm Ermeniler Katolikosluğu’yla, İstanbul’daki Türkiye Ermenileri Patrikliği arasında bir husumet ve ilişkilerde istikrarsızlık olduğu iddiası bizce malum değildir. İki makamın da kalem müdürlüklerinden bu konuda herhangi bir resmi açıklama yapılmamıştır. Ruhani Reisler öncelikle rahip ve gizlilik yemini etmiş olan din görevlileri ve sonra da birer episkopos olarak, Kilise’yi ilgilendiren konularda birbirleriyle görüşürler. Sivil üyeler, Kilise’ye sadece vaftiz andıyla bağlıdırlar. Ruhani Reisler ise vaftiz antlarının yanı sıra Diyakosluk, Rahiplik, Episkoposluk ve tahta çıkma antları ile Kilise’ye bağlıdırlar ve yaşamlarını Allah’ın Kilisesi’ne adamışlardır. Bu nedenle onlar kendi aralarında konuşup anlaşabilirler. Yeter ki sadece dışarıdan bakarak fikir yürüten siviller, konuları kendilerine uygun gözüken şekilde yorumlayıp, ilişkileri gereksiz bir şekilde germeye kalkışmasınlar.

Gerçekten de İstanbul Ermeni Cemaati, Tüm Ermenileri Katolikosunu büyük bir sevgiyle kucakladı. Cemaatimiz, önemli kutlamalara ve tüm toplumu ilgilendiren törenlere nasıl ve ne şekilde katılması gerektiğini çok iyi bildiğini gösterdi. Cemaatimiz, kardeş kilise reislerini ve Ermeni Kilisesi’nin diğer ruhani önderlerini de, aynı düzeyde olmasa bile, aynı ruhla ağırlamakatadır. Bu manevi ortam, günün Patriki’nin direktifleri doğrultusunda oluşmaktadır. Aynı manevi ortam, Katolikos Hazretleri’nin ziyareti öncesinde de Patrik Hazretleri’nin direktifleri doğrultusunda oluşmuştur.

Şu konuyu net olarak belirtmeliyiz ki, Tüm Ermeniler Katolikosu’nun Ermeni Kilisesi içindeki konumu hakkında İstanbul’da herhangi bir şüphe yoktur.

Gerek Patrik Hazretleri, gerek din görevlilerimiz, gerekse cemaatimizin üyeleri, Eçmiyadzin’e ve Katolikos Hazretleri’ne, ruhanî alanda, son derece bilinçli bir sevgi ve saygı duymaktadırlar.

Cemaatimiz ilk günden başlayarak Patrik Hazretleri’nin çevresinde kenetlenmiştir. Ne Ruhani Reisimiz kendi cemaatinden, ne de cemaatimiz Ruhani Reis’inden kopmamıştır. Patrik Hazretleri’nin patriklik tahtına çıktığı günden başlayan bu birliktelik günümüze kadar sürmektedir. Bu birliktelik hakkında ısrarla şüpheler yaymak tam anlamıyla günahtır. Patrikler, çalışma yöntemleri nedeniyle her fırsatta vicdansız ve haksız eleştirilere maruz kalmışlardır. Eski Ermeni Cemaati Temsilciler Meclisi tutanakları ve geçen yüzyılın gazete küpürleri konuyla ilgilenen araştırmacılar için oldukça zengin kaynaklardır.

Türkiye Ermenileri Patrikliği’nin varlığının amacı Türkiye Ermenileri Cemaatine hizmettir. Patrikler tahta çıktıkları gün, ülke yasalarına sadakat yemini ederek şöyle der:

“Türkiye Ermenileri Patriği olarak, vazifemi Kitab-I Mukaddes’in hükümlerine, Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına, nizamlarına ve Ermeni Kilisesi’nin örf ve adetlerine uygun olarak ifa edeceğime, cemaatimize ait dini, hayri ve içtimai müesseselerinhak ve menfaatlerini koruyacağıma, dindaşlarıma hak, hakikat ve fazilet yolunda rehber olacağıma ve bu yolda sadakatle hizmet edeceğime Huzur-u İlahi’de söz veririm. Allah yardımcım olsun. Amin!”

Patriklerimizin görevi, her şeyden önce Türkiye Ermenileri Cemaati “gemisinin” esenliğini sağlamak ve onu huzurlu limanlara ulaştırmayı amaçlamaktır. Bu nedenle her zaman doğal olarak bu doğrultuda çalışırlar. Katolikos Hazretleri’yle bir zıtlaşmanın var olduğunu söylemek yersiz ve temelsiz bir iddiadır. Patrik Hazretleri, yaptığı açıklama nedeniyle eleştirilmekte ve Katolikos Hazretleri’yle zıtlaştığı iddia edilmektedir. Ancak eminiz ki, eğer Patrik Hazretleri bu konuda sessiz kalsaydı, aynı çevreler tarafından bu kez de sessiz kaldığı için saldırı ve eleştiriye maruz kalacaktı. Toplumumuzun salt aydınlardan ve düşünürlerden oluşmadığını önemle anımsamak gerekir. Cemaatimiz, cermaat üyesi olmayan komşularıyla her gün bir yaşam diyaloğu içersinde olup ailesinin günlük ekmeğini kazanmak için çalışan sanatkarlarımız, işçilerimiz veya esnafımız, eğitimini değişik üniversitelerde ve devlet okullarında tamamlamaya çalışan öğrencilerimiz, Silahlı Kuvvetlerde vatan borcunu ödeyen gençlerimiz de cemaatimizin üyeleridir. Varlığımızın tek amacı cemaatimizin gelişimi ve esenliği için çalışmak, ayrıca iyi komşuluk ilişkileri kurmaya gayret göstermektir.

Biz Ruhani Reisimiz’in marjinal bir konumda olmadığını çok iyi bilmekteyiz. O, üstlenmiş olduğu görevin ağırlığının ve yüceliğinin bilinciyle Patriklik Makamında oturmaktadır. Ve yine herhangi bir kuşku duymuyoruz ki, Patrik Hazretleri, gerektiği takdirde, kendi cemaatinin uğruna, Saadetli Selefleri gibi, marjinalleşmeyi de taşıması gereken çarmıhlardan birisi olarak kabul ederek, seve seve göze almaya hazırdır.

Biz Katolikos Hazretlerinin açıklamasını, ifade özgürlüğü çerçevesinde, saygıyla karşılıyoruz. Ancak, biz mütevazı din görevlilerinin beklentisi, ülkemizdeki duyarlılıkların da dikkate alınmasıdır. Çünkü bu duyarlılıkların tahrik edilmesi cemaatimizin günlük yaşantısına hiç bir yarar sağlamayacaktır.

Mütevazı din görevlileri olarak bu görüşlerimizi bildiriyor, başta Eçmiyadzin gelmek üzere Ermeni Kilisesi’nin tüm Patrikliklerinin bekası, ve Ruhani Reislerimiz’in sağlık ve başarılarıyla birlikte cemaatimizin ruhani yapılanması ve esenliği için dua etmeye devam ediyoruz. Amin.

7 Temmuz 2006

Kumkapı

Yorumlar kapatıldı.